10 Kasım 2024
weather
12°
Twitter
Facebook
Instagram
Türkgün Gündem Emekli maaşında alt sınır belli oldu!

Emekli maaşında alt sınır belli oldu!

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Memurlarımızın maaş artış oranını yüzde 30,5'e çıkarttık, aylık geliri 1500 liradan başlayan 1 milyon 266 bin emeklimizin maaşlarını 2 bin 500 liraya yükseltmiş oluyoruz." dedi.

19 Dakika
OKUNMA SÜRESİ
Emekli maaşında alt sınır belli oldu!

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki Kabine Toplantısı'nın ardından millete seslenen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dünya ve Türkiye açısından zor geçen 2021 yılını uğurladıklarını, yeni umutlarla ve heyecanlarla 2022 yılına girdiklerini belirterek, yeni yılın hayırlara vesile olmasını diledi.

Erdoğan, son iki yıla damgasını vuran koronavirüs salgınının ve onun tetiklediği küresel ekonomik sorunların bir müddet daha tüm dünyayla birlikte Türkiye'yi de olumsuz etkilemeyi sürdüreceğinin anlaşıldığını ifade ederek, "Sağlık hizmetlerinden maskeye, tıbbi malzemeden aşıya kadar pek çok alanda salgının ortaya çıkardığı adaletsizlikler büyük ve güçlü Türkiye hedefimize bir an önce ulaşmamızın önemini açıkça göstermiştir." diye konuştu.

Geçen 20 yılda Türkiye'nin kalkınma altyapısında sağladığı ilerleme sayesinde Türkiye'yi küresel sağlık ve ekonomik krizden olumlu yönde ayrıştırmayı başardıklarını dile getiren Erdoğan, "Her ne kadar birileri bir kısmı yalan, bir kısmı yanlış haberler üzerinden milletimizin moralini bozmaya çalışsa da dünyayı izleyen herkes bu sıkıntılı tabloda Türkiye'nin durduğu yeri takdirle karşılıyor." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün 2021 yılı ihracat rakamlarını açıkladıklarını hatırlatarak, "Salgının ekonomiler üzerindeki baskısının arttığı geçtiğimiz yıl Türkiye, ihracatın lokomotifi olduğu hızlı büyüme eğilimini sürdürmüştür. Bu dönemde imalat sanayiinde kapasite kullanım oranımız yüzde 80'e dayanırken, istihdamda yıllık 2 milyonu bulan bir artış sağladık. Küresel mal ticaretinin yüzde 10 arttığı geçtiğimiz yıl biz ihracatımızı yüzde 33 yükseltmeyi başararak bu alanda da farkımızı ortaya koyduk. Türkiye olarak geçtiğimiz yıl ulaştığımız 225 milyar 368 milyon dolarlık ihracatla Cumhuriyet tarihinde ilk defa küresel ihracattan aldığımız payı yüzde 1'in üzerine taşıdık." diye konuştu.

"Hedefimize giderek daha çok yaklaşıyoruz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçmişle mukayeseli olarak bakıldığında ise 2002 yılında 36 milyar dolar olan ihracatı 6 kattan fazla artırdıklarını belirterek, aynı şekilde 20 yıl önce 88 milyar doları bulmayan dış ticaret hacminin 500 milyar dolar sınırına dayandığını ifade etti.

Geçen yıl itibarıyla dış ticaret açığı 46 milyar dolara gerilerken, ihracatın ithalatı karşılama oranının yüzde 83'ün üzerine çıktığını söyleyen Erdoğan, "Bu oranın 2000'lerin başında yüzde 51 olduğunu özellikle hatırlatmak istiyorum. Dış ticaretimizde milli paramızı kullanım seviyemizin 183 milyar liraya ulaşmış olması da bir diğer önemli gelişmedir." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 225 milyar 368 milyon dolarlık 2021 yılı ihracatının hayırlı olmasını dileyerek, "Bu ihracat rakamına özellikle ulaşılmasında emeği geçen tüm kurumlarımızı, iş dünyamızı, çalışanlarımızı ayrı ayrı tebrik ediyorum. Girdiğimiz yeni yılda ihracatımızı çok daha ileri seviyelere çıkarmak için gündemimizde pek çok program, plan, proje var. İnşallah hepsini de kararlılıkla hayata geçirerek önümüzdeki yıl bu vakitler milletimize çok daha büyük müjdeler verebilmeyi ümit ediyoruz. Dış ticaret fazlası veren Türkiye hedefimize giderek daha çok yaklaşıyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

