Ülkü Ocakları Genel Başkanı Yıldırım, “Geçmişte Ülkü Ocakları çatısı altında görev yapmış ancak bugün hareketimizle hiçbir bağı kalmamış bazı kişilerin Liderimize ve Hareketimize yönelik fitneci saldırılarını büyük bir sabır ve dikkatle takip etmekteyiz.
Suat Başaran ve Atila Kaya'nın Milliyetçi-Ülkücü Harekete, Başbuğumuzun emaneti Ülkü Ocaklarına ve bizi biz yapan mukaddes değerlerimize karşı sürekli ve seviyesizce saldırarak Ülkücü Hareketi yıpratma arayışı içinde olduklarını görüyoruz.
Bu iki kafadarın, her fırsatta Ülkücü Hareketin karşısındaki şer cephesinde saf tutarak, CHP-İP-HDP değirmenine nasıl su taşıdıklarını, Ülkücü Harekete ve Liderimize karşı olan muhasım odakların çizgisinde nasıl birer piyon haline geldiklerini çok iyi biliyoruz.
Hayattayken Başbuğumuza hakaret edecek kadar alçalan Suat Başaran, dün hareketimizi bölmek için kurulan yapının başını çeken Servet Avcı'yla Ankara büyükşehir Belediyesi’nde iş tutuyor, CHP’li adayın arkasında durarak erdemlilik edebiyatı yapıyor. Bu durumun inandırıcı olmadığı ortadadır” ifadelerini kullandı.
“Ülkü Ocakları Türkiyenin dört bir yanına ağaç dikerken hangisinin değdi?”
Yıldırım, “Bu fitneciler, mankurt akıllarıyla binlerce şehit vermiş Milliyetçi-Ülkücü Hareketi yıkabileceklerini mi düşünüyorlar? Bunlar Ülkücü Hareketi sahipsiz mi sanmaktadır? Yoksa aldıkları sözler, yaptıkları gizli pazarlıklar akıllarını başlarından mı almıştır?
Karabağ’da 30 yıllık Ermeni işgali sona ermiş ve Türk Dünyası adına, Turan adına büyük bir adım atılmıştır. Ülkücü Hareket ve Liderimizin tavrı bu hususta belirleyici rol oynamıştır. Malum şahıslar konuyla ilgili tek bir cümle etmemiştir. Bu nasıl Türkçülük-Turancılıktır?
Ülkü Ocakları, Türkiye'nin en büyük eğitim platformlarından birisini ücretsiz kurarken hangi birinden ses çıkmıştır? Bunlar Ülkü Ocakları'nın yapay zekâ, endüstri 4.0 ve dijital dönüşüm odaklı çalışmalarından haberdar mıdır?
Ülkü Ocakları, Türkiye'nin her karış toprağına yüzbinlerce fidan dikerken hangisinin eli toprağa değmiştir veya destek verdikleri Ekrem İmamoğlu'nun ormanlarımızı yakan PKK’nın sesi Pervin Buldan'la fidan dikme bahanesiyle bir araya gelmesine hangi eleştiriyi yapmışlardır?” dedi.
“İzmir'deki 9 Eylül Yürüyüşü, 1978 Büyük Tandoğan Mitinginin bir devamıdır”
Genel Başkan Yıldırım, “Ülkü Ocakları, Türk Dünyası'ndaki soydaşlarımıza yardım götürürken hangisi taşın altına elini koymuştur? Ülkü Ocakları'nın 4 farklı dilde çıkardığı dergiyle Türk Dünyası kültür köprüsünü kuvvetlendirirken hanginizin yardımı dokunmuştur?
Ülkü Ocakları, Liderimiz Sn. Devlet Bahçeli’nin emirleriyle Mavi Vatanımıza göz dikenlere karşı İzmir’de büyük bir yürüyüş düzenlerken bunlar kaç adım atmış, kaç kelime etmiştir? Yunan haber bültenleri dahi Ülkü Ocakları'nı