ABD Savunma Bakanlığı, geçtiğimiz günlerde F-35 programının kritik bir parçası olan Otonom Lojistik Bilgi Sistemi (Autonomic Logistics Information System-ALIS) ile ilgili sorunların düzeltilemediğini açıkladı. Pentagon, her üç F-35 savaş uçağından birinin 'bütün görevleri yerine getirme' kapasitesine ulaşamadığının da altını çizdi.
F-35 projesi kimine göre yüksek maliyet ve güvenirlik sorunları nedeniyle ABD'nin geliştirdiği en kötü silah projelerinden, kimilerine göreyse düşük görünürlük, sensör teknolojileri ve radar sistemi gibi üstün yeteneklerle donatılan bir sistem.
Türk Hava Kuvvetleri bünyesinde yıllarca önemli görevlerde bulunmuş Emekli Hava Pilot Tümgeneral Beyazıt Karataş, "F-35 programından çıkarılması Türkiye'nin lehine mi, yoksa aleyhine mi?" sorusunu cevapladı.
Yeni Şafak'ın haberine göre, ABD ile yaşanan siyasi sorunlar nedeniyle Türkiye'nin bu savaş uçaklarını alsa dahi kullanılmasında zorluklar yaşayacağını vurgulayan Karataş, şu ifadelere yer verdi:
"F-35 uçaklarının teknik özellikleri dikkate alındığında özetle; Görünmezliği, antenleri, sensörleri, silah sistemleri ve NATO'nun müşterek çalışma konseptine uygun her platforma kriptografik bağlantılara bilgi aktarımı ve paylaşımı yapma özelliklerine sahip 'kusursuz uçak alma' algısı yaratabilir. Türkiye ile ABD/NATO arasında yaşanan sorunlar göz önüne alındığında F-35A uçakları lojistik sistemi işletimi açısından milli lojistik sistemimizi hemen hemen devre dışı bırakacağı için özellikle dikkate alınması gereken önemli bir problem olarak karşımızda durmaktadır. F-35A uçaklarının işletimi Türkiye'nin kontrolünün dışına çıkacaktır. Bunlardan birincisi; Otonom Lojistik Bilgi Sistemi (Autonomic Logistics Information System-ALIS). İkincisi; Performansa Dayalı Lojistik (Performance Based Logistics-PBL)'tir."
F-35'lerin bilgilerini ABD şirketi kontrol edecek
Türkiye'nin F-35A savaş uçaklarını satın alması halinde bu uçağın tüm bilgilerinin ALIS ile aynı yerde ve hava ABD şirketi tarafından kontrol edileceğinin ve tüm bilgilerinin depolanacağını belirten Karataş, şunları söyledi:
"Otonom Lojistik Bilgi Sistemi-ALIS, akıllı cep telefonu örneğinde olduğu gibi F-35 lojistik sistemini kontrol etmek için mevcut durumda 65’den fazla uygulamadan oluşmaktadır. Tüm ömür boyunca sistemin bir veya iki yılda bir güncellemeleri yapılarak kullanıcıların kesin bağımlı kalması sağlanacak ve mevcut durumda bilinen F-35 işletim masrafları önümüzdeki yıllarda en az dört misli artacaktır. ALIS, Türk Hava Kuvvetleri’nin harekat ve eğitim, bakım ve ikmal zincirinin tamamını kontrol edecek, birliklerinizin tüm bilgileri Türkiye’nin yanı sıra şirket ana bilgisayarı ABD’nde depolanacaktır. ALIS konusundaki sıkıntılar F-35 ortakları arasında da yeni arayışlara neden olmuştur. İtalya, Norveç, İngiltere ve Avustralya ALIS’den kaynaklanan güvenlik sorunlarını aşmak için Bağımsız Veri Yönetimi (Sovereign Data Management-SDM) olarak adlandırılan bir yazılım üzerinde çalışarak ülkelerine ait bilgilerin filtrelenerek ALIS üzerinden ABD’ye gitmesini engellemeye çalışmaktadırlar. Ama bu çalışmalarında soruna tam olarak bir çare bulması beklenmemektedir. F-35 kullanıcısı İsrail ise ABD’nden bağımsız kendi ALIS yazılımını kullanmaktadır."
F-35'lerin hizmet alımına zorlaması nedeniyle, Türkiye'nin F-35A savaş uçakları üzerindeki milli kontrolünü kaybedeceğinin vurgulayan Karataş, şöyle konuştu:
"Örneğin; 30 uçağınız var ve yüzde 70 faaliyet oranına göre 21 uçağınızın her zaman faal olmasını istiyorsunuz. F-35’lerin ana şirketi ile yapılan anlaşma uyarınca hizmet alımı yapıyor milli lojistik planlamanızı ABD’ye teslim ediyorsunuz. ABD’li şirket anlaşmaya uygun olarak 21 uçağınızın faal tutulabilmesi için lojistik sisteminizi sizin adınıza yönetiyor. Yani kendi uçağınızın faaliyetlerini eskiden olduğu gibi milli lojistik konseptinize uygun olarak yönetemezsiniz. En yakıcı sorun ise, eğer F-35 anlaşmasına dahil olmuşsanız mevcut lojistik sistemi dışına çıkmanız yanı ALIS kullanmayacağım, PBL yapmayacağım deme şansınız yok."
F-35 programından çıkarılmasının Türkiye'nin lehine olan bir durum olduğunu belirten Karataş'a göre, ABD bu silah sistemini Türkiye'ye satmak için her yolu deneyecek:
"Türkiye’nin zamanında çok iyi ve önemli gördüğü F-35 projesine mevcut durumda bakıldığında girmekle önemli kayıplarının olacağı, olmaya da devam edeceği anlaşılmaktadır. Türkiye'nin F-35 uçağı kararı nedeniyle, halen ABD’ye yüzde 90-95 lojistik olarak bağımlı Türk Hava Kuvvetleri’nin yüzde 100 bağımlı hale geleceği gerçeği karşımızda durmaktadır. Bu durum aynı zamanda Milli Muharip Uçak Projemizin (TF-X/MMU) gelişmesini engelleyecek belki de yok edecektir. ABD S-400 nedeniyle Türkiye’ye F-35 uçaklarını teslim etmekten vazgeçerse dünyanın sonu değildir. Hatta çok da iyi olacaktır. Ama F-35’leri vermek için her yolu deneyecektir."
F-35’ler; ABD’nin lideri olduğu Küresel Sermayenin, Küresel Silah Gücüdür veya ABD’nin Saadet Zinciridir. Büyük paralar harcayarak üretip satmaya çalıştığı uçakların eksikliklerinin erken ortaya çıkması, ABD için saadet zinciri halkalarının kopması anlamına gelmektedir.
F-35'in eksiklikleri ortaya çıkarsa satışları düşecektir
"F-35’lerin harekata yönelik özelliklerinin büyük bölümünün zaten çoktan Rusya’nın eline geçtiği kabul edilmektedir. ABD o zaman neden Türkiye’nin S-400 almasını engellemeye çalışırken zayıf ve anlamsız nedenler ortaya sürmektedir? Bu soruya cevabı fazla uzatmadan verelim. Eğer F-35’lerin eksiklikleri erken ortaya çıkarsa 'saadet zincirinin' halkası kopacak, iptaller artacak ve satışlar düşecektir."