"Turizm gelirlerinde yüzde 100'lük artış sağladık"
Geçen yılı güzel haberlerle kapattıkları bir diğer sektörün de turizm olduğunu vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Salgının turizm sektöründe yol açtığı olumsuz etkileri hızla ortadan kaldırmak için aldığımız tedbirlerin, verdiğimiz teşvik ve desteklerin karşılığını özellikle gördüğümüz bir sezonu geride bıraktık. Bu sektörde 2021'i, 29 milyon turist sayısı ve 24 milyar doları aşan bir turizm geliriyle kapattık. Bir başka ifadeyle turizmde önceki yıla göre ziyaretçi sayısında yüzde 83'lük, gelirde yüzde 100'lük bir artış sağladık. Devlet ve özel sektörün yakın iş birliğiyle gerçekleştirdiğimiz büyük atılım sayesinde sadece kayıplarımızın önemli bir kısmını telafi etmekle kalmadık, Akdeniz havzasındaki rakiplerimizi de geride bıraktık. Artık hedefimiz salgın öncesi ziyaretçi sayısına ulaşmanın ötesinde çok daha yüksek bir gelir seviyesine çıkmaktır. İnşallah 2022 yılı bu hedefe biraz daha yaklaştığımız, verimli, bereketli, kazançlı bir sezon olacaktır."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, tesis sahiplerinden çalışanlarına kadar turizm sektörünün tüm mensuplarına Türkiye'ye kazandırdıkları bu başarı için teşekkür etti.

KOSGEB'den 100 bin lira destek
KOSGEB destekleriyle ilgili bir müjdeyi de paylaşmak istediğini belirten Erdoğan, şunları kaydetti:

"Nisan ayında mikro ve küçük işletmelere yönelik bir hızlı destek programı başlatmıştık. Bu programın kapsamını yeni mezun gençlerimizin istihdamını teşvik edecek şekilde genişletiyoruz. Son 12 aydaki çalışan sayısını koruyup meslek lisesi veya üniversite mezunu gencimizi en az 12 ay boyunca istihdam etme taahhüdünde bulunan işletmelere 100 bin lira destek veriyoruz. Kadın istihdamında bu rakam 110 bin lirayı buluyor. Mikro işletmelerde 2 ve küçük işletmelerde 5 personele kadar uygulanacak bu destek rakamı faizsiz olarak 2 yıl sonra 24 ayda geri ödenecek. Amacımız bu programla 75 bin yeni meslek lisesi veya üniversite mezunu gencimizi istihdama dahil etmektir. İşletmelerimizi, başvuruları bugün açılan bu programa katılmaya davet ediyoruz."

Dünya ticaret hacminin yüzde 5,3 küçüldüğü 2020'de Türkiye'nin yüzde 1,8 büyüdüğünü hatırlatan Erdoğan, küresel ticaretin yeniden hareketlenmeye başladığı 2021'de büyümede çift haneli rakamları yakalayacaklarına inandıklarını söyledi.

Erdoğan, geçen yılın ilk çeyreğindeki yüzde 7,4, ikinci çeyreğindeki yüzde 22 ve üçüncü çeyreğindeki yüzde 7,4'lük büyümenin bunun işareti olduğunu belirterek, salgın döneminde G20 içinde en hızlı toparlanan ve büyüyen ülkelerin başında Türkiye'nin geldiğinin altını çizdi.

