"Sanayide Maden Panelleri" toplantısının beşincisi 'doğal taş' sektörü ile gerçekleştirildi.
Panelde, Türkiye'nin doğal taş çeşitliliğinde zengin olduğu ve dünyada ilk üç ülke arasında yer aldığı vurgulandı. Doğal taş ihracatında işlenmiş ürün payının daha da artırılması için tasarım ve marka bilinirliğine yatırım yapılmasına dikkat çekildi. Sürdürülebilir bir büyüme için de doğal taşın katma değerli hale getirilerek ihraç edilmesinin altı çizildi. İhracat fazlası veren sektörde özellikle yerli makine kullanımının yoğun olduğuna vurgu yapıldı.
Dünya Gazetesi ve İstanbul Maden İhracatçıları Birliği'nin iş birliğiyle düzenlenen panelde doğal taş sektörüne dair detaylı bilgi veren Ege Maden İhracatçıları Birliği (EMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Mevlüt Kaya, dünyada doğal taş rezervinin yüzde 40'nın Türkiye'de bulunduğunu söyledi. Zengin renk ve desen çeşitliliğine sahip sektörün işlenmiş üründe istenilen seviyede olmadığını dile getiren Kaya, katma değerli ürünlerle ihracatta hedeflenen rakamlara ulaşılabileceğine dikkat çekti.
Teşvik ve hibe verilecek
25 milyar dolarlık dünya doğal taş pazarında Türkiye'nin payını artırmak için çalıştıklarını dile getiren Mevlüt Kaya, "Sektör olarak katma değerli ürünlerin payını artıracağız. İki yıldır mimarlar ve tasarımcılarla birlikte katma değerli ürün için çalışıyoruz. 400'ün üzerinde mimar ve tasarımcıların katılımıyla yarışmalar yaptık. Ticaret Bakanlığı'na yaptığımız girişimlerle doğal taşta uç ürün üreten makinelere teşvik ve hibe istedik. Ticaret Bakanlığı da bunu kabul etti ve uç ürün üreten doğal taş makinesi yatırımlarına teşvik ve hibe verilecek. Bu gibi faaliyetlerle sektörümüzün üretim ve ihracatta büyümesini ve katma değeri yüksek ürünlerin payını artırmayı sağlayacağız" dedi.
"Ülkemiz zengin maden kaynaklarına sahip"
Dünyada 90 çeşit madenin 77'sinin Türkiye'de bulunduğunu ifade eden Kaya, "Biz maden zengini bir ülkeyiz. Bu madenleri çıkartarak, katma değerli ürüne dönüştürerek ülke ekonomisine güçlü katkı sunmalıyız. Sürdürülebilir madencilikle önceliğimiz insan ve çevre" dedi.
Almanya ve Japonya'nın madenleriyle sanayi devrimini gerçekleştirdiğini ifade eden Kaya, "Madenler ülkelerin gelişiminde önemli rol oynuyor. Hammadde açısından büyük bir kaynak. Ülkemiz zengin maden kaynaklarına sahip. Özellikle doğal taş alanında dünyanın sayılı ülkeleri arasında yer alıyoruz. Sektör olarak tasarım ve marka bilinirliğini öne çıkaracak projelere ağırlık vererek katma değerli ürün ihracatını daha da artırabiliriz. Bunun için de yarışmalar düzenliyoruz ve üniversitelerle işbirliği yaparak doğal taşta günün modasını yakalamaya çalışıyoruz" diye konuştu.
Madencilik sektörünün 2020'de 4,3 milyar dolar, 2021 yılında ise yüzde 40 artışla 6 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdiğini söyleyen Kaya, 6 milyar dolarlık ihracatın 2 milyar dolarının blok taş ve işlenmiş doğal taş olduğunu ifade etti.
Türkiye'de aktif iki bin mermer ocağının faaliyet gösterdiğini belirten madencilik firması üst yöneticisi Erdoğan Akbulak, bu ocakların yurt geneline yayıldığını söyledi. Bilecik, Afyonkarahisar, Eskişehir, Balıkesir, Isparta, Burdur, Muğla, Aydın, Konya, Diyarbakır, Elazığ, Marmara Adası gibi havzalarda zengin doğal taş rezervi bulunduğunu belirten Akbulak, Türkiye'nin dünyada doğal taş ihracatında ilk üçte olduğunu belirtti.
