Şentop, Türk Dünyası Belediyeler Birliği (TDBB) 6. Olağan Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, 21. yüzyılın başında ülkeler arasındaki ilişkilerde kesintiler yaşandığını anlatarak geçen yüzyılda ara ara ve özellikle anlaşmanın yapıldığı son 20 yıldır büyük bir ahenkle fasılaları telafi etmeye başladıklarını aktardı.
Kardeş coğrafyaların, dost ve kardeş ülkeleriyle devletler hukuku bazında ilişkilerini sürdürürken yerel yönetimler olarak da iş birliğini geliştirmeye yönelik, çeşitli program ve projeleri, büyük bir hızla yürütmeye devam ettiklerini aktaran Şentop, pandemi şartları sebebiyle birçok toplantı ve faaliyetin de uzun zaman yapılamadığını hatırlattı.
TDBB'nin dünyada benzeri olmayan bir kuruluş olduğunu söyleyen Şentop, "Çok farklı ülkelerden yerel yönetimleri bir araya getiren, bilgi ve tecrübe paylaşımı, plan proje paylaşımı, fikir paylaşımı yapmak üzere, ortak çalışmalar gerçekleştirmek üzere oluşturulmuş bir kuruluş. Bu kuruluşun, sadece kısa vadeli amaçları gerçekleştirmek üzere ve sadece olağan, gündelik işleri birlikte yapmak üzere değil de bir kültür ve tarih perspektifi üzerinden, aynı inancı, ilkeleri, değerleri paylaşan ama farklı coğrafyalarda yaşayan, bunları müşahhas hale getiren, bir toplumsal hayat ve şehir hayatı oluşturan, fikirleri ve deneyimleri buluşturmak üzere kurulduğuna dikkat çekmek isterim." diye konuştu.
Şentop, 2000 yılında Bakü'de gerçekleşen Türk Dili Konuşan Ülkeler Devlet Başkanları Toplantısı'nda fikir olarak ortaya atılan ve 12 Kasım 2003'te fikirden fiile, eyleme dönüşen Türk Dünyası Belediyeler Birliğinin bugün 30 farklı ülkeden 1200'ün üzerinde belediye ile çalışmalarını sürdürdüğü bilgisini verdi. Bugünün dünyasındaki gelişmelerin iki önemli temel istikamette ilerlediğini ifade eden Şentop, şu değerlendirmeyi yaptı:
"İnsanlar, daha iyi şartlarda yaşamak, kişi olarak, aile olarak, toplum olarak sağlıklı ve geleceğe güvenle bakabilecekleri iyi ortamlarda yaşamak istiyorlar. Bu ise yerel yönetimlerin önemini çok daha fazla arttırmaktadır. Belki bundan 20 sene önce, 30 sene önce yerel yönetimler çok daha sıradan ve çok daha az, bürokratik işlemlerle ilgilenmek durumunda iken, bugün çok dinamik bir şekilde, şehirlerimizdeki kişi ve toplum hayatıyla iç içe ve kesintisiz bir şekilde, tabiri caizse 360 derecelik bir bakış açısıyla çalışmak mecburiyetindedir."
TBMM Başkanı Şentop, bunun aynı zamanda insanların ve toplumların bir beklentisi olarak karşılarına çıktığını dile getirerek şunları söyledi:
"Bu durum günümüzde yerel yönetimlerin faaliyetlerinin genişliğini, derinliğini ortaya koymaktadır. Bu dinamik süreçler başkalarının neler yaptığını, başka ülkelerin, başka yerel yönetimlerin hangi bilgi ve deneyimlerle hareket ettiklerini görme ve değerlendirme mecburiyeti de hasıl etmektedir. Şüphesiz aynı inanç ve değerler etrafında şehirler inşa eden, bu değerler etrafında toplumsal hayatlarını sürdüren insanların günlük pratiklerinin de birbirleri için çok daha fazla ilham verici ve kıymetli olduğunu ifade etmek icap eder. İşte günümüz dünyasının bu temel iki gelişme istikametinin her ikisini de kendi varoluşunda, amaç ve hedefleri içinde barındıran Türk Dünyası Belediyeler Birliğidir."
Bunun bir taraftan 30 ülke ve 1200 belediyenin bir araya geldiği bir iş ve güç birliği, bir taraftan da yerel yönetimler üzerinde şekillenen ve yoğunlaşan bir faaliyet alanı olduğunu anlatan Şentop, içinde bulunulan siyasal ve ekonomik ortamın dayanışmayı çok daha hayati bir noktaya taşıdığını belirtti.
"Tarihi mirasımız ve devam eden iş birliğimiz çok kıymetlidir"
Şentop, küresel güçlerin coğrafyaları parçalayarak yönetme stratejilerinin karşısına birlikte olmak ve dayanışma stratejisini koymak zorunda olduklarına işaret ederek şunları kaydetti:
"Yeni dünya ne kadar farklılıklar üzerinden bizleri parçalamaya çalışırsa çalışsın, bizim benzerliklerin altını çizerek öne çıkarmaya çalışmamız şarttır. Ve bizler benzerlikleri çok fazla olan bir yerel birlikler topluluğuyuz. Malumunuz geçtiğimiz şubat ayı itibarıyla yaşamaya başladığımız Ukrayna-Rusya krizi, yeni dünya düzeni için safları sıklaştıran ülkelerin kavgalarına sahne oluyor. Beyin ölümü gerçekleştiği düşünülen birliklerin tekrar dirildiği, ağır tahriklerle adeta savaş tamtamları çaldığı halen de çalmaya devam ettiği yerler, hepimizin yaşadığı coğrafyaların tam ortasındadır. Zaten kavganın asıl sebebinin Orta Asya'nın sahip olduğu, dünyanın dörtte üçlük enerji yatakları olduğu açıktır. Çıkarılan suni kavgalarla ülkelerin değerli kaynaklarına 21. yüzyılın araçlarıyla çökmeye çalışanlara karşı hep birlikte gerekli cevabı vermeli ve karşı durmalıyız. Sadece barış içinde ve kardeşçe paylaşımdan değil sömürüden yana olanlara karşı da dayanışma içerisinde olmalıyız. Coğrafyalarımızın hemen yanı başında çıkarılan, çıkarılmaya çalışılan yeni karışıklıkların farkında olarak kenetlenmeliyiz. Bunun için kültürel ve tarihi mirasımız ve devam eden iş birliğimiz çok kıymetlidir. Hatta çok daha önemlisi fiziki coğrafyalara sığmayan gönül coğrafyalarımızın yakınlığıdır. Ülkelerde yaşanan küçük anlaşmazlıkları kaşıyarak büyük yaralar açmaya, çatışmalarla ortak tarihi ve kültürel mirasımızı yok etmeye çalışanlara karşı, kendimizi yeniden tahkim etmeli, bu birlikteliği gelecek nesillere aktarma sorumluluğunu da elden bırakmamalıyız."