Küresel ticaretin dengelerinin yeniden oluştuğu dönemde Türkiye'nin, sergilediği performansla, dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girme hedefine adım adım yaklaştığını kaydeden Erdoğan, şöyle konuştu:

"Elbette bu süreçte karşı karşıya kaldığımız sıkıntılar, ödediğimiz bedeller de var. Bunlardan biri döviz kurunda yaşanan ve esasen ülkemiz ekonomisinin gerçekleriyle uyumlu olmayan dengesiz dalgalanmadır. Kurdaki yükselişi bir seviyeye kadar ekonomik işleyişe ve ülkemizin ihracattaki hedeflerine uygun olduğu için sorun etmiyorduk. Ama bir yerden sonra iş, serbest piyasa ekonomisi kurallarının dışına çıkarak arkasında kötü niyetlerin belirdiği farklı bir görünüme büründü."

Erdoğan, yurt dışından ve Türkiye'den kimi siyasetçiler, medya kuruluşları ve akademisyenlerin piyasaları paniğe sürükleyerek dövize yönelişi artıracak senkronize bir kampanya başlattıklarını belirterek, şöyle devam etti:

"Bundan 3, 4 yıl önce yurt dışı kaynaklı benzer saldırılara, benzer tuzaklara maruz kalmıştık. Aldığımız tedbirler ve geliştirdiğimiz mekanizmalar sayesinde yurt dışından Türk ekonomisine yönelik serbest piyasa kurallarına da uygun olmayan sinsi saldırıların önünü büyük ölçüde kesmiştik. Son kampanyada ise daha çok yurt dışındaki yatırımcıları panikleterek aynı amaca varılmak istenmiştir. Dalgalanmanın kendi tabii seyri içinde durulmadığını görünce 20 Aralık'ta kamuoyuna açıkladığımız tedbir paketiyle piyasaların önemli ölçüde yeniden dengeye gelmesini sağladık."

Kur korumalı Türk lirası mevduatına 78 milyar liralık geçiş oldu
Ekonominin kendi tabii seyri dışında niyetlerle dışarıdan yapılabilecek saldırılara karşı oluşturdukları mekanizmaların bir benzerini içeride de kurduklarını vurgulayan Erdoğan, "Parasının değerini korumak isteyen vatandaşlarımıza, özellikle önünü görme ihtiyacı duyan iş dünyamıza sunduğumuz alternatiflerin piyasalar tarafından da benimsendiğini memnuniyetle gördük. Kur korumalı Türk lirası mevduatına kısa sürede 78 milyar liralık bir geçişin yaşanması vatandaşlarımızın ekonomi programımıza olan güveninin işaretidir. Katılım finans kuruluşlarını da sisteme dahil ederek bu uygulamayı genişletiyoruz." ifadelerini kullandı.

Erdoğan, ülke ekonomisinin istikrar ve güven iklimi içinde büyümesine katkı sağlayacak bu yaklaşımı, yeni araçlar ve yöntemlerle 2022'de daha da güçlendireceklerini belirterek, şunları kaydetti:

"Açıkladığımız tedbir paketini cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin getirdiği imkanlarla bizim veya ilgili kurumlarımız tarafından hayata geçirilebilecek olanların tamamını uygulamaya soktuk. Bu çerçevede Merkez Bankası, döviz tevdiat ve altın hesaplarından Türk lirası mevduata dönüşün desteklenmesine ilişkin tebliğlerini yayınladı. Döviz ve altın cinsi hesaplardan vadeli Türk lirası hesaplara dönüşen tutarlar, zorunlu karşılıktan muaf tutulurken, stopaj oranı da sıfırlandı. İhracatçı ve ithalatçı firmalara Türk lirası vadeli döviz satım ihalesine başlandı. Bu satışlardaki stopaj oranı da sıfıra çekildi. Temettü gelirlerine uygulanan stopaj oranı yüzde 15'ten yüzde 10'a indirildi.

