MTA fotoğrafları metrelerce ötelenmeyi gösterdi
MTA ekipleri bölgede yaptığı incelemeler sırasında birçok noktada tespit ettikleri yer değiştirmeleri fotoğrafladı. Bu yer değiştirmeler en yüksek 7 metre, ortalama ise 3,5-4 metre arasında belirlendi.
Depremlerden kaynaklı atımlar kimi yol, kimi demir yolu, kimi bina, kimi de tarla ya da zeytin bahçelerinin kenarlarında net şekilde görüldü.
Bazı yer değiştirmeler sırasında ağaç gövdeleri de yarıldı.
Bazı yerlerde ise yükselti ya da çökmeler oldu. Özalp bu durumu şöyle açıklıyor:
“Bu fay cetvel gibi dümdüz gitmiyor. Sanki bir yılan gibi nispeten kırılarak gidiyor. Fayın geometrisinden dolayı bazı yerlerde küçük küçük çökmeler oluyor, bazı yerlerde küçük küçük tepecikler oluşuyor. Bunlar doğrultu atımlı faylar üzerinde gördüğümüz tipik yapılar.”
Ders kitaplarına girecek ötelenme örneği Nurhak’ta
Kahramanmaraş Nurhak’ta çekilen bir fotoğraf ise yer değiştirmenin çarpıcı bir örneği oldu. Bu fotoğraf Barış Mahallesi’nde depremden sonra çekildi.
Bu fotoğraf ise aynı yerin 3 ay öncesine ait bir fotoğraf…
Doç. Dr. Selim Özalp aradaki farkı ve yer değiştirmenin etkisini şöyle anlattı:
“Sol tarafta tuğladan bir yapı ve yol girişi var. Tam karşımızda ise bir taş bina var. Arkasında da bir bina görüyoruz. Oraya doğru dümdüz gidiyor. Ama depremden sonra çekilen fotoğrafa baktığımızda sol taraftaki o tuğla kesimden sonra birdenbire içeri sola doğru girdiğini görüyorsunuz. Fay tam oradan geçiyor.
Yoldaki o düz gidiş bir anda kaybolmuş durumda dikkat ederseniz. Sağ taraftaki bina tam fayın geçtiği yerde yıkılmış gibi gözüküyor. Deprem öncesi çekilen fotoğrafta tam karşımızda gözüken taş bina vardı ya, göremiyorsunuz. Taş bina vardı ya, göremiyorsunuz. O iyice sola kaymış durumda. Oradaki ötelenme değeri 5.9 metre. Bu fotoğraf oradaki yer değişimini göstermek adına tam kitaplık bir örnek.”
Yani basit bir anlatımla fay hattının geçtiği bu bölgede, depremle birlikte fayın karşı tarafında kalan bölge 5.9 metre sola doğru hareket etmiş ve yer değiştirmiş. Doç. Dr. Özalp fayın geçtiği yer olduğu için bu ötelenmenin normal olduğunu belirtiyor.
“Kum volkanı türünde sıvılaşma” örnekleri tespit edildi
MTA’nın çalışmasındaki fotoğraflarda dikkat çeken bir detay da “kum volkanı türünde sıvılaşma örneği”… Son depremlerde sıvılaşmanın, yıkımın bu denli büyük olmasında yüksek bir paya sahip olduğu uzmanlarca sıklıkla dile getirilmişti.
Kum volkanı türünde sıvılaşma örneklerinin ne anlama geldiğini Doç. Dr. Selim Özalp’e soruyoruz:
“Alüvyon çökelleri, akarsuların getirdiği birtakım çökeller var. Bunlar daha pekişmemiş ve henüz taşlaşmamış konumda. Bir de yer altı suyu seviyesi, belli bir seviyenin üzerinde olduğunda mesela yer yüzeyinden yaklaşık 10 metre kadar derinlikte suya doygunsa bu zeminler, deprem dalgasının etkisiyle suyla beraber o kumda su gibi davranıyor ve bulduğu boşluktan yukarı doğru fışkırıyor. Kumların fışkırdığı yere biz ‘kum volkanı’ diyoruz ve o yapıya da genel olarak sıvılaşma diyoruz.
Tabii o aşağıdaki kumlu malzemenin olduğu kesim bir anda boşaldığı için üzerinde herhangi bir bina ya da başka bir yapı varsa boşalttığı hacim kadar çöküyor aşağıya. Mesela bunun örneklerini 17 Ağustos’ta gördük. Özellikle Adapazarı'nda bazı evler bir kat aşağı doğru çökmüştü. Binada hiç yıkılma yok. Bir bütün olarak çökme yapıyor.”
Deprem bölgesindeki bazı binaların yıkılmasına fotoğraflarda gördüğümüz o sıvılaşma örnekleri mi neden oldu? Bu soruya Doç. Dr. Özalp kesin bir yanıt veremiyor. “Olabilir. Tüm yıkımlar bu şekilde olmuştur diyemeyiz çünkü açık arazide sıvılaşma yapılarını görebiliyoruz ama evlerin altında da bu tip yapıların olup olmadığını araştırmalar tamamlandıkça göreceğiz.” diyor.
Kaynak: TRT Haber