Yerel seçimlerin üzerinden bir ay geçmesine rağmen sonuçları hakkında yürütülen tartışma devam ediyor.

Özellikle CHP’liler bu tartışmanın hiç bitmemesini arzuluyor.

Konjonktürel nedenlerle ulaşılan sonuçlardan devşirilen zaferin yarattığı konfor alanı terk edilmek istenmiyor.

***

Eline mikrofonu, kalemi alan hep aynı noktadan dem vuruyor.

Fazladan üç beş belediye kazananların kopardığı yerelde iktidar olma tantanası ısrarla sürdürülüyor.

Kim bilir, belki de bu tantananın verdiği rahatlık nedeniyle CHP’li belediye başkanları seçim zaferi sarhoşluğunun etkisinden çıkıp verdikleri sözleri yerine getirmeye bir türlü başlayamıyor.

CHP’nin kazandığı yerlerde hizmete ne zaman başlayacağı tahmin edilemiyor.

***

Dışarıdan bakan herkes, CHP’yi sarıp sarmalayan tek sorunun seçim zafer narası atmaktan ibaret olmadığını görüyor.

CHP’liler en büyük hataya zafer sarhoşluğu yaşayarak değil, seçim sonuçlarını doğru yorumlamayarak imza atıyor.

Partinin eline tarihi bir fırsat geçtiğini savunan kim varsa kurdukları onlarca tavsiye cümlesiyle CHP’nin iyiliğinden ziyade gerçekleri ıskalanmasını sağlıyor.

***

CHP’nin yeni bir güven inşa etmesini dillendirenler, bunun yolunun PKK’nın siyasi uzantısı DEM’le araya mesafe koymaktan geçtiğini söylemiyor.

Partinin kapılarının yeni insanlara açılmasını telaffuz edenler, partinin terörle mücadelenin karşısında mevzilenen isimlerden arındırılması gerektiğinden bahsetmiyor.

Umutları yeşertecek söylemlerin geliştirilmesini iddia edenler, toplumsal kutuplaşmayı körükleyen hareketlerden kaçılması zorunluluğunu ifade etmiyor. 

Dünyanın yaşadığı karmaşa ile değişimin yarattığı risk ve fırsatların doğru analiz edilmesi gerektiğini buyuranlar, CHP’nin ülkenin selameti için adımlar atması gerekliliği üzerinde durmuyor.

***

Hamasi söylemler almış başını gidiyor.

Kimse bir yanlışın tüm doğruları götüreceği hesabını yapamıyor.

Haliyle CHP son sürat milletin şamarını yiyeceği güne doğru seyrediyor.