Yastık altındaki altınların ekonomiye kazandırılması çalışmaları kapsamında hurda altın değerlemesinde kullanılacak asgari milyem rakamında değişiklik yapıldı. Vatandaşlarımızın altınlarını bankalar, darphane ve kuyumcular vasıtasıyla sisteme dahil etmelerine imkan sağlanıyor. Talep edenler, bankalardaki altın hesaplarında tuttukları birikimleri fiziki altın olarak da alabilecek. Bankalar nezdinde darphane altın ürünleri bazında açılan hesaplar da fiziki altın olarak istenebilecek."

"Kanun değişikliği düzenlemeleri yarın Meclis'in takdirine sunuluyor"
Kredi Garanti Fonu'nun daha aktif ve kapsayıcı şekilde çalıştırılmasıyla ilgili protokolün yakında hayata geçeceğini aktaran Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:

"Kanuni düzenleme gerektiren hususlarla ilgili çalışmalarımızı da tamamladık. Bu çerçevede, Türk lirası için Hazine desteğine, ihracat ve imalat sanayi şirketleri için kurumlar vergisinde bir puanlık indirim yapılmasına, Bireysel Emeklilik Sistemi'ndeki devlet katkısının yüzde 25'ten yüzde 30'a çıkartılmasına, yatırım fonlarından elde edilen kar paylarına istisna uygulanmasına, gelire endeksli senetlerin ihracına, tüm bunlara ilişkin hazırlanan kanun değişikliği düzenlemeleri yarın Meclis'in takdirine sunuluyor.

Ayrıca ülkemizde ve dünyada hammadde temininde, tedarik zincirlerindeki aksaklıklar ve girdi fiyatlarındaki beklenmedik artışlar sebebiyle hazırlanan fiyat farkı çalışması da Meclis'in takdirine sunulma aşamasındadır."

Erdoğan, bugüne kadar millete verdikleri sözleri tuttuklarının, bundan sonra da bunu yerine getirmeye devam edeceklerinin altını çizdi.

"Pek çok ülke elektrik tarifelerini 3 kat artırmak mecburiyetinde kaldı"
Geçen yıl herkesin canını yakan bir diğer sıkıntının yüksek enflasyon ve fahiş fiyat artışları olduğuna dikkati çeken Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Ülkemizdeki fiyat artışlarının iki sebebi vardır. Birincisi salgın döneminde küresel emtia fiyatlarında görülen fevkalade yükselmedir. Öyle ki salgın döneminde dünyada petrol fiyatları neredeyse 2 katına, kömür fiyatları 3 ile 5 katına, doğal gaz fiyatları 6 ile 10 katına çıkarken, metal ve mineral fiyatları yüzde 50, tarım ürünleri fiyatları yüzde 25 arttı. Enerji fiyatlarındaki aşırı yükseliş sebebiyle pek çok ülke elektrik tarifelerini ortalama 3 kat artırmak mecburiyetinde kaldı. Biz ise her konuda olduğu gibi enerji fiyatları hususunda da vatandaşımızı koruyacak bir yol izledik. Geçtiğimiz yıl elektriği yarı fiyatının bile altına, doğal gazı beşte biri fiyatına vatandaşlarımıza sunarken, akaryakıt fiyatlarında da Eşel Mobil Sistemi ile oldukça düşük satış fiyatları sağladık. Bu şekilde 2021 yılında vatandaşlarımız lehine doğal gazda 80 milyar liralık, elektrikte 20 milyar liralık, akaryakıtta 65 milyar liralık kamu adına fedakarlık yaptık. Bir başka ifadeyle vatandaşlarımızın cebinden doğal gaz faturası, elektrik faturası, benzin, mazot faturası olarak çıkacak 165 milyar lirayı kamu kaynaklarından karşıladık."

Erdoğan, yeni yıl itibarıyla yürürlüğe giren tarifelere rağmen kamunun vatandaşlara desteğinin sürmekte olduğunu söyledi.

