İstanbul'da meydana gelen depremin öncü mü yoksa faydaki gaz boşalması olduğuna dair birçok uzmandan farklı görüşler geldi. Marmara'daki fay hattı üzerine en derinlikli araştırmayı yapan isimlerden biri olan Prof. Dr. Naci Görür, 4.6 büyüklüğündeki deprem sebebiyle hayli endişeli.
Sarsıntının Çekmece gölleri altındaki fay kolunu etkileyeceğini düşünün Görür, bu fayın en az 7.2 büyüklüğünde deprem yaratacağını söylüyor. İşte Profesör Naci Görür'ün twitter hesabından yayınladığı harita ve İstanbul depremine ilişkin yazdıkları:
En az 7.2 büyüklüğünde deprem üretir
Orta çukurlukla Çekmece gölleri arasında uzanan fay kolu ilk kırılmasını beklediğimiz faydır. 70-75 km uzunluktadır, kırıldığında en az 7.2 büyüklüğünde deprem üretir. Bu kol kilitlenmiştir. Yani hiçbir hareket belirtisi ve üzerinde deprem yoktu. Bu kol enerji biriktiriyordu. Onun için ilk bunun kırılacağını düşünüyorduk.
7.2'lik depremi tetikleyebilir mi?
Dünkü deprem işte bu kolun en batı ucunda, yani orta çukurluğun hemen doğusunda oldu. Bu nedenle dikkate alınması gereken bir deprem. Söz konusu kolu belli ölçüde etkileyebilecektir. Gerçi olan deprem 4.6 büyüklüğündedir. Açığa çıkarttığı enerji söz konusu koldaki depremi tetikleyebilir mi soru işareti. Ama bu koldaki gerilimi daha da artırdığı kesin.
Gazlar deniz altından kaçıyor
Orta çukurluğun batısında Tekirdağ havzasına kadar uzanan fay kolu üzerinde zaman zaman 4’ten küçük depremler olur. Bu depremleri önemli bir kısmı havza çökelleri içerisinde biriken gaz kaçakları yüzünden olmaktadır. En son yaptığımız araştırmalarda bunu belirledik ve yayınladık. Bu gazlar doğal gaz. Fay Trakya havzasındaki gaz rezervuarlarını kesmiş, dolayısıyla bu gazlar deniz altından kaçıyor.
Dünkü depremle ilgili kafamda kuşku var
Dünkü deprem gaz kaçağı nedeniyle olan bir deprem miydi yoksa fay hareketi sonucu mu oldu onu anlamaya çalıştım. Ancak depremin yeri ve büyüklüğü fay kırılmasına daha uygun ama odak derinliği çok sığ sanki gaz kaçağına işaret ediyor. Bu konu kafamda hala kuşkulu, araştırılması lazım. Tabii şu an bunu araştıracak ekip ve ekipmanımız da yok.
Biz zamanında çok söyledik Marmara’nın tabanına sabit bir gözlem istasyonu kuralım diye. Bunun için DPT ve TÜBİTAK’a projeler verdik, reddedildi. Halbuki AB destekliyordu.