Bakan Özer, Türkiye Maarif Vakfınca "Eğitimde Yeni Eğilimler ve Dönüşüm" temasıyla ilki çevrim içi ortamda düzenlenen, Anadolu Ajansının "Global İletişim Ortağı" olduğu İstanbul Eğitim Zirvesi'nin açılışında konuştu.
Asya'dan Avrupa'ya, Amerika'dan Afrika ve Avustralya'ya kadar dünyanın dört bir köşesinde okul öncesi eğitimden yükseköğretime kadar, eğitimin her kademesinde faaliyet gösteren Maarif Vakfının, uluslararası eğitimde dünyaya örneklik teşkil ettiğini ifade eden Özer, 67 ülkede eğitim faaliyetleri yürüten vakfın, kadim medeniyetin ilim, irfan geleneği ile insanlığın ortak değer ve kültürel mirasını sentezleyerek, Türkiye'nin uluslararası eğitimde dünyaya açılan en önemli kapısı olduğunu belirtti.
Örgün eğitimin yanında etüt merkezleri, kurslar ve kültür merkezleri açarak yaygın eğitim faaliyetleri de yürüten vakfın hayatın her alanında bireylerin gelişimlerine katkı sunduğunu aktaran Özer, "Yalnızca akademik açıdan başarılı bireyler değil her bir öğrencinin iyi insan olması Türkiye Maarif Vakfımızın en büyük hedeflerinden bir tanesidir. Dünyada var olan ve yayılan çatışma, ayrımcılık, ötekileştirme, nefret suçları gibi kötülüklere karşı insanlığın en büyük silahı, geleceği inşa edecek olan gençlerimizin iyi insan olmasını sağlayabilmektir." diye konuştu.
Maarif Vakfının özgün eğitim programları, bilimsel çalışmaları ve AR-GE faaliyetleriyle kısa sürede köklü uluslararası eğitim kurumlarıyla rekabet edebilir düzeye eriştiğini vurgulayan Özer, "Bugün itibarıyla dünyanın pek çok ülkesinde uluslararası standartlarda eğitim faaliyeti yürüten 399 okul, 1 üniversite ve 14 eğitim merkezinde toplam 47 bin 604 öğrencisi bulunmaktadır. Bu öğrencilere ülkemizin dilini, tarihini ve kültürünü öğreterek dünyanın dört bir yanındaki gençlerle gönül köprüleri kuran Türkiye Maarif Vakfımız eğitimin uluslararasılaşmasına da büyük bir katkı sunmaktadır." ifadelerini kullandı.
- "SALGIN, EĞİTİM SİSTEMLERİNDE DÜNYA ÇAPINDA BÜYÜK BİR KRİZE SEBEP OLMUŞTUR"
Milli Eğitim Bakanı Özer, 21. yüzyıl dünyasında sosyal, siyasal ve ekonomik alanda büyük değişim ve dönüşümlerin yaşandığına şahitlik ettiklerini dile getirerek, şöyle devam etti:
"Bir yandan bilgi ve iletişim teknolojilerinde hızla değişimler yaşanırken diğer yandan da iklim değişikliği, doğal afet, savaş ve göç gibi dünyayı derinden sarsan gelişmelere hep birlikte tanıklık ediyoruz. 2020 yılından itibaren maruz kaldığımız koronavirüs salgını nedeniyle dünyanın neredeyse tamamında eş zamanlı olarak küresel bir şok yaşanması tarihte eşi benzeri olmayan bir durumdur. Milyonlarca insanın ölümüne sebep olan bu salgın, sağlık, ekonomi ve sosyal alanlarda olduğu gibi eğitim sistemlerinde de dünya çapında büyük bir krize sebep olmuştur. Küresel bir krize dönüşen koronavirüs salgını nedeniyle nasıl ki ülkeler sağlık alanında deneyimlerini paylaşarak büyük bir dayanışma gösteriyorsa dünyanın geleceğini şekillendirecek olan nesillerin eğitimi için de aynı şekilde tecrübe paylaşımına ihtiyaç vardır. Nitekim sağlıkla birlikte insanlığın üzerinde en fazla durması gereken konu şüphesiz eğitimdir. Salgınla birlikte eğitimin geleceğinin de masaya yatırılması artık zorunluluk arz etmektedir."
Özer, İstanbul Eğitim Zirvesi'nin dünyanın dört bir tarafından araştırmacıları bir araya getirip bu konulara kafa yorarak, insanlık için bir gelecek vizyonu oluşturulmasıyla ilgili katkı sağlama potansiyeline sahip olduğunu bildirdi.
- "EĞİTİM SİSTEMLERİMİZİ ACİL DURUMLARA KARŞI DAHA HAZIRLIKLI HALE GETİRMELİYİZ"
Eğitimde var olan eşitsizliklerin derinleşmesinin bugün tüm dünyada karşı karşıya olunan en büyük tehlikelerden biri olduğuna dikkati çeken Özer, "Pandemi sürecinin öğrenciler arasında oluşturduğu uçurumu kapatmak, bu sürecin yarattığı öğrenme kayıplarını telafi etmek, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de eğitim politikalarımızın en büyük hedefi olmalıdır. Pandeminin, çocuklarımızın yalnızca akademik değil aynı zamanda fiziksel, sosyal ve duygusal gelişimleri üzerindeki tahrip edici etkisini azaltmak için büyük bir gayret göstermeliyiz. Yaşadığımız bu salgın sürecinde gereken dersleri çıkartmalı, eğitim sistemlerimizi acil durumlara karşı daha hazırlıklı hale getirmeliyiz." değerlendirmesinde bulundu.
Bakan Özer, ulusal ve uluslararası düzeyde kamu kuruluşları, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşlarıyla iş birlikleri kurarak her bir çocuğun nitelikli eğitime erişimi için çaba gösterilmesi gerektiğinin altını çizerek, "Unutmayalım ki, çocuklarımız ve gençlerimiz bu dünyanın geleceğini inşa edecek olan en değerli beşeri sermayemizdir." ifadelerini kullandı.
Eğitim gönüllülerini bir araya getiren, onlarla tecrübe paylaşımına imkan sağlayan bu organizasyona ev sahipliği yapan Türkiye Maarif Vakfı ile katılımcılara teşekkür eden Özer, zirvenin eğitim politikalarına ışık tutmasını diledi.