Hane halkının kullandığı doğal gazın ve yine hane halkını kapsayan elektrik faturalarındaki tarifelerin vatandaşların lehine düzenlendiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ülkemizde 2002 yılında 150 kilovat elektrik ve 125 metreküp doğal gaz kullanımı karşılığında bir vatandaşımızın ödediği fatura asgari ücretin yüzde 47'sini oluşturuyordu. Şimdi aynı miktardaki elektrik ve doğal gaz kullanımı için yeni tarifeyle ödenen tutar, asgari ücretin yüzde 13'ü seviyesindedir. Görüldüğü gibi vatandaşımızı fiyat artışlarına ezdirmeme sözümüzü burada da yerine getirmiş oluyoruz.

Bu vesileyle vatandaşlarımıza yapılan kömür yardımlarının, yeni yılla birlikte, doğal gaz faturası desteği olarak da verilebileceğinin haberini sizlerle paylaşmak istiyorum."

Akaryakıtta Eşel Mobil Sistemi'nden normal tarifeye dönüldüğü için petrol fiyatlarındaki ve döviz kurundaki değişime bağlı olarak belirlenen otomatik tarifenin yürürlüğe girdiğini bildiren Erdoğan, buna rağmen vatandaşların akaryakıta diğer ülkelerdeki fiyat artışlarına nispeten daha hesaplı bir tarifeyle erişebildiğini kaydetti.

Erdoğan, "Düşme eğiliminde olan petrol fiyatları ve istikrar kazanmaya başlayan kur dikkate alındığında petrol fiyatları üzerindeki baskının yakında tersine dönmesi beklenebilir." değerlendirmesinde bulundu.

Dünya piyasalarında, bitkisel yağ fiyatlarındaki artışın yüzde 70'i, şeker fiyatlarındaki artışın yüzde 50'yi, tahıllardaki artışın yüzde 32'yi bulduğunu dile getiren Erdoğan şöyle konuştu:

"Market raflarındaki artışın bir kısmının kaynağı bu küresel fiyatlandırmalardandır. Ancak bazı ürünlerdeki artışların ne küresel emtia ve enerji fiyatlarıyla ne kurdaki dalgalanmayla izah edilemeyecek derecede fahiş olduğunu görüyoruz. Bu konunun takipçisi olmaları ve gereken işlemleri yapmaları için ilgili tüm kurumlarımıza talimatlarımızı verdik. Aynı kapsamda stokçuluk yapanlara uygulanacak cezaları artıran bir kanun değişikliği de Meclisimizin gündeminde bulunuyor. Tüm bunlara rağmen dünya ekonomisi ile entegre piyasaya sahip bir ülke olarak fiyat artışlarından ister istemez biz de etkileniyoruz."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, fiyat artışlarının Türkiye'ye mahsus bir durum olmadığını, özellikle gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin tamamının enflasyon rakamlarında çok ciddi artışlarla karşı karşıya bulunduğunu belirterek şöyle devam etti:

"Amerika son 40 yılın, Almanya ve İspanya son 30 yılın, İngiltere ve İtalya son 10-12 yılın, Avrupa'nın geneli Avro Bölgesi'nin kuruluşundan beri en yüksek enflasyon rakamlarının sancısıyla kıvranmaktadır. Üstelik tüketici fiyat endeksinde, üretici fiyat endeksinin katbekat fazlası olarak gerçekleşen artışlar bu sancının devam edeceğini gösteriyor. Diğerleri gibi ülkemizin önünde de bir enflasyon gerçeği vardır."

"Enflasyonu tekrar tek haneli rakamlara geriletmekte kararlıyız"
Erdoğan, 2021 yılı enflasyon oranının yüzde 36 olarak açıklandığını hatırlatarak "Öncelikle her ne sebeple olursa olsun vatandaşlarımızın böyle bir tablo ile karşı karşıya kalmasından dolayı üzüntülüyüz." dedi.

