TÜRKGÜN ÖZEL HABER
Seçimlerden bekledikleri tepkiyi alamayanlar, olası ‘ABD yaptırımları’ hayallerinin suya düşmesiyle birlikte yeni senaryolarını, Merkez Bankasının olası faiz indirimine çevirdi.
Faiz ve dolar üzerinden, masabaşı yorumlarla kişilerin yatırımlarına yön vermeye çalışan ve vatandaşa sürekli zarar ettiren bu hesaplardan, uzun zaman boyunca 31 Mart seçimlerinden sonra ‘Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin sorgulanacağı ve Cumhur İttifakı’nın yüzde 50’nin altına inerek güven kaybedeceği yorumlandı. Bu o kadar dillendirildi ki, o dönem MHP lideri Devlet Bahçeli şu açıklamayı yapmıştı: Seçimlerde yüzde 52’nin altına düşmemek lazım. Onun üzerinde bir değere ulaşmanın çabası içerisinde olmalıyız. Ne kadar yüzde 52’nin üzerinde tutarsak, o zaman Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin meşruiyeti üzerinde herhangi bir tartışmanın söz konusu olmayacağı bir ortam doğar. Türkiye rahatlar.
Böyle de oldu. Cumhur İttifakı, her ne kadar İzmir, İstanbul, Ankara, Mersin ve Adana gibi illeri, HDP destekli Millet İttifakı’na kaptırsa da, belediye başkanlıklarında AK Parti 742, Milliyetçi Hareket Partisi 233 belediyeyi alarak, rakiplerine tarihi bir hezimet yaşattı. Üstelik belediye meclis üyeliklerinde, Cumhur İttifakı yüzde 62,63 oy alarak, tarihi bir zirveye çıktı. Bu sonuçlar doğrultusunda piyasa, 31 Mart seçim sonuçlarını ‘Sisteme güven kaybı’ olarak görmedi.
KAOS ORTAMI İSTEDİLER
Yerel seçimlere bir hafta kala vatandaşın tercihi netleşmeye başlarken; ülkeyi kaosa sürüklemek isteyen odaklar, ekonomi cephesinden saldırmaya başlamıştı. 21 Mart’ta 5.45 civarlarında seyreden kur, 22 Mart’ta bir anda 5.85’e çıkmış, sonrasında BDDK şu açıklamayı yapmıştı: Son dönemde bazı bankaların, müşterilerini döviz piyasalarına ilişkin olarak yanıltıcı ve manipülatif bir şekilde döviz alımına yönlendirdiklerine dair kurumumuza yoğun şikayetler ulaşmıştır. Konu hakkında kurumumuzca inceleme ve soruşturma başlatılmış olup ilgililer hakkında gerekli idari ve hukuki süreçler yürütülecektir. Açıklama sonrası yönünü aşağıya çeken kur hareketi, 1 Nisan’dan sonra 5.65’lerde bir süre sabitlenmişti. Dolar tekrar 7-8 liralara çıkacak diye ortalıkta bağıranlar için ikinci senaryo, 23 Haziran seçimleri için olacaktı.
İŞLERİ GÜÇLERİ YALAN POMPALAMAK
23 Haziran İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerine kadar dolar 5,65-5,80 TL arasında gidip geldi. İnternet üzerinden vatandaşa “Dolarınızı satmayın. İstanbul seçimlerini Ekrem İmamoğlu kazanacak. İktidar başkanlığı vermeyecek, kaos çıkacak” ve “Erken seçim kararı alınacak, piyasada kargaşa yaşanacak” şeklinde yorumlar yapanlar, 1 Temmuz’a kadar susmuş, dedikleri çıkmayınca, ellerindeki en büyük koza sarılmıştı. S-400’ler dolayısıyla ABD’nin yaptırım ihtimalini dillendirmeye başladılar ve dolardan çıkmak isteyenlere yeni bir umut aşıladılar.
S-400 ELLERİNDE PATLADI!
Uzun zamandır gündemi meşgul eden ve dolar kurunu uçuracak denilen S-400 ve ABD yaptırımları ihtimali, Başkan Trump’ın açıklamalarıyla birlikte sert rüzgârları yumuşatmıştı. Trump’ın sarf ettiği “Yaptırım uygularız” tehditlerinin yerini, “Türkiye haklı. Biz Patriot vermedik. Onlar da S-400 almak zorunda kaldı” almıştı. Olası yaptırımlar, düşük bir ihtimal olarak görülmeye başlandı. Hatta S-400’lerin teslimatının başlaması bile doların aşağı yönlü seyrini değiştirmedi. Bu da, internet üzerinden yaptığı yorumlarla yüz binlerce kişinin birikimlerini ve var olan mülklerini satıp dolara yatıran küçük yatırımcıyı olumsuz etkiledi.