Türkiye'nin, doğal taş grubu kümülatif ihracatında Çin ve Hindistan'ı takip ettiğini kaydeden Akbulak, Dünyanın en büyük fuarlarının İtalya Verona, Türkiye İzmir ve Çin Xiamen'de yapıldığı bilgisini verdi. Öte yandan şirketlerin, kendi markasını yaratması gerektiğini ifade eden Akbulak, "Kalite ve markayı sistem teşvik edecek ama şirketler de marka yaratmak için çalışmalı" dedi.
Sektörün Yeşil Mutabakat kapsamında çalışmalarını hızlandırması gerektiğini aktaran Akbulak, "Karbon salımının azaltılması noktasında dönüşüm çalışmaları yapılmalı. Karbon ölçümü yapan akredite şirketler, belli bir zaman içinde bunu raporlaştırıyor ve karbon salımıyla ilgili belge veriyor. Sektör olarak bunu hızlandırıp rekabette öne geçebiliriz. Ürünlerimizin doğayla barışık olduğunu kanıtlayıp rakip ülkelerin önüne geçmeliyiz" şeklinde konuştu.
250 bin kişi istihdam ediliyor
Doğal taş üretiminin yıllık 13 ila 15 milyon ton arasında değiştiğini ifade eden Tüm Mermer Doğaltaş Ve Makinaları Üreticileri Birliği (TÜMMER) Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Alimoğlu, bu oranın 7 ila 8 milyon tonunun ihraç edildiğini söyledi.
İhracatta uzun süre blok taşların oranı yüzde 60 iken işlenmiş doğal taşların payının yüzde 40 olduğunu hatırlatan Alimoğlu, şunları kaydetti:
"Bugün ihracatta işlenmiş doğal taşın payı yüzde 60 iken blok taşın payı ise yüzde 40'a düştü. Buda gösteriyor ki katma değeri yüksek ürünlerin payı ihracatta artıyor. 2021 yılında toplamda 2 milyar doların üzerinde ihracat yaptık. Yıllık ithalatımız ise 300 bin ton. Bunu da iç piyasadan karşılamayı hedefliyoruz"
Sektörün doğrudan 250 bin kişiye istihdam sağladığını ifade eden Alimoğlu, "Doğal taş sektöründe 2 bin ocak işletmemiz, bin 800 mermer fabrikamız, 8 bin atölyemiz tam kapasite ile çalışıyor. İhracatta birim fiyatı günün modasına göre devamlı değişiyor. Bugün moda olan bir ürün yarın trenden düşebiliyor ve fiyatı düşüyor. Fakat Türkiye, marka ve kalite açısından öne çıktığı taşlarda değerini koruyor. Bu taşlar modasını koruyor ve değeri de düşmüyor" dedi.
"İş güvenliğini önemsiyoruz"
Sektörde iş güvenliği alanında da çalışmalar yaptıklarını belirten Alimoğlu, bunun için eğitimlerin sürdüğünü söyledi. İş güvenliği kültürünün oluşmasının önemine dikkat çeken Alimoğlu, şunları kaydetti:
"Avrupa Birliği'nin açmış olduğu iş güvenliği hibe projesi için çalışmalar başlattık. Projemiz kabul edildi ve geçtiğimiz yıl sözleşmesini imzaladık. Ana amacımız farkındalığı artırmak. Bunun için iki pilot bölge seçtik. Muğla ve Sivas'ta mermer ocaklarında çalışanlar , işverenler ve bunların yakın aile bireylerine yönelik öncelikle farkındalık eğitimleri veriyoruz. Kısa filmler hazırladık. İş güvenliğini önemsiyoruz bunun için çalışmalarımız devam edecek. İş kazalarının azalması için çalışmalarımızı sürdürüyoruz."
"Doğal taşlarımızı uç ürünlere dönüştürmeliyiz"
Madencilik sektörünün toplam ihracatta payının yüzde 3 olduğunu ifade eden Prof. Dr. Raşit Altındağ, bu rakamın diğer sanayi kuruluşlarına katkısıyla daha da yüksek olduğunu söyledi. Doğal taş ihracatının 2 milyar doların üzerinde seyrettiğinin ve bunun daha da yukarılara çıkarılması gerektiğinin altını çizen Altındağ, "Bunun için doğal taşlarımızı uç ürünlere dönüştürmeliyiz" dedi.