Türkiye tarihinde enflasyonla en büyük mücadeleyi veren, enflasyonu en düşük seviyelere indiren yönetimin AK Parti iktidarları olduğunu belirten Erdoğan şu ifadeleri kullandı:

"Ülkemizde yüzde 6'lara kadar indirdiğimiz enflasyonun boynunu kırarak en kısa sürede tekrar tek haneli rakamlara geriletmekte kararlıyız. Enflasyon oranının bu derece yüksek çıkmasında küresel emtia fiyatlarındaki ve üretim maliyetlerindeki artışın ötesinde, döviz kurundaki dalgalanmanın da etkisinin olduğunu biliyoruz. Döviz kurundaki köpüğü aldığımızda nasıl daha gerçekçi bir tablo önümüze çıktıysa enflasyonda da bunu yapacağız. Döviz kuru üzerinden ilk büyük saldırıya maruz kaldığımız 2018'de de yüzde 20'yi aşan bir enflasyonla benzer bir tablo yaşamıştık. Takip eden yılda ise enflasyonu neredeyse yarı yarıya düşürmüştük. İnşallah bu yıl da enflasyonu çok daha fazlasıyla gerileteceğiz."

"Memur maaş artış oranı yüzde 30,5"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, hiçbir vatandaşı fiyat artışlarının yükü altında bırakmadıklarını ve bırakmayacaklarını, çalışanlar başta olmak üzere vatandaşların gelirlerini enflasyonun altında ezdirmeyecek özel tedbirler aldıklarını ve bu tedbirleri almaya da devam edeceklerini belirterek şunları kaydetti:

"Asgari ücrete yaptığımız yüzde 50'lik artış bunun örneklerinden biridir. Yeni asgari ücretle işçilerimizin gelirlerinde enflasyon oranının çok üzerinde bir artışı gerçekleştirdik. Bu düzenleme asgari ücrete endeksli işsizlik maaşı, evde bakım ücreti, 65 yaş aylığı, iş göremezlik ödeneği gibi pek çok rakamı da aynı oranda artırmıştır.

Memurlarımızın maaşlarında temmuz-aralık ayı enflasyon farkı ve toplu sözleşme gereği olarak toplamda yüzde 28 oranında bir artış yapıldı. Bununla kalmadık, memurlarımızın ocak ayındaki yüzde 5'lik toplu sözleşme dönem zammını yüzde 2,5 artışla yüzde 7,5 olarak uygulama kararı aldık. Böylece memurlarımızın maaş artış oranını yüzde 30,5'e çıkararak onlara ilave bir sosyal destek sağlamış oluyoruz.

Aile yardımları da çalışmayan eş için 521 lira, 6 yaşından küçük çocuklar için 115 lira, 6 yaşından büyük çocuklar için 57 lira olarak güncellenmiştir. Tabii bu rakamlara memur maaşlarının asgari ücret kadarki kısmının gelir ve damga vergilerinden muaf tutulmasıyla ortaya çıkan ve 288 liraya kadar ulaşan artışları da ilave etmek gerekiyor."

"Emeklimiz 2 bin 500 liranın altında maaş almayacak"
Erdoğan emeklilere ilişkin düzenlemeler hakkında da şöyle bilgi verdi:

"Emeklilerimizin maaşlarında ise genel olarak enflasyon oranı kadar artış zaten yapıyoruz, buna ilave olarak düşük maaş alan emeklilerimizle ilgili yeni bir alt sınır belirledik. Yeni düzenlemeye göre hiçbir emeklimiz 2 bin 500 liranın altında maaş almayacak. Böylece aylık geliri 1500 liradan başlayan 1 milyon 266 bin emeklimizin maaşlarını 2 bin 500 liraya yükseltmiş oluyoruz. Temmuz ayında hem memurlarımızın hem emeklilerimizin maaşlarına yapılacak yüzde 7 toplu sözleşme artışına ilave olarak şayet gerekiyorsa enflasyon farkı da ilave edilecektir."

