Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, TBMM Genel Kurulunda, bakanlığının 2022 yılı bütçesine ilişkin konuşmasında, demokratik sistemin sunduğu geniş imkanların başında sendikal özgürlükler ve örgütlenmenin geldiğini söyledi.
Türkiye'nin bu konuda önemli kazanımlara sahip olduğuna işaret eden Bilgin, öte yandan 12 Eylül’ün çalışma hayatına ilişkin tortularının bir an önce ortadan kaldırılması gerektiğini vurguladı. Bilgin, “Hatta siyasal hayatımıza yönelik tortularının tamamının ortadan kaldırılması konusunda da ülkemizin yeni bir anayasaya ihtiyacı olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu anayasanın da bu Meclis tarafından gerçekleştirilmesini çok önemli buluyoruz.” diye konuştu.
Bilgin, Türkiye’nin, siyasal iradenin toplumsal talepleri karşılamasıyla son 20 yılda demokratikleşme sürecinde önemli mesafeleri kat ettiğine dikkati çekti.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı olarak emeğin korunmasının ve geliştirilmesinin görevi olduğuna işaret eden Bilgin, “Bu açıdan, çalışanlarımız herhangi bir engelle karşılaştığı zaman onların yanında Türkiye'nin Çalışma Bakanlığı durmaktadır, Çalışma Bakanı olarak biz durmaktayız. Bu konuda kimsenin tereddüdü olmasın.” ifadelerini kullandı.
Bilgin, İstanbul’da yabancı ortaklığa ait iş yerinde örgütlendikleri için bir grup işçinin işten çıkarıldığını belirterek, İstanbul Valiliği üzerinden söz konusu şirketle iletişim kurduğunu anlattı. Firmaya Türkiye Cumhuriyeti hukukunu hatırlattığını aktaran Bilgin, ertesi gün bu sorunun çözüldüğünü kaydetti.
Geçen hafta kendisini farklı görüşlerdeki konfederasyon yetkililerinin ziyaret ettiğini belirten Bilgin, "3 büyük konfederasyon var, ziyaret ettiklerinde onlara da ilettim, hangi görüşte olduğunuza bakmam, ben sizin emeğin örgütü olduğunuza bakarım, emeği engelleyen, emeğin örgütlenmesini engelleyen, onun hakkını yemeye kalkan kim olursa karşısına çıkarım." şeklinde konuştu.
Bakan Bilgin, sendikal örgütlenmenin önemine vurgu yaparak, sendikalaşmayı teşvik edecek "Beyaz Bayrak" düzenlemesini hayata geçirecekleri bilgisini paylaştı.
"Rahat nefes aldıracak bir seviyede tespit edeceğiz"
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Bilgin, asgari ücret konusunda çeşitli tahminler yapıldığını anımsatarak, asgari ücret alan yaklaşık 6 milyon işçi bulunduğunu bildirdi.
Bu kişilerin aileleriyle oluşturduğu bütünlüğün dikkate alınması gerektiğini vurgulayan Bilgin, asgari ücretin diğer ücretleri de belirleyecek bir yetkiye sahip olduğuna dikkati çekti.
Bu konuda Bakanlığına bir araştırma yaptırdığını kaydeden Bilgin, işçilere, işverenler ile profesyonel yöneticilere asgari ücret beklentilerini sorduklarını aktardı. Bilgin, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İşçilerimizin büyük çoğunluğu, yüzde 37'si 3 bin 750 ila 4 bin lira arasında beklentileri olduğunu söylediler. Yüzde 9'luk bir oran, 4 bin liranın üzerinde rakamlar telaffuz ettiler. Daha aşağılarda telaffuz edenler oldu. Küçük işletmelerde çalışan işçilerin daha alt düzeylerde rakamlar telaffuz ettiğini gördük. Bu sebepsiz değil. Onlar şunu diyorlar; 'Evet, biz ücretimizin artmasını istiyoruz ama işimizin devam etmesini istiyoruz.' Dolayısıyla burada sizlerin beklentisi nedir bilmiyorum ama toplumun, işçilerimizin beklentisini karşılayan ciddi bir asgari ücret artışını gerçekleştireceğiz. Bu, Türkiye için, çalışanlarımız için, özellikle düşük gelirli asgari ücretle çalışanlarımız için bir bayram havası yaratacaktır. Bunu şimdiden müjdelemek isterim."
