Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Geng Shuang, düzenlediği basın toplantısında, yasa tasarısının hem Çin'in Hong Kong'daki hem de ABD'nin çıkarlarını baltaladığını söyledi.
ABD'yi Çin'in iç işlerine müdahale etmekle suçlayan Geng, "ABD'yi çok geç olmadan bu tasarının kanun haline gelmesini önleyerek, yanlışlarını durdurmaya ve Çin'in iç işlerine karışmamaya çağırıyoruz." dedi.
Geng, tasarının yasalaşması durumunda Pekin yönetiminin gerekli tedbirleri alacağına işaret ederek, "ABD yanlış hamleler yapmaya devam ederse Çin kesinlikle güçlü önlemler alacaktır." ifadesini kullandı.
Beyaz Saray'ın tasarıya yeşil ışık yaktığı belirtiliyor
Cumhuriyetçi Senatör Marco Rubio tarafından sunulan "Hong Kong İnsan Hakları ve Demokrasi Yasası" başlıklı tasarı, Cumhuriyetçi ve Demokrat Parti tarafından tam destekle onaylanmıştı.
Temsilciler Meclisinde bugün kabul edilen yasa tasarısı, onaylanmak üzere Beyaz Saray'a gönderildi. Tasarının yürürlüğe girebilmesi için Trump'ın imzası beklenirken, Beyaz Saray'ın tasarıya yeşil ışık yaktığı belirtiliyor.
Hong Kong'un özerklik statüsüne destek vermek amacıyla sunulan tasarıda, Hong Kong ve ABD arasında özel ticaret ilişkisi kurulması ve devam eden "demokrasi yanlısı protesto gösterilerine şiddet karıştıran" Çinli yetkililere yaptırım uygulanması öngörülüyor.
Hong Kong, Pekin yönetiminin kendi yasalarını, bağımsız yargı, medeni ve ekonomik özgürlüklerini korumasına izin verme taahhüdüyle 1997'de İngiltere'den Çin yönetimine geçmesi üzerine ABD ile avantajlı ticaret statüsüne devam ettirdiği belirtiliyor.
Protestoların gelişimi
Hong Kong yönetimi, "Şüphelilerin Çin ana karası, Çin'in Makao Özel İdari Bölgesi ve Tayvan'a iadesini kolaylaştıran" yasa tasarısını 3 Nisan'da parlamentoya sunmuştu.
Tasarının, Hong Kong'un özerk yönetim yapısı ve yargı bağımsızlığını zedeleyerek kenti, Çin merkezi yönetiminin güdümüne sokacağını düşünen muhalefet, haziran başında kentte büyük kitlesel protestolar başlatmıştı.
Protestoların gün geçtikçe şiddetini artırması üzerine Hong Kong Baş Yöneticisi Carrie Lam, temmuzda tasarının "öldüğünü" açıklamış, gösterilerin sürmesi üzerine 4 Eylül'de tasarının geri çekileceğini duyurmuştu.
Tasarı, 23 Ekim'de resmen geri çekilmesine rağmen protestocular, "demokratik reform" talepleriyle eylemleri sürdürme kararı almıştı.
Göstericiler, tasarını geri çekilmesiyle protestoların "ayaklanma" olarak adlandırılmasına son verilmesini, polis şiddetinin soruşturulması için bağımsız komisyon kurulmasını, tutuklanan protestoculara af çıkarılmasını ve kentte siyasi reform sürecinin yeniden başlatılmasını içeren 5 talep öne sürüyor.