Türkiye'nin demokratik ve ekonomik kalkınmasında attıkları tarihi adımları, yeni ekonomi programını başarıyla neticelendirerek taçlandıracaklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:

"Yatırımıyla, istihdamıyla, üretimiyle, ihracatıyla, cari dengesiyle hedeflerine ulaşmış dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olmuş Türkiye'ye hiç olmadığı kadar yakınız. Geçmişte bu tür kritik dönemlerde ihtiyacı olan atılımları tek parti faşizminin çarpık uygulamalarıyla, darbelerle, vesayetin oyunlarıyla, siyasi istikrarsızlıkla, terörle ve daha pek çok tuzakla kaçırmış bir ülkeyiz. Allah'ın yardımı ve milletimizin desteği ile inşallah bu defa tarihi tekerrür ettirmeyecek, aynı hüzünlü tabloyla karşılaşmayacak ve aynı bedelleri ödemeyeceğiz. Çünkü bu defa ibret alacağımız muazzam birikimler ve asla vazgeçemeyeceğimiz muazzam kazanımlarla yolumuza devam ediyoruz."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 20 yılda milletle birlikte pek çok sınamadan alınlarının akıyla geçtiklerini belirtti.

Vesayetin gücünün milletle beraber törpülendiğini, kalkınma altyapısının beraber güçlendirildiğini dile getiren Erdoğan, "Demokrasimizin standartlarını beraber yükselttik. Her bir insanımızı kucaklayan hak ve özgürlükleri beraber genişlettik." ifadesini kullandı.

Ekranları başında olanlara seslenen Erdoğan, şöyle devam etti:

"Biz size aşığız. Biz sizin dertliniz olan bir iktidarız ve biz terör örgütlerine karşı olan mücadelemizi bu can bu tende oldukça sonuna kadar vermekte kararlıyız. PKK'sından FETÖ'süne tüm terör örgütlerinin başını hep birlikte ezdik. Küresel yönetim sisteminin çarpıklıklarına beraber başkaldırdık. Sınırlarımıza kadar dayanan emperyalist hevesleri beraber kursaklarında bıraktık. Darbecilere karşı sokakta beraber direndik. Ülkemizin karada, denizde, havada her alanındaki menfaatlerini her yerde beraber müdafaa ettik. Şimdi de aynı başarıyı ekonomideki hedeflerimize ulaşarak inşallah yine beraberce göstereceğiz. Yaptığımız hiçbir fedakarlığın, çektiğimiz hiçbir sıkıntının, akıttığımız her damla alın terinin, yüreğimizde büyüttüğümüz her umut katresinin boşa gitmediğini, gitmeyeceğini, beraberce göreceğimiz bir döneme giriyoruz. Yeter ki birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize sıkı sıkıya sarılalım. Yeter ki 2023 hedeflerimize, 2053 vizyonumuza sıkı sıkıya sahip çıkalım.

Yeter ki yalana, iftiraya, fitneye, fesada, hasede, kifayetsiz muhterislerin hezeyanlarına kapılarımızı kapatalım. Emin olun nasıl bugünkü Türkiye 20 yıl önceki Türkiye'nin fersah fersah ilerisindeyse, çok değil, 2 yıl, 5 yıl, 10 yıl sonrasının Türkiye'si de bugünden çok daha ileride olacaktır. Biz ömrümüzü hizmetine adadığımız 84 milyon insanımızın her birine güveniyoruz. Sizlerin de bize güvenmeye devam etmesini istiyoruz."

"Öğrencilerimizden tek isteğimiz ülkelerine hayırlı evlat olarak yetişmeleridir"
Koronavirüs salgınının yeni varyantlar, yeni tehditlerle insanlığı tehdit etmeye, hayatı etkilemeye devam ettiğini vurgulayan Erdoğan, salgının Omicron varyantıyla tekrar kapıya dayandığını söyledi.

Hasta sayılarında artış yaşansa da hastaneye yatış, yoğun bakım, vefat sayılarında henüz endişe edilecek bir durumun olmadığını ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:

"Yerli ve milli aşımız TURKOVAC'ı da milletimizin hizmetine sunduğumuz bir dönemde artık salgına karşı çok daha güçlü, çok daha etkin, çok daha hızlı harekete geçirebileceğimiz korunma araçlarına sahibiz.

Milletimden 'TAMAM' diye ifade ettiğimiz, temizlik, maske, mesafe üçlüsünden oluşan salgın tedbirlerine riayet hususunda biraz daha sabır, biraz daha dikkat istiyorum. Özellikle kapalı ve kalabalık yerlerde bu tedbirlere ne kadar riayet edersek hem kendimize hem sevdiklerimize sorumluluğumuzu o derece yerine getirmiş oluruz."