Asgari ücretin daha yüksek düzeyde açıklanmasının daha anlamlı olduğunu çünkü ekonomide dalgalanmaların yaşandığını dile getiren Bilgin, enflasyonist bir ortam nedeniyle asgari ücretin bu kadar tartışıldığını ve bu kadar çok önem atfedildiğini söyledi.
Bilgin, "Bu süreci yönetirken, asgari ücret çalışanlarımızı, emekçilerimizi korusun, aynı zamanda Türkiye'nin bu süreçte, enflasyonist ortamda, salgın sonrası bütün dünyanın yaşadığı ekonomik dalgalanmaların aşağı yukarı başta bütün Avrupa ve gelişmiş ekonomileri büyük zorluklara soktuğu bir aşamada Türkiye'ye de bir rahat nefes aldırsın diyoruz. Bu düşünceyle rahat nefes aldıracak bir seviyede tespit edeceğimizi belirtmek isterim." değerlendirmesinde bulundu.
Kamu işçileriyle yapılan toplu sözleşmeye de değinen Bilgin, "Geçtiğimiz günlerde memur konfederasyonlarıyla oturduk, konuştuk. Onlara şunu söyledik; 'Biz sizinle yaptığımız toplu sözleşmenin üzerine enflasyon farkı ortaya çıktığı zaman, onu bir sosyal refah payına dönüştürecek vaadin arkasında duruyoruz. O imzamızın da arkasındayız.' Biz Türkiye'nin emekçilerini koruyan bir ücret siyasetini, sosyal politika anlayışını benimsemiş bir yaklaşımı iktidarda temsil ediyoruz. Bunu sürdürmekte kararlıyız." diye konuştu.
"Meclisimizin gereğini yapacağına inancımız tam"
Bakan Bilgin, 3600 ek gösterge konusundaki çalışmalarını da sürdürdüklerini ifade ederek, şunları kaydetti:
"Toplumda hakkaniyet duygusunu zedelemeyecek bir düzenlemeyi yapmak istiyoruz. Dolayısıyla teknik çalışmayı yaptık. Önümüzdeki hafta komisyonumuzu toplayacağız. Komisyonda sosyal ortaklarımız, sendikalar olacak. Ondan sonra da Yüce Meclis'e göndereceğiz. Sizin takdirinizle de 3600 ek göstergesini bir vaat olmaktan çıkartıp, 2022 yılında uygulamaya sokacağız. Meclis'e geldiği zaman da Meclisimizin gereğini yapacağına inancımız tamdır."
Bilgin, kamudaki sözleşmeli personele ilişkin, "3600 ek gösterge meselesinden sonra personel meselesini de gündemimize aldık. Sözleşmeli personel meselesiyle ilgili çalışmamızı tamamlayarak o meseleyi de en uygun şekilde çözeceğiz." açıklamasında bulundu.
Türkiye'nin üç çeyrek üst üste büyüme yakalamasının bir tesadüf olmadığını söyleyen Bilgin'e muhalefet milletvekilleri laf attı. Bunun üzerine Bilgin, bir ekonominin aylık milyarlarca dolarlık ihracatla üç çeyrek üst üste büyümesinin tesadüf olmadığının iktisat bölümündeki öğrencilere birinci sınıf derslerinde öğretildiğini ifade etti.
Bakan Bilgin, İŞKUR bünyesinde işsizlikle mücadele için yürütülen projeleri sıralayarak, çalışmalarının, emeği ve alın terini koruyan sosyal politika yaklaşımına sahip olduklarını ortaya koyduğunu vurguladı.