Öyle kolay üç gol yedi ki Fenerbahçe, evlere şenlik… Haydi ilki, daha oyuna ısınamadan diyelim. Peki ya ikincisi ve üçüncüsüne ne demeli? Hem de tam oyunda dengeyi kurmuşken. Yazık oldu, gerçekten yazık! İlk maçtan sonra yazmıştık, bu Zenit öyle büyütülecek bir ekip değil diye. Tek oyun planları uzun toplar. Ya hızlı oyuncularını Drussi ve Azmoun’u topla buluşturmaya çalışıyorlar, ya da uzun ve güçlü Dzyuba’yı. Tek becerileri hücuma iyi çıkmaları, onda da pozisyonu buldukları zaman değerlendiriyorlar.

Dün akşam da özellikle oyunda kaldığı sürece Azmoun, en etkili futbolcularıydı ve güzel futbolunu attığı iki golle süsledi. Fenerbahçe bu maçta özellikle Isla’yı çok aradı. Yerine oynayan Şener, hem defansta, hem de ofansta İsla’yı arattı durdu. Bir tane ortası tutmadı, kanadında açıklar verdi, rakiplerine müdahalelerde gecikti. Gerçekten Isla-Dirar ikilisi olsa, o kanat daha etkili olurdu. Sarı-Lacivertliler ne zaman topla iyi oynamaya başladı, rakibine üstünlüğünü hissettirdi.

Moses görevini yaptı, Mehmet Topal jeneriklik bir gole imza attı. Topal’ın rakipleri ile mücadelesi ve defansa yardımı tıpkı eski günlerdaki gibiydi. Jailson ve Eljif Elmas ona biraz ayak uydurabilse, Fenerbahçe çok daha başarılı olurdu. Tolgay’ın oyuna girişi ile topla oynama oranında, Sarı-Lacivertliler üstünlük sağladı. Gerçekten iyi bir Tolgay, Fenerbahçe’de çok iyi işlere imza atacaktır. Zaman zaman iyi top çeviren Fenerbahçe, forvet eksikliğini hala hissediyor. Bu işin Slimani ile olmayacağı da kesin. Fenerbahçe’deki en büyük sıkıntı sağ ve sol beklerin performansları. Onlar kötü gününde olursa, Skrtel ve Sadık da etkileniyor. Tıpkı dünkü maçta olduğu gibi. Dengeleri kayboluyor, rakibe kolay pozisyon veriyorlar. Zaten geri dörtlünün kötü gününde olması sonucu, Sarı-Lacivertliler kalesinde 3 gol birden gördü. Bakmayın Harun’un üç gol yediğine, fark daha fazla olurdu da, nefis kurtarışlara imza attı.

Fenerbahçe’de, bu sezon Türkiye Kupası’ndan sonra ikinci hüsranı, Avrupa Kupası’nda yaşadı. Şimdi tek hedef kaldı, Sarı-Lacivertli takımda. Hem de tarihinde ilk defa. O da ligde kalmak, Spor Toto Süper Lig’den düşmemek!.. Bu kadar gol yollarında sıkıntı çeken, defansında açıklar veren, sahaya Fenerbahçelilik ruhunu yansıtamayan, takımını bir türlü toparlayamayan Ersun Yanallı Fenerbahçe, kümede kalır mı? İşte o bilinmez… Onu ancak Allah bilir! Zamanı geldiğinde herkes de öğrenecek...