Ekonomi yazarı, gazeteci Necmettin Batırel, Türk Lirası'nın geleceğine dair son tahminlerini aktardı.
Batırel'in konuya dair yazısı:
Beter olsunlar!
Hani merkez bankası faiz indirirse kurlar tavana çıkar, ekonomi felç olurdu? Nerde o sabah akşam ahkam kesen bazı finans profesörü bozuntuları. Hangi deliğe girdiler, kafalarını çıkaramıyorlar. Çünkü sevinçleri kursaklarında kaldı. Döviz yerinde sayıyor. Bunlar yıllarca ülke krize sürükleniyor, diyerek vatandaşı korkuttular. 140 milyar dolarlık birikimi bankalarda hapsettiler. Oysa bu para ekonominin çarkları arasında yerini alsaydı, hem tasarruf sahibi zengin olacak, hem dengeler bozulmayacak, hem de enflasyon kudurmayacaktı. Doları fişeklediler, Türk Lirasındaki kayıplar tavana çıktı, etiketler balon gibi şişti. Faturasını 83 milyon ödüyor. Merkez Bankası ipleri eline aldı, ortalık sakinleşti. 1.5 aydan beri kurlar çakıldı kaldı. Ne ileri ne geri gidebiliyor. Ülkedeki yüksek enflasyona rağmen vatandaşın ekonomiye olan güveni Ekim'de 76.2 ile yılın zirvesine çıktı.. Tüketici güveni demek büyüme demektir. Halk hükümetin aldığı kararların sonuç vereceğine inanıyor. Para Politikası Kurulu ters köşe yaptı, herkes 100 beklerken, faizi 150 baz puan aşağı çekti, %10.5 düzeyine indirdi. Kasım’da benzer bir adım atıldıktan sonra faiz indirim döngüsünün sona erdirilmesi gündeme alındı” açıklamasını yaptı. Daha önce Aralık’ta faizi tek hanede görecektik. 1 ay öne çekildi, Kasım’da faiz %9 ile tek haneye düşecek. Biz tek haneli faizi en son Nisan 2009’da görmüştük.
Faiz düşünce ne oluyor?.Hazine'nin borçlanma maliyeti azalıyor, devletin yükü hafifliyor. TL ticari kredi hacmi artıyor, bankalar daha çok para kazanıyor. İş dünyası ucuz kaynakla daha çok yatırım yapıyor. Üretim - istihdam artıyor. Sonuçta dünya ülkeleri daralma krizi yaşarken, Türkiye büyüme destanı yazıyor. Şirketlerin kazançları katlanıyor. Borsa İstanbul’da üçüncü çeyrek bilançolar açıklanmaya başladı. Bankaların net karında 5 kattan fazla yükseliş bekleniyor. Finans dışı sektörlerde %150’ye yani 2.5 kata varan varan artış olacak.. İlk bilanço 26 Ekim’de Akbank ile gelecek. Bankaların net karı ikinci çeyreğe göre yüzde 17, geçen yılın aynı dönemine göre ise yüzde 400’ü aşacak yani beş kattan fazla artacak. Çeyreklik bazda en kuvvetli kar artışı kaydedecek Halkbank ve Garanti olacak. Yurtdışında bilanço açıklayan dev şirketleri görüyoruz. Hepsinin gelirleri ve karlarında büyük daralma var. Türkiye’de tam tersi yaşanıyor. Niye? Çünkü onlar faiz artırıp küçülüyor, biz faizi indirip büyüyoruz. Sadece şirketlerin değil, Merkez Bankasının da kasası doluyor. 17 Ekim haftasında toplam rezervleri 2 milyar dolar artışla 2022 yılının zirvesine 116 milyar dolara ulaştı. Net rezervler 1.5 milyar dolar arttı, 13.8 milyar dolara yükseldi.
Yerli yatırımcı artık dövizden kaçıyor. Geçen hafta bireysel hesaplar 1.2 milyar dolar azaldı. Peki Bu tablo nasıl oluştu..Bir defa Avrupa ve ABD'nin resesyon (daralma) yaşaması dünyada emtia fiyatlarını aşağı çekti. Yılbaşından bu yana ekonomiye olan güvenle kaynağı belirsiz denilen 28.5 milyar dolar geldi. Rus iş dünyası Türkiye'yi merkez seçti, doğrudan sermaye yağıyor. Turizmde tarih yazılıyor. Enerji krizi dolayısıyla ülkemize turist yağıyor. Turist sayısı 50 milyonu, turizm geliri 40 milyar doları aşacak. Hazinenin kur korumalı hesaba ödediği farklar bu durumda büyük ölçüde azaldı. Niye? Çünkü kurlardaki oynaklık ortadan kayboldu. Temmuz’da 23.4, Ağustos’ta 15 milyar lira olan kur farkı ödemeleri Eylül’de 9.3 milyar liraya düştü. Ekim’de bu rakam büyük ihtimalle 3 milyar liraya gerileyecek. Dövizini kur korumalı hesaba yatıranlar 1 yıl beklerse %13,5 faiz alacak Kur farkı da kalmadı. O zaman paralar çözülecek dövizciler şu anda en sağlam yatırım alanı olan hisse senetlerine koşacak.. 2 milyon 750 bin olan yatırımcı sayısı 3 milyonu aşacak. BİST 100 endeksi 4000 puana dayandı. Hedef 2013'te ulaşılan 5 dolar seviyesini (9 bin puanı) geçmek.. Türk Lirası çok kısa sürede gerçek değerine kavuşacak, felaket tellalları kahrolacak. Beter olsunlar.