TİM Başkanı Mustafa Gültepe, döviz kurlarındaki artışın enflasyonun altında kalmasının, ihracatta rekabet koşullarını zorladığını söyledi.
Parite kaybı ve durgun talep nedeniyle fiyat rekabetinin çok önemli hale geldiğinin altını çizen TİM Başkanı Mustafa Gültepe, “Rakiplerimizle rekabet edebilmek için fiyatı korumak zorundayız. Bu noktada oranların bizi destekleyecek seviyeye gelmesini bekliyoruz. Enflasyon 3'er artarsa döviz de 3'er artar" dedi.
NB Ekonomi'den İmam Güneş'in haberine göre, Türkiye ekonomisinin gelişimine önemli katkı sağlayan ihracatçılar, yılı 250 milyar doların üzerinde kapatmayı planlıyor. Gültepe, “Küresel gelişmelerin olumsuz etkisini azaltmak için pazarları çeşitlendirmeye çalışıyoruz. Avrupa'nın kapasitesi açıktır. Büyüme şansımız pek yok. Bu nedenle büyüme potansiyeli yüksek olan Güney Amerika, Kuzey Amerika ve Asya pazarlarında payımızı artırmak için çalışacağız. Ancak rakiplerimizle rekabet edebilmek için fiyatı korumamız gerekiyor. Döviz kurlarının fiyatlama noktasında bizi destekleyecek seviyeye gelmesini bekliyoruz. Rekabet edebileceğimiz bir ortam yaratmak istiyoruz. Enflasyon 3 artarsa kur da 3 artar. Maliyetimizi bilerek fiyatımızı belirleyebiliriz."
TİM Başkanı Mustafa Gültepe’de satırbaşları şöyle:
"Her şey yolunda gitseydi ihracat 270 milyar doları aşardı"
* Pandemide çok büyük bir avantaj sağladık. Gelen talebe çok hızlı cevap verdik. Çin, üretimi kapatmıştı. Her yerde belirsizlik vardı. Bunu iyi değerlendirdik. İhracatımız bir yılda yüzde 33 arttı. Az buz değil, büyük başarı. Son 3-4 aydır kurlar olumsuz etkiliyor. Özellikle sezonluk çalışanlar daha fazla etkileniyor. Aynı şekilde paritenin olumsuz etkisi de büyük.
*Tüketimde azalma oldu. Lojistik avantajımız da kalmadı. Navlundaki makas kapandı, normale döndü. Durgunluk da var.
* Ancak yakın ve geleneksel pazarlarla gelişen ilişkilerimiz ihracatımıza da olumlu yansıdı. Suudi Arabistan’a ihracatımızda her şey yoluna girdi. İhracatımız bir ara 12 milyon dolara kadar düşmüştü. Son aylarda çok ciddi artış sağlıyoruz.
* Bu yıl hemen hemen her sektörümüz yüzde 15’ten aşağı büyümedi. Son 12 aydaki büyüme oranımız yüzde 17, yılın 10 ayında ise yüzde 15. Son 3-4 ayda düşüşler başladı.
* Yılsonu 250 milyar doları geçeceğiz. Son dönemde serbest bölgelerin ihracata önemli katkısı var. Parite kaybı, resesyon etkisi, sipariş kayıpları olmasaydı ihracat 270 milyar doları geçerdi. Sadece parite 1,15’te kalsaydı bugün 263 milyar doları konuşabilirdik.
* Küresel gelişmelerin olumsuz etkisini azaltmak için pazarları çeşitlendirmeye çalışıyoruz. AB ülkelerinin dışında da daha fazla pay almak istiyor. Çalışmalara başladık.
* Ocak ayının sonunda Ticaret Bakanımızla birlikte Venezuela’ya gideceğiz. Uzak Pazarlar Stratejisi'ni etkin bir şekilde uygulamak istiyoruz.
Kurun bu seviyede kalmasını doğru bulmuyorum
* Politika faizi 9’a düştü. İhracatçı olarak yüzde 5 olmasını tercih ederiz. Finansmana ulaşmak istiyoruz, dolayısıyla kredinin ucuz olması lazım. Faiz düşük olduğunda normalde dövizin de yukarıda olması gerekiyor. Finansmana ulaşabilirsek düşük faiz işimize geliyor. Faizlerin Bu açıdan inmesini doğru buluyorum ama kurun bu seviyede kalmasını doğru bulmuyorum.
* Faiz yukarı çıksa, döviz aşağıya gelse hem ucuz maliyetli para bulamayız hem de aldığımız para azalacak. Bir kapan oluşur. Bazı adımlar enflasyonu artırmamak için yapılıyor.
* Fiyat tutturma noktasında kurların bizi destekleyecek noktaya gelmesini bekliyoruz. Rekabet edeceğimiz bir ortamın oluşmasını istiyoruz. Enflasyon 3 artıyorsa kurlar da 3 artmalı. Biz de maliyetimizi bilerek fiyatımızı belirleyebilelim.