MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir'in açıklamaları şu şekilde;
''Yabancı fonlarla Türkiye’de gündem oluşturmaya çalışan çevrelerle birlikte bazı yabancı medya kuruluşlarının Türkçe yayın yapan servislerinin tutumları haddini fazlasıyla aştı. Bunlar arasında yer alan Almanya kökenli Deutsche Welle, maksatlı yayın politikasına devam ediyor.
Bu yayın kuruluşunun Çerkes vatandaşlarımızla ilgili yaptığı yalan haberleri kabul edilemez. Yabancı medya organları ülkemizdeki çalışmalarını sürdürebilmek için Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına uymak zorundadır. Milli birlik ve beraberliğimize kasteden çabalara olur verilemez.
Asimilasyon ve soykırım geçmişi olan bir ülkenin yayın organının “insanı yaşatma” anlayışını hakim kılan Türk Milleti’ne iftira atma çabasının neye hizmet ettiği bellidir; rezil bir tutumdur. 2.Dünya Savaşı’nda soykırımdan kaçan çok sayıdaki Alman, Türkiye’ye sığınmıştır.
Deutsche Welle asimilasyonla ilgili örnek arıyorsa dönüp aynaya ve merkezinin bulunduğu ülkedeki geçmişten bugünlere kadar uzanan tarihi gerçeklere bakmalıdır. Bunu yaptığında hiçbir zorlamaya mahal kalmadan geçmiş ve güncel çok sayıda örnekle karşılaşacaktır.
Türkiye karşıtı çevrelerin operasyon ve propaganda üslerinden olduğunu kendisi gösteren Deutsche Welle, maksatlı algı faaliyetlerine şimdi de Kürt kökenli vatandaşlarımızı alet edecek bir anlayışla devam ediyor.Bunu da yaparken CHP’li bir şahsı Ülkücüymüş edasıyla konuşturuyor.
CHP’de genel başkan danışmanlığı yapan bir şahıs için şimdiki bulunduğu görevi “aşağılık, pespayelik ve şerefsizlik” derecesinde utanılacak bir durum mudur da, hala malum sıfatını kullanmayıp, Ülkü Ocakları eski genel başkanı sıfatıyla DW’de konuşturulmaktadır?
Malum medya unsurlarının kirli maksat ve çabalarını Ülkücü Hareketin tertemiz, şerefli ve büyük isminin arkasına gizleme çabası beyhude bir uğraştır. Milliyetçi Ülkücü Hareket Türk Milleti’nin beka davası, milli birlikteliğimizin teminatıdır.
Kime hangi post giydirilirse giydirilsin yada hangi maske takılırsa takılsın, akıl ve vicdanın ölçüsü kirli ile temizi ayırmaya her zaman muktedirdir. Türkiye’de etnik ve mezhep temelli bölücülüğü kışkırtma çabaları beyhudedir,bu senaryo sahipleri de çoktan hüsrana uğramıştır.
Bilhassa yabancı medya kuruluşlarının basın özgürlüğü kavramı arkasına sığınarak operasyon unsuru şeklinde faaliyet göstermelerine karşı hukukun gereği yetkili kurumlarımızca yerine getirilmelidir.
