Bosna Hersek'te yayımlanan Stav Dergisinde Bojan Budimac imzalı yazıda, İstanbul'da düzenlenen Büyük Filistin Mitingi için, “Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gerçekleri tüm çıplaklığıyla gösterdiği, her şeyden önce Batı'nın ikiyüzlülüğünü ortaya koyduğu, İsrail'e ise ayna tuttuğu miting gibi bir olayı görmezden gelmek mümkün değil” ifadeleri yer aldı.
Yunanistan’ın yayın organı ieidiseis ve İsrail’in yayın organı Times of Israel, Türkiye’nin İsrail gerçeklerini dile getirmesinden ve İstanbul’da düzenlenen Büyük Filistin Mitingi’nden rahatsızlık duyarken Bosna Hersek'in Stav Dergisi’nde söz konusu rahatsızlıklara ve Türkiye’nin dile getirdiği hakikatlere ilişkin bir yazı yayımlandı. Bojan Budimac imzalı yazıda “İsrail'in Gazze Şeridi'nde soykırım nitelikli askerî operasyonuna karşı kitlesel protestoları gören herkes için tarihte ilk kez İsrail'in -Amerikalıların deyimiyle- dünya kamuoyunun ‘kalpleri ve akılları için’ savaşı -propaganda savaşı diye okuyun kaybettiği aşikârdır” ifadeleri yer aldı.
“CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'IN İSRAİL'E İSE AYNA TUTTUĞU MİTİNGİ GÖRMEZDEN GELMEK MÜMKÜN DEĞİL”
Batı'daki protestolarda siyasi sınıf ile vatandaşlar arasında kapatılamaz bir uçurum olduğunu belirtilen yazıda, şu ifadeler yer aldı:
“Siyasi sınıf İsrail'e en ufak bir baskı yapmayı bile reddederken vatandaşlar koşulsuz ateşkes, İsrail'in Filistin işgaline son verilmesi ve kalıcı barışa giden yolun açılmasını talep ediyor. Bütün bunların istisnası, kamuoyu ile resmî politikaların büyük ölçüde örtüştüğü Türkiye'dir.
Bu gerçek İsrail perspektifi açısından son derece tehlikeli çünkü Batı'daki siyasi sınıf ve medya kendi vatandaşlarını görmezden gelebilirken (ne zamana kadar ise bir soru işareti), Türkiye Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan söz konusu olduğunda bu imkânsız değilse de zordur. 28 Ekim'de İstanbul'da düzenlenen, (en az) bir milyon kişinin toplandığı, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gerçekleri tüm çıplaklığıyla gösterdiği, her şeyden önce Batı'nın ikiyüzlülüğünü ortaya koyduğu, İsrail'e ise ayna tuttuğu miting gibi bir olayı görmezden gelmek mümkün değil. İsrail'in gerçeklerden hoşlanmaması bu kez Times of Israel'in internet sitesindeki blogda eski İsrailli diplomat ve İsrail Dışişleri Bakanlığında uzman olan Ronen Sahar tarafından açıkça ifade edildi. ‘Fahrettin Altun: Erdoğan'ın Gölgesi Hamas'ın Küresel Savunucusu Rolünü Üstleniyor’ başlıklı makalesinde Sahar, başarılı ‘yeni’ stratejinin ‘suçlusunu’ İletişim Başkanı Fahrettin Altun'da buluyor.”
RONEN SAHAR’IN İLETİŞİM BAŞKANI FAHRETTİN ALTUN’A YÖNELİK TEHDİT MESAJI
Times of Israel’deki yazısında Sahar’ın genelde Türkiye'den, özelde de Erdoğan'dan gelen mesajların başarısının apaçık gerçeklere dayandığını görmezden geldiğini belirten Budimac, Türkiye karşıtı söz konusu yazıya ilişkin şunları kaleme alıyor:
“Sahar, bu durumu (başarıyı) Erdoğan'ın ‘Yahudi karşıtlığı söylemini’ terk edip İsrail karşıtı söylemlere dönüştürdüğü tamamen kurgusal bir senaryo ile açıklamaya çalışıyor. Sahar, ‘Devlet fonlarıyla kurulmuş bir propaganda bürosu, yüz milyonlarca dolar bütçesi, yüzlerce çalışanı ve uluslararası ağı bulunan Türkiye Cumhuriyeti İletişim Başkanlığını büyük bir ustalıkla yöneten Profesör Altun, Türkiye kampanyasını İsrail'in Gazze'de soykırım yaptığı ve sistematik olarak sivilleri katlettiği mesajıyla geçmişte Erdoğan'ı dezavantajlı duruma düşüren Yahudi karşıtı söylemleri bu kez tamamen İsrail karşıtı söylemlere dönüştürmeyi başardı’ diye belirtiyor.
Erdoğan'ın ilk kez halka açık bir sahnede dönemin Cumhurbaşkanı Şimon Peres'in yüzüne İsrail hakkındaki gerçekleri söylediği ‘one minute’ olayı 15 yıl önce, Altun'un sadece üniversite profesörü olduğu dönemde gerçekleştiği gerçeğini tamamen görmezden gelen makalenin yazarı, İletişim Başkanlığı Başkanı Fahrettin Altun'u ‘yeni strateji’nin perde arkasında yer alan yeni bir kişilik olarak tanıtıyor. Sahar, aynı zamanda bir tehdit olarak da anlaşılabilecek panik dolu bir ses tonuyla ‘Erdoğan'ı devirmek mümkün değil ama Altun ve ekibinin derhal durdurulması gerekiyor. Derhal’ sonucuna varıyor. Sahar'ın, gerçeği nasıl durdurmayı düşündüğü belli değil ama sözcünün mecazi olarak öldürülmesinden yana olduğu açık.”
