Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Üyesi Av. Uğur Kızılca, Taha Akyol’un Anayasa Mahkemesi (AYM) kararları üzerine yaptığı sosyal medya paylaşımına yanıt verdi. Kızılca, Akyol’u Anayasa Mahkemesi “fetişizm” yapmakla suçlayarak, "büyük ölçüde bilgisizliğiniz, kısmende Anayasa Mahkemesi fetişizmi diyebileceğimiz esasen sağlıklı bir ruh hali olmayan bir yaklaşımla nerede bir AYM vurgusu varsa onu kutsama tavrınız sebebiyle Anayasa 158/3’ü manasından koparmaktan vazgeçin artık. Usul ve esas ayrımı, şekli hukuk ve maddi hukuk ayrımı hukukun en temel bilgilerinden biridir. Bunun bile farkında değilsiniz. Daha önce bu konuda yazılanları da ya okumamışsınız ya da okuduğunuzu anlamamışsınız. Size son kez Anayasa 158/3’ün ne manaya geldiğini özetleyelim de bir daha bu şekilde komik durumlara düşmeyin:
Anayasa’nın Görev Uyuşmazlığı Düzenlemesinin Çarpıtılması
Uyuşmazlık Mahkemesine ilişkin Anayasanın 158. maddesinin son fıkrasında “Diğer mahkemelerle, Anayasa Mahkemesi arasındaki görev uyuşmazlıklarında, Anayasa Mahkemesinin kararı esas alınır.” hükmü yer almaktadır. Bu hükmün bireysel başvuru kararlarıyla bir ilgisi yoktur.
Uyuşmazlık Mahkemesinin yetkisi sadece Yargıtay ve Danıştay ile adli ve idari yargı mercileri arasındaki görev uyuşmazlıklarıyla ilgilidir. Uyuşmazlık Mahkemesi; Yargıtay, Danıştay ve diğer mahkemeler ile AYM arasındaki görev uyuşmazlıklarına bakamaz. Bu nedenle Anayasa’da bu konuda AYM kararlarına üstünlük tanıyan hüküm vardır.
Anılan hüküm mahkemelerle Anayasa Mahkemesi arasında belli bir konuda “görevli mahkeme kim” sorunu çıkarsa onun nasıl çözüleceğine ilişkindir. Bu da sadece ceza davalarında ihtimal dahilindedir. Bir cezai yargılamada Yüce Divan mı yoksa ceza mahkemeleri veya ceza daireleri mi görevli diye bir sorun çıkabilir. Örneğin bir üst düzey kamu yöneticisinin genel mahkemede mi Yüce Divan sıfatıyla AYM’de mi yargılanacağı konusunda bir görev yeri uyuşmazlığı çıkarsa AYM’nin görevle ilgili kararı dikkate alınır.
Norm denetiminde veya parti kapatma davalarında böyle bir görev uyuşmazlığı çıkmayacağı işin özelliğinden bellidir.
Bireysel başvurularda ise mahkemelerle AYM arasında bir konuya kim bakacak şeklinde görev uyuşmazlığı asla çıkmaz. Çünkü mahkemelerin görevine giren bir konuya AYM olağan yargı merci olarak zaten bakamaz. Mahkemeler de AYM’nin görevi olan konularda yargılama yapamaz.
Özetle bu hüküm usule ilişkindir ve mahkemelerin görev alanıyla ilgilidir. Görev hükmü esasa ilişkin değildir, mahkemelerin esasa ilişkin kararlarında, örneğin Yargıtay ve AYM arasında çıkan esasa ilişkin çekişmelerde, dikkate alınamaz" ifadelerinde bulundu.