Laboratuvar ortamında yaklaşık 5 yıldır alg kültür yetiştiriciliği üzerinde çalışma yürüten akademisyen ve öğrenciler, mayıs ayında spirulina üretimine başladı.
Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tuba Ongun Sevindik ve öğrencileri tarafından havuzlarda yetiştirilen spirulina, özel kağıtlarda kurutularak toz haline getirilip bir firma aracılığıyla yurt içi ve yurt dışı pazarına sunuluyor.
Mevcut ortam ve şartlarda aylık toz halinde ortalama 10 kilogram ürün elde edilen spirulinanın üretiminin yaygınlaştırılması hedefleniyor.
Prof. Dr. Tuba Ongun Sevindik, AA muhabirine, 1950'lerde Afrika'da Çad Gölü'nde yaşayan yerlilerin çok fazla besin tüketmemelerine rağmen sağlıklı ve güçlü olmalarının bilim insanlarının ilgisini çektiğini belirterek, araştırmalar sonucu bunda spirulina yosunu tüketiminin etkili olduğunun anlaşıldığını söyledi.
Sevindik, besin içeriğinin araştırılması sonucu spirulinanın artık yaygın olarak kullanılan bir besin haline geldiğini kaydetti. Yaklaşık 5 yıldır alg kültür yetiştiriciliğiyle ilgili çalışmaları kapsamında spirulina üretimine başladıklarını anlatan Sevindik, bir süre üniversitenin laboratuvarında yetiştirdikleri spirulinayı daha sonra çoğaltarak havuzlara aktarımını gerçekleştirdiklerini dile getirdi.
Sevindik, alglerin belirli bir yoğunluğa ulaştıktan sonra süzme işlemine tabi tutulduğunu aktararak, Süzme işleminin sonucunda da özel hazırlanmış bezlerde kurutma işlemini gerçekleştiriyoruz. Kurutma işlemi sonrası kabuk haline dönüşüyorlar. Bu kabukları da toz haline getirerek ticari olarak satılabilir hale getiriyoruz. diye konuştu.
Bu besinin halk arasında da birincil olarak besin takviyesi, kozmetik sektöründe de yan ürün olarak kullanıldığından bahseden Sevindik, yetiştirdikleri spirulinayı toz haline getirdikten sonra bir firmaya gönderdiklerini anlattı. Firma aracılığıyla ürünün yurt içi ve yurt dışı pazarına sunulduğunu belirten Sevindik, şöyle devam etti: Sakarya Üniversitesinin desteğiyle gerçekleştirdiğimiz bilimsel faaliyetlerimizi üniversitemiz bünyesindeki sera vasıtasıyla ticari ölçeğe taşıdık. Yetiştirdiğimiz ürünler besin içeriği açısından yüksek olduğundan ülke ekonomisinin de bundan gelir elde etmesini umuyoruz. Aslında yaptığımız çalışma bir pilot çalışma. SAÜ ve bizim aracılığımızla ülke çapında duyurulmasını ve böylece ileride besin amaçlı kullanılmak üzere bu projenin yaygınlaştırılmasını düşünmekteyiz. Bu ürün ticari olarak kullanılan bir besin takviyesidir. Özellikle 50 yaş üzerindekiler, bu ürünü çoğunlukla kullanıyor. Vejetaryenler ve sporcular kullanıyor. Ayrıca çocukların ve hamilelerin kullanımıyla ilgili hiçbir kısıtlama yok. Gönül rahatlığıyla bu ürünü kullanabiliyorlar. Bu sebeple yurt dışı pazarı çok gelişmiş.
Bitkinin Afrika'da, Uzak Doğu'da, Amerika'da yetiştiricilik alanları bulunduğuna, Türkiye'de de küçük ölçekte yetiştiricilik faaliyetlerinin sürdüğüne değinen Sevindik, şu bilgileri verdi: Bu yosun, Dünya Sağlık Örgütü, UNESCO, Food and Drug Administration (FDA) yani ABD Gıda ve İlaç İdaresi tarafından 'süper besin, geleceğin besini' olarak adlandırılmaktadır. İklim değişikliğiyle tarım arazilerinde meydana gelebilecek verimsizlik ve insan popülasyonunun artması sonucu, ileride yetiştiriciliği kolay ve ucuz şekilde elde edilebilen bir besin ihtiyacı oluşmaktadır. Spirulinanın da bu ihtiyacı karşılayacağı düşünülmektedir. Aynı zamanda kültür alınması kolay olduğundan NASA ve Avrupa Uzay Ajansı, ileride yıllar sürecek uzay misyonlarında bu algın uzay mekiği içinde kültüre alınmasını ve yetiştirilmesini planlanmaktadır.
Sevindik, spirulinanın NASA astronotları tarafından uzay görevleri sırasında öncelikli tüketilen besin maddesi olduğuna işaret ederek, ürünün kuru ağırlığının yüzde 70 oranında protein içeriğine sahip olduğunu kaydetti. Spirulinanın önemli miktarda A, B, C, D ve E vitaminlerini de içerdiği bilgisini veren Sevindik, şunları aktardı: Çinko, bakır, fosfor, demir, kalsiyum gibi mineraller ile farklı çeşitte yağ asitlerini içermektedir. Omega 3, 6 ve 9'u içeriyor. Aynı zamanda anne sütünde bulunan bir çeşit proteini de yapısında bulundurmaktadır. İnsanlar açısından sağlık yönünde faydaları üzerine çok sayıda makale bulunmakta. Bu makalelere baktığımız zaman antikanserojen, antiviral, antioksidan özelliklerinin çok yüksek olduğu ve bu konuda yapılan çalışmaların fazla olduğunu görmekteyiz. Diyabet hastalarında kan şekerini düzenleyici olarak kullanılmaktadır. Kötü kolesterolü düşürdüğü, iyi kolesterolü yükselttiği tespit edilmiştir. Yaşlanmayı geciktirici, hücre yenilenmesini teşvik edici özellikleri tespit edilmiştir.