Erdoğan, TURKOVAC'ın kademe kademe ülke genelinde hizmete sunulduğu bir dönemde, bu konuda tereddütte olan vatandaşların da hızla aşılarını yaptıracaklarına veya tamamlayacaklarına inandığını belirtti.

Eğitimin her dönemde olduğu gibi salgın sürecinde de önceliklerin en başında yer almayı sürdürdüğünü anlatan Erdoğan, dünyanın salgında okulların ilk açılması ve son kapatılması gereken yerler olduğu konusunda mutabık kaldığını söyledi.

Türkiye'deki öğretmenlerin en az 2 doz aşılanma oranlarının, bugün itibarıyla İngiltere, Almanya ve Fransa gibi ülkelerin de üzerinde olduğuna dikkati çeken Erdoğan, "Tedbirlere daha fazla riayet ederek yüz yüze eğitime devam edeceğiz. Öğrencilerimizden tek isteğimiz eğitim öğretimlerini en güzel şekilde yürüterek kendilerine, ailelerine ve ülkelerine hayırlı birer evlat olarak yetişmeleridir." dedi.

"Mesleki eğitim merkezlerindeki öğrenci sayımız 159 binden 235 bine yükseldi"
Hükümetleri döneminde sayıları 500 binlerden 1,2 milyonlara ulaştırılan öğretmenleri desteklemeyi sürdürdüklerini ifade eden Erdoğan, öğretmenlerin mesleki gelişmelerine önem verdiklerini vurguladı.

Erdoğan, geçen yıl Milli Eğitim Bakanlığının düzenlediği eğitimlere bir önceki yıla göre yüzde 134'lük artışla 2 milyon 773 bin öğretmenin katıldığını söyledi.

Öğretmen başına 93,4 saatlik eğitimle son 5 yılın en yüksek seviyesinin yakalandığını aktaran Erdoğan, bu yıl bu oranın çok daha artırılacağını kaydetti.

Erdoğan, geçen yıl sonu itibarıyla Türkiye'de kütüphanesiz okul kalmadığını, buralardaki kitap sayısını da 2022 sonuna kadar 100 milyona çıkarmayı planladıklarını belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Uzun yıllardan beri dillendirilen bir özlem olan Öğretmenlik Meslek Kanunu ile ilgili hazırlık 2021 yılının son günü Meclise teslim edildi. Bu kanun çıktığında Türkiye eğitim öğretim tarihinde çok büyük bir adımı da atmış olacağız." dedi.

Erdoğan, geçen ayın son haftasında Mecliste 3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanunu'nda iki önemli değişiklik yapıldığını hatırlatarak, şöyle konuştu:

"Buna göre, mesleki eğitim merkezlerine devam eden öğrencilerin her ay aldıkları asgari ücretin üçte biri kadar ücreti artık biz ödeyeceğiz. Üçüncü yılın sonunda kalfaların aldıkları ücreti de iyileştirerek asgari ücretin üçte biri değil, yarısı kadar ücret alabilmelerini sağladık. Bu düzenlemeler öğrenci sayılarına da hemen yansıdı. Mesleki eğitim merkezlerindeki öğrenci sayımız 159 binden 235 bine yükseldi. Hedefimiz bu yıl sonuna kadar mesleki eğitim merkezlerindeki öğrenci sayısını 1 milyona çıkarmaktır. Böylece mesleki eğitim üzerinden istihdamı artırırken, 28 Şubat katsayı uygulamasının mirası olan yetişmiş eleman bulamama sorununu da tarihin çöplüğüne atıyoruz." AA

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Apex: Ölüm Adası filminin konusu nedir, oyuncuları kim? Apex: Ölüm Adası ne zaman çekildi?

Apex: Ölüm Adası filminin konusu nedir, oyuncuları kim? Apex: Ölüm Adası ne zaman çekildi?