BUNLARDA BAHANE BİTMEZ
Kimler tarafından desteklendiğini bilmediğimiz, Türk ekonomisine düşmanca yaklaşıp, ekonomiyi tembelleştiren yüksek faiz ve dolar çığırtkanlığı yapan sözüm ona ekonomistlerin güncel tezleri, bu sefer Merkez Bankasının ve FED’in faiz indirme ihtimali. YouTube üzerinden bu konuya değinen ve 200 binin üzerinde takipçisi olan sözde ekonomist, Türkiye’nin kredi notunu siyasi sebeplerle sürekli düşürmeye çalışan Fitch, S&P, Moody’s gibi Amerika merkezli kuruluşlara da atıfta bulunarak şu yorumu yapıyor: Merkez Bankası bir faiz indirimine gidecek. Bu faiz indirimi çok sert olacak. Piyasanın istemediği düzeyde, dolarda şok etkisi yaratacak. Bu karardan birkaç gün sonra FED faiz indirimine gitmeyecek ve dolar bir anda sert yükselişlere gebe kalacak. FED faiz indirse bile, kredi derecelendirme kuruluşlarının etkisiyle yabancı yatırımcı Türkiye’ye gelmeyecek. Dolarınızı bozdurmayın...
HER GÜN BELLİ ARALIKLARLA KARA SENARYO ÇİZİYORLAR
YOUTUBE’da arama bölümüne ‘Dolar’ yazdığınız anda, yüzlerce kara senaristle karşılaşıyorsunuz. Üstelik çoğu her gün yeni video yayınlıyor. Her dolar düşüş eğilimi gösterdiğinde meydandalar. Hemen hepsi belli isimler. Dertleri Türkiye’nin kalkınması değil. Dertleri Türk Lirası’nın kaybedeceği değer ile ceplerini doldurmak. Yatırımların kesilmesi, insanların işsiz kalması umurlarında değil.
BİTCOİN İLE VATANDAŞIN MİLYONLARI YURTDIŞINA ÇIKTI
SANAL para birimi Bitcoin’in, 2017 ve 2018’deki meşhur atılımları, finans ile yakından uzaktan alakası olmayan binlerce vatandaşı içine çekmiş, kimi kredi kullanarak, kimi evini, arabasını satarak sanal para satın almıştı. O dönem sosyal medya üzerinden 1 Bitcion 100 bin dolar olacak diye ortalığı ayağa kaldıranlar, sus pus olmuştu. 1 Bitcoin, 4500 dolarlara kadar gerilemişti. Binlerce Türk vatandaşının yanlış yönlendirilmesiyle, kısa zamanda zengin olma hayallerinin yerini kâbus dolu geceler aldı. Kimi işinden oldu, kimi eşinden boşandı. Geriye ödenmesi gereken krediler kaldı.
KURU HAYAL SATIYORLAR
Bitcoin’in 11 bin dolar seviyelerine tekrar çıkmasıyla yeni bir duruş belirleyen sözde ekonomistler, türlü hayaller ile vatandaşın parasını yurt dışına kaptırmasına sebep olmaya devam ediyor.
‘Bitcoin’den çıkmayın’ ve ‘Uçuşa geçecek bekleyin’ şeklinde sözlerle kuru hayal satan bu kişilerin gerçek amacı ise, sanal para birimlerinde dönen toplam parayı düşük tutmamak. Kendi yatırımlarının kaybolmaması için sürekli Bitcoin alımı yapılması, talebin en üst düzeyde durmasını sağlamak. Ani satışların piyasayı düşüreceği korkusuyla vatandaşa şu çağrıyı yapıyorlar: Çok kısa süre içerisinde 20 bin dolarlar hayal değil.
KUR SAVAŞINI AKIL YOLUYLA KAZANDIK
10 AĞUSTOS’TA başlattıkları kur saldırısıyla doları 7.20’ye çıkaran, Merkez Bankası ile Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun swap hamleleriyle köşeye sıkışan küresel bankalar, 23 Haziran öncesinde yeniden sahneye çıkmıştı. YSK’nın İstanbul seçimlerinin tekrarlanmasına ilişkin kararını açıklamasının ardından yeni bir operasyon için düğmeye basılmış, Mart ayının son haftasında seçimleri kur üzerinden etkilemek için harekete geçilmişti. JP Morgan ve Citibank’ın başını çektiği bir grup banka, 23 Haziran kararından sonra yeniden Türk Lirası’na operasyon çekmek istedi. Ancak Merkez Bankası’nın 1 hafta vadeli repo ihalelerine bir süreliğine ara vermesi ve zorunlu karşılık adımlarıyla açık pozisyonda kaldılar.
Kamu bankalarının da döviz piyasasına satış yönlü müdahaleleri sonrasında dolar kuru 6.25 TL’den 5.98’e inmiş, Euro 7.0030’dan 6.83 TL’ye düşmüştü. TL, dolar karşısında en fazla değer kazanan para birimi olmayı başarmıştı.