Avrupa Parlamentosu (AP) için 28 ülkede yapılan seçimlerden çıkan sonuçların AB’de ve bir bütün olarak Batı’da son yıllarda iyice hissedilen sıkıntıların daha da artacağına işaret ettiği belirtildi.
İslam düşmanlığı bölünmeyi hızlandırıyor!
Avrupa Parlamentosu seçimlerinde, merkezdeki sağ ve sol partilerin çok ağır darbeler aldığını vurgulayan uzmanlar, "AB’nin kuruluşundan bu yana belirleyici politik unsurlar olan Merkez Sağ (EPP) ile 146 üyeli SD’nin ilk kez çoğunluk sayısı olan 376’nin altına düşmesi ve Yeşiller, Liberaller ile Faşistlerin gittikçe kuvvet kazanması batının batışına işaret ediyor"değerlendirmesinde bulundular.
Eski Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Avrupa Birliği’nin gittikçe daha fazla istikrarsız bir görüntü arz ettiğini hatırlatarak, "slam, Türkiye ve Erdoğan düşmanlığı’ birliğin geleceğini tehdit ediyor. İslam, Türkiye, Erdoğan karşıtlığı üzerinden büyüttükleri faşizm canavarı şimdi kendilerini yutmaya çalışıyor." Değerlendirmesiyle dikkat çekti.
Akdoğan, Star’daki yazısında “AB’nin “bölünme” yolundaki hızlı ilerleyişine dikkat çekerken, Türkiye’nin belirleyiciliğinin gittikçe arttığına vurgu yaptı.
Ekonomist Batırel: İngiltere Krize Doğru
Ekonomi yorumcusu Necmettin Batırel de, AB’nin ve Avrupa Birliği’nden ayrılma süreci kaosa dönüşen İngiltere’nin ekonomik krize sürüklendiğine vurgu yaptı.
Batırel, şöyle devam etti:
"Başbakan Theresa May, 7 Haziran’da görevi bırakıyor. Muhafazakâr Parti’de liderlik yarışı başladı. Yeni lider aynı zamanda başbakan olacak. ABD ve İngiliz gazetelerine göre, Theresa May’den sonra gelecek başbakan anlaşmasız Brexit ihtimalini güçlendirecek. Nitekim İngiltere’de Avrupa Parlamentosu seçimlerinde AB’den ayrılmayı ana politikası olarak belirleyen Brexit Partisi %31,6 oyla ilk sırada yer aldı. Uluslararası kredi kuruluşu Moody’s’e göre May’in istifası anlaşmasız Brexit ihtimalini kuvvetlendirdi. 31 Ekim son tarih. İngiltere AB’den uzlaşma sağlamadan ayrılırsa 21 aylık geçiş dönemi olmayacak. Anlaşmasız Brexit’te Sterlin %25 değer kaybedeceği için enflasyon yükselecek. Tüketiciler, işletmeler ve kamu kuruluşları, artan maliyetler karşısında şaşkına dönecek. İngiltere Merkez Bankası, "2008 finans krizinden daha büyük durgunluğa gireriz, ekonomi yüzde 8 küçülür" diyor. İngiltere AB kurallarına bağlı kalmayacağı için işletmeler, AB’den ithal edilen mallara gümrük vergileri koymak zorunda kalacak. Tüm ithal ürünlerin fiyatları yükselecek. Üreticiler merkezlerini AB’ye taşıyacak. Avrupa Birliği, İngiltere’ye hiç üye olmamış gibi “üçüncü ülke” muamelesi yapacak. Londra Avrupa finans merkezi unvanını Frankfurt’a kaptıracak. 1 milyon iş yeri kapanacak, 130 milyar avroluk maddi zarar yaşanacak.."
Türkiye için fırsatlar doğabilir
Necmettin Batırel “Türkiye’nin önünde çok büyük bir fırsat var. Ekonomik krize düşecek olan İngiltere ile serbest ticaret anlaşması yaparak Avrupa Birliği ile doğan boşluğu doldurabilir. İki ülke arasında indirimli gümrük vergilerinin uygulanması, kotaların azaltılması, koruma duvarlarının aşağı çekilmesi 22 milyar dolarlık ticaret hacmini 50 milyar dolara çıkarır.” diyerek devam ettiği Türkiye gazetesindeki yazısında, önümüzdeki süreçte Türkiye’nin gerilimli olduğu alanlarda avantaj sağlayabileceğini vurguladı.