Bakan Kurum, Ege-8 isimli gemi ile Marmara Denizi'ndeki müsilaj temizleme çalışmalarını inceledi. İncelemede Bakan Kurum'a İstanbul Valisi Ali Yerlikaya da eşlik etti.
Burada basın mensuplarına açıklamada bulunan Bakan Kurum, sabahki programına ilişkin bilgi vererek, Üsküdar'da Ferah, Mehmet Akif Ersoy ve Küplüce mahallelerini kapsayan bir dönüşümü başlattıklarını aktardı.
Toplamda 7 bin konutluk bir dönüşüm projesini Üsküdar'da yürüteceklerini ifade eden Kurum, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatları çerçevesinde önemli bir dönüşüm süreci yürütmek adına ilçede vatandaşlarla birlikte olduklarını ve ilk yıkımları yapmak suretiyle projenin başlangıcını gerçekleştirdiklerini söyledi.
Kurum, ülkenin bir deprem gerçeği olduğunu, bu gerçeğe ilişkin tüm adımları sahada kararlı şekilde atmaya gayret gösterdiklerini dile getirerek, "Diğer taraftan da bugün dünyanın en önemli gündem maddelerinden biri olan iklim değişikliği ve iklim değişikliğinin şehirlere olan etkilerini azaltmak adına da çok önemli projeler yapıyoruz." diye konuştu.
Bu çerçevede Birleşmiş Milletler (BM) 26. İklim Değişikliği Taraflar Konferansı (COP26) Başkanı Alok Sharma'nın kasım ayında Glasgow'da gerçekleştirilecek olan çalıştay öncesinde Türkiye'yi ziyaret ettiğini hatırlatan Kurum, iklim değişikliği noktasında Glasgow'un Türkiye adına çok önemli kararların alınacağı bir konferans olacağını düşündüğünü kaydetti.
Bakan Kurum, görüşmede, ülke olarak, beklentileri ve talepleri dile getirdiklerini belirterek, Türkiye'nin BM Çerçeve Sözleşmesi kapsamında Ek-1 listesinde bulunduğunu aktardı.
Görüşmede Türkiye'nin Ek-1 listesinden çıkarılması taleplerini ilettiklerini, bir de iklim değişikliğiyle ilgili mücadelede daha da kararlı adımların atılmasına yönelik İklim Finansman Fonu'ndan ülkenin faydalanmasına ilişkin mutabakatın da neticelendirilmesi gerektiğini ifade ettiklerini anlatan Kurum, şöyle devam etti:
"Çok olumlu bir görüşme gerçekleşti. İnşallah Glasgow öncesinde bu mutabakatın imzalanması ve imzalanmasına müteakip de iklim değişikliğiyle ilgili mücadele kapsamında adımlarımızı daha da kararlı hale getireceğimiz projelerimizi yapacağımızı ifade ettik. Tabii iklim değişikliğinin etkilerine baktığınızda işte bugün denizlerin sıcaklığının arttığını görüyoruz. Marmara Denizi'miz şu an Ege'ye, Akdeniz'e, Karadeniz'e oranla bir derece daha sıcak gözüküyor. Yani öbür denizlerimiz 1,5 derece ısınmışken, Marmara Denizi'miz 2,5 derece ısınmış durumda. Aslında tüm Paris Anlaşması ve çerçevesinde atılması gereken adımlar da tüm dünyada denizlerin bir derece daha ısınmaması adına atılan adımlardır. Dolayısıyla bizim de Marmara'da kararlı bir şekilde açıklamış olduğumuz eylem planları çerçevesinde adımlarımızı atmamız gerekiyor. Tabii bu konuda oldukça kararlı gidiyoruz. Açıkladığımız eylem planlarını bir takvim çerçevesinde illerde valiliklerimizin koordinasyonunda yürütüyoruz ve bu konuda kararlıyız. Yani belirlediğimiz takvim çerçevesinde atılacak tüm adımları atmaya gayret gösteriyoruz. Bu noktada da Sayın Cumhurbaşkanımız bizzat konunun takipçisi ve destekçisi. Ben sizlerin huzurunda hassaten kendilerine şükranlarımı arz ediyorum. Bu çerçevede hemen bir koordinasyon kurulu oluşturduk. Koordinasyon kurulunda bakanlığımız, ilgili bakanlıklarımız, valiliklerimiz, belediyelerimiz, sivil toplum kuruluşlarımız, hocalarımız var. Bu koordinasyon kurulu içinde alt gruplar oluşturduk. Alt gruplarımız da atılması gereken tüm adımları bu takvim çerçevesinde atmaya gayret gösteriyor."
- "7 gün 24 saat denetimlerimiz devam edecek"
Marmara'nın bir hafta, 10 gün öncesine göre daha temiz durumda olduğunu belirten Kurum, "Hem aldığımız tedbirler hem yaptığımız eylemle temizlik çalışmaları ve atacağımız adımlarla inşallah biz Marmara'mızı beklenenden daha kısa sürede eski haline getireceğiz." dedi.