Öte yandan Paris İklim Anlaşması ve Avrupa Yeşil Mutabakatı'nın tüm sektörlerde olduğu gibi doğal taş sektöründe de bir dönüşüm, değişime yol açacağını belirten Altındağ, "Doğal taş sektöründe özellikle ocaklarda kullanılan enerjinin çoğu fosil kökenli. Bu enerjinin de doğaya bir karbon salımı var. Bunun kontrol edilmesi lazım. Sektörü temsil eden birlikler bu konu üzerinde çalışıyor ve gereken hamleler yavaş yavaş yapılıyor" dedi.
"'Yeşil Etiket' avantaj sağlayacak"
Kullanılan makinelerde enerjinin dönüşümü için çalışmalara başlandığını belirten Raşit Altındağ, "Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamında bir çok sektöre fonlar verilecek. Doğal taş sektörü de yeşil dönüşümle karbon salımını ve su tasarrufu sağlayarak bu fonlardan yararlanabilir. Bunun içinde hızlı adımlar atılmalı" dedi.
Yeşil Mutabakat kapsamında karbon salımı ve su tasarrufunun en önemli unsur olacağını belirten Altındağ, "Bunun için karşımıza 'Yeşil Etiket' çıkacak. Yapılan tüm faaliyetlerde bu etiket verilecek. Her ürünün karbon salımına su tasarrufuna yeşil dönüşümüne bakılacak ve doğayla barışık olmasına dikkat edilecek. Mutlaka alınması gerekecek ve sektörün rekabeti için belirleyici en önemli unsur olacak. Yeşil Etiket'li doğal taş ürüne sahip şirketlerimiz rekabette avantaj sağlayacak" diye konuştu.
Türkiye'nin dünyada ilk sırada
Mermer-traverten ihracatı ve üretiminde Türkiye'nin dünyada ilk sırada yer aldığının altını çizen Akbulak, "Türkiye son 30 yılda ihracatta büyük bir ivme yakaladı. 30 yıl önce 30 milyon dolar ihracat yaparken şimdi 2 milyar doları geçen bir ihracata ulaştı. Ancak son 10 yıldır 2 milyar dolardan daha yukarılara sıçrayamıyor. Bunun artırılması içinde ihracat birim değerini artıracak projeler geliştirmeliyiz. Tasarım noktasında ürünlerimize yeni özellikler katmalı ve işi bilenlerle işbirliğimizi geliştirmeliyiz. Danışmanlarla, akademisyenlerle, sanatçılarla daha fazla bir araya gelmeliyiz. Vizyonumuzu geliştiren sektörün önüne açacak kalite ve tasarım yatırımlarına odaklanmalıyız" diye konuştu.
"Yerli makine üretimi çok yüksek"
Türk doğal taş ve mermer sektörünün büyümesiyle birlikte makine sanayinin de geliştiğine dikkat çeken İbrahim Alimoğlu, "Sektörde kullanılan makine ve ekipmanlarının çoğunluğu yerli. Bir çok ilimizde ocak ve fabrika makineleri üretiliyor. Günümüzde yerli makine üretimi çok gelişti ve sektör olarak bu makineleri kullanıyoruz. Sektörümüzde üretim sürecinin başından ve son nihai ürüne kadar yerli makine kullanılıyor" dedi.
Doğal taş sektöründe 56 farklı makinenin kullanıldığını belirten Alimoğlu, Türkiye'nin 40 makinede kendine yettiğini ve hatta ihracatçı olduğunu söyledi. Son 5 yıllık ortalamada Türkiye, 25 milyon dolar/yıl mermer makine ihracatı gerçekleştirdiğini ifade eden Alimoğlu, "175 milyon dolar/yıl da iç piyasada alıcı buldu. Mermer makine ihracatında önemli pazarlarımız; Cezayir, Almanya, Özbekistan, Kırgızistan, Hollanda, İsrail, İran, Tunus, Irak, Etiyopya, ABD, Bulgaristan, İtalya gibi bir çok ülke yer alıyor. Makine alanında bir çok teknolojiyi geliştirdik ve dünyanın çoğu bölgesine ihracat yapıyoruz. Ülke olarak mermer makinelerinde önemli bir konumda bulunuyoruz" diye konuştu.