Kurumun yayınladığı raporda, kirliliğin yaşamın ilerleyen dönemlerinde hastalık riskini de önemli ölçüde arttırdığı kaydedildi.
Raporda, birçok Avrupa ülkesindeki temel hava kirleticilerinin seviyesinin Dünya Sağlık Örgütü'nün belirlediği sınırların üzerinde kaldığı uyarısı yapıldı.
Orta Doğu Avrupa ve İtalya bu durumdan özellikle ciddi şekilde etkilenen yerlerin başında geliyor. Vücutları ve bağışıklık sistemleri hala gelişmekte olduğu için çocukların ve ergenlerin hava kirliliğine karşı savunmasız olduğu biliniyor.
Kısa vadede nitrojen dioksit ve ozona, uzun vadede ise PM 2.5 olarak da bilinen ince partikül maddelere maruz kalmak çocukların akciğer fonksiyonlarını ve gelişimlerini etkiliyor.
Bu durum, Avrupa'daki gençlerin yüzde dokuzunu etkileyen astım da dahil olmak üzere solunum ve kardiyovasküler hastalıklara yol açıyor.
Hamilelik sırasında hava kirliliğine maruz kalmak, düşük doğum ağırlığı ve erken doğum gibi durumlara neden oluyor.
Rapor, 32 üyeli AÇA'da İngiltere, İsviçre ve Ukrayna'yı içermiyor. 2021 yılında hava kirliliğinin 311 bin genel ölüme neden olduğu tahmin ediliyor.
Hava kirliliğine bağlı erken ölümlerin en yaygın nedenleri, kalp hastalığı ve inme olup, bunları akciğer hastalıkları ve akciğer kanseri takip ediyor.
Rapora göre, 2021 yılında AB'nin kentsel nüfusunun yüzde 90'ından fazlası zararlı seviyelerde hava kirliliğine maruz kaldı.
İnsan sağlığına en çok zarar veren kirletici olan PM 2.5'e maruz kalma oranı yüzde 97 ile ilk sırada. İnce partikül madde felç, kanser ve solunum yolu hastalıklarının önde gelen nedenlerinden biri olarak biliniyor.
Veriler PM 2.5 seviyelerinin en kötü olduğu bölgelerin Orta Doğu Avrupa ve İtalya olduğunu gösteriyor. Bunun başlıca nedeni evlerde ve sanayide kömür gibi katı yakıtların yakılması gösteriliyor.
'Çok kötü' hava kalitesine sahip bölgeler arasında Polonya'daki Piotrkow Trybunalski ve Nowy Sacz, Hırvatistan'daki Slavonski Brod ve İtalya'daki Cremona yer alıyor.
Ozon ve nitrojen dioksit seviyeleri tüm ülkelerde DSÖ kılavuzlarını aşıyor. En yüksek ozon seviyeleri Akdeniz bölgesi ve orta Avrupa'da görüldü.
Portekiz'deki Faro ve İsveç'teki Umea ve Uppsala, en düşük ortalama PM 2.5 seviyeleri ile en temiz Avrupa şehirleri olarak sıralandı.
AB Yeşil Mutabakatının bir parçası olan Sıfır Kirlilik Eylem Planı, blok genelinde emisyonları sınırlandırmayı ve hava kirliliğini azaltmayı amaçlıyor.
Plan, 2030 yılına kadar PM 2.5 kaynaklı ölümlerin sayısını 2005 seviyelerine kıyasla yüzde 55 oranında düşürmeyi hedefliyor.
Okulların çevresindeki hava kalitesinin iyileştirilmesinin çocuklara verilen zararın azaltılmasına yardımcı olması bekleniyor.
Kaynak: Euronews