Sahada, 1550 kişinin çalıştığını kaydeden Bakan Kurum, şöyle konuştu:
"Toplamda bugüne kadar 4 bin 41 denetim gerçekleştirdik ve bu denetimler kapsamında 8 işletmeye kapatma cezası, toplamda 12,5 milyon lira idari para cezası uyguladık. 7 gün 24 saat denetimlerimiz devam edecek. Bu noktada da açıkçası Marmara'nın kirletilmesine müsaade etmeyeceğiz ve göz açtırmayacağız. Bu anlayışla arkadaşlarımız çalışıyorlar. Gerek Sahil Güvenliğimizle gerek Bakanlığımızın ve diğer bakanlıklarımızın denetim ekipleriyle bu süreci yürütüyoruz. Kapattığımız işletmelerin 3'ü Yalova'da, 3'ü Balıkesir'de, 2'si de Tekirdağ'da. Toplamda 8 işletmeye de kapatma cezası verdik. Toplamda şu an sahada 255 noktada da müsilaj toplama faaliyetleri yürütülmekte. Bugüne kadar yapmış olduğumuz çalışmalar çerçevesinde toplamda 3 bin 850 metreküp müsilajın temizliğini sağlayarak almış olduğumuz müsilajları da bertaraf tesislerine gönderiyoruz."
- Müsilajla "organik" mücadele
Bakan Kurum, İstanbul Üniversitesi ile bir organik bakteriyle deniz yüzeyindeki müsilajın ayrışmasına ilişkin adım attıklarını ve bunun da takibini yaptıklarını bildirdi. Daha önce bazı göllerde oksijen seviyesini artırdığını tespit ettikleri araçları da buraya getireceklerini belirten Kurum, "Salı günü Marmara'da belirleyeceğimiz iki noktada denizdeki oksijen seviyesini artırmak adına bu çalışmayı da başlatacağız. Bize bildirilen bir makinenin yaklaşık 15-20 hektar arasında denizde temizlik yapabildiği, denizdeki oksijen seviyesini artırabildiği." dedi.
Bilim gemisinin sahada çalışmalarını sürdürdüğünü anlatan Kurum, şöyle konuştu:
"Takip ettiğimiz 3 nokta var. Birincisi azot, ikincisi fosfor seviyesi ve yine aynı şekilde denizin dibindeki oksijen seviyesi. Biz azot ve fosforun azalmasını günbegün takip edeceğiz. Bir hedefimiz var. Toplamda şu an denizin dibindeki azotun yüzde 40 azalması halinde bilim adamlarımız Marmara'mızın eski haline dönebileceğini bize söylüyorlar. Bu çerçevede çalışmalarımızı yoğunlaştırıyoruz. Yine eylem planımız çerçevesinde Marmara'daki atık su arıtma tesislerini biyolojik hale getirecek adımları atacağımızı söylemiştik. Buna ilişkin de Meclisimizde çalışmamızı yürütüyoruz. İnşallah önümüzdeki hafta meclisimizin de takdiriyle belediyelerimizin bu işleri daha hızlı yapmalarına ilişkin bir kanuni düzenleme yapılacaktır. Buna ilişkin Meclis ile birlikte ortak bir çalışma yürütüyoruz. Gerek PPP model (Kamu-Özel ortaklığı) ile gerek yap-işlet-devret modeliyle arıtma tesislerinin çok daha kısa zamanda etkin bir şekilde yapılmasının önünü açacak düzenlemeyi de Meclisimiz ile birlikte takip ediyoruz."
Gelecek nesillere bugünden daha iyi durumda bir Marmara bırakmayı istediklerini dile getiren Kurum, "Milletimiz müsterih olsun." dedi.
- Marmara'da nerelerde yüzülebilecek?
Tedbirlerin sonuçlarını olumlu şekilde görmeye başladıklarını kaydeden Kurum, müsilajdan alınan numunelerin ağır metaller içermediği bilgisini de verdi. Marmara kıyısında hangi noktalarda yüzülebileceğine yönelik de bir çalışma yürütüldüğünü anlatan Kurum, şöyle konuştu:
"Yüzme noktasında Halk Sağlığı Genel Müdürlüğümüzün sitesinde deniz suyunun kalitesi, yüzmeye ilişkin her türlü bilgi, marmarahepimizin.gov.tr adresinde detaylı şekilde açıklanmakta. Vatandaşlarımızın bu sitede açıklanan yüzülebilecek kalitede su seviyesi olan yerlerde yüzmelerinde de bir sakınca olmadığı yine bu sitemizde detaylı şekilde vatandaşlarımız bilgilendirilmekte. Denizdeki canlıların, balıkların da alınan ilk numuneleri çerçevesinde, herhangi bir olumsuz neticeye rastlanmadı. Detaylı analizlerimiz, incelemelerimiz, Halk Sağlığı Genel Müdürlüğümüz, Tarım Bakanlığımız nezdinde detaylı bir şekilde yapılmakta. Ama alınan ilk sonuçlara göre de balıklara ilişkin de herhangi bir olumsuz bulguya rastlanmadı."
- Ergene Nehri'ne yönelik çalışmalar
Ergene Nehri'ne Türkiye'nin en büyük çevre projesinin yapıldığını belirten Kurum, 5 atık su tesisine sahip proje için yaklaşık 5 milyar lira harcandığını ifade etti.
Bölgedeki tüm organize sanayi bölgelerinin, evsel atıkların bağlandığı ileri biyoloji arıtma yapılarak denize deşarjının sağlandığı bir proje olduğunu vurgulayan Kurum, "Bu proje yüzde 85 aşamasına gelmiştir. Tarım Bakanlığımız ve Sanayi Teknoloji Bakanlığımız bu projeyi yürütüyorlar. Biz de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olarak verilmesi gereken destekleri veriyoruz. Şu an denize derin deşarj edilen kısım toplamın yüzde 3'ü kadar, 15 bin metreküp. Toplamda 450 bin metreküplük bir arıtma söz konusu ve bu arıtılan sular ileri biyolojik arıtma, yani bizim şu an Marmara'da yapmaya çalıştığımız sistem aslında fiilen orada işlemeye çalışıyor. Yüzde 3'ü tamamlandı, kalan kısmına ilişkin adımlar atılıyor." dedi.
Denize derin deşarj yapılan kısımda kirlilik ve renk noktasında parametre söz konusu olduğunu dile getiren Kurum, hem renk parametresinin, hem de tuzluluk oranının fazla olduğuna ilişkin eleştirilerin olduğunu kaydetti. Kurum, bu durumun müsilaja veya denizdeki kirliliği sebebiyet verdiğine ilişkin bir rapor olmadığına dikkati çekti.
Burada atılan suyun Marmara'ya zarar vermesinin mümkün olmadığına değinen Kurum, yine de gerekli tedbirleri aldıklarını ve gerekli takibi yaptıklarını kaydetti.
Kurum, ileriki süreçte buradaki renk parametresi ve tuzluluğun giderileceği adımları atacaklarının altını çizdi.
Denizlerdeki oksijen, azot ve fosfor seviyesini takip ettiklerine vurgu yapan Kurum, "Bizim inşallah bu kararlı duruşumuz devam ettiği sürece, attığımız adımlar, yapmış olduğumuz projeler, gerçekleştirdiğimiz eylemler çerçevesinde en kısa sürede inşallah Marmara'yı eski haline getireceğiz. Milletimiz müsterih olsun." diye konuştu.
- "İlk 30 metrede müsilajın az olduğu tespit edildi"
Açıklamanın ardından ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsünün araştırma gemisi Bilim-2 gemisine geçen Kurum'a ve beraberindekilere, yürütülen çalışmalar hakkında bilgi verildi.
Kurum, TÜBİTAK ve ODTÜ Bilim- 2 gemisi ile temizleme çalışmalarıyla ilgili tüm takibi yaptıklarını belirterek, "İlk 30 metrede müsilajın az olduğunu hocalarımız yaptıkları tespitte söylüyorlar. Bu da bizim adımıza sevindirici bir durum. 30 metrenin altındaki müsilajlara da ilişkin tedbirlerimizi devam ettirdiğimiz takdirde topladığımız müsilajlar dışında ilave bir müsilaj gelmeyeceğini hocam ifade ediyor." diye konuştu.
Bakan Kurum, temizlik faaliyetlerimi hızlı bir şekilde sürdürdüklerini vurgulayarak, şöyle konuştu:
"Tedbirlerimizi alıyoruz, denizdeki oksijen, azot ve fosfor seviyesini aylık belirlediğimiz noktalardan periyodik olarak ölçeceğiz. Ölçtüğümüz noktalarda da azot ve fosfor seviyesinin azalmasını hedefliyoruz. Buna ilişkin oluşturduğumuz eylem planı içerisinde ne kadar başarılı olduğumuzu da alacağımız numuneler çerçevesinde tespitini yapacağız. Süreci bu şekilde takip edeceğiz."
Daha sonra Bakan Murat Kurum, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Mobil Su ve Atık su Analiz Laboratuvarı ve Pendik sahilinde müsilaj temizleme çalışmalarını da inceledi.
- "Ergene havzasında Türkiye'nin en verimli tarım arazilerinin bulunuyor"
Tekirdağ Valiliği görevinden 2015 yılında ayrıldığını belirten İstanbul Valisi Ali Yerlikaya ise Ergene havzasında Türkiye'nin en verimli tarım arazilerinin bulunduğunu söyledi.
Bölgenin aynı zamanda endüstri bölgesi olduğunu dile getiren Yerlikaya, Ergene'den mevsimine göre ortalama 11 metreküp su aktığını ifade etti.
Endüstriyel atıkların deşarj edildiği Ergene'den kendi doğal suyundan 3 kat fazla su aktığının altını çizen Yerlikaya, projenin sürdürülebilir tarım ve sürdürülebilir endüstriye katkı sağladığını vurguladı.
Yerlikaya, projenin bir iki seneye tamamlanacağına inandığını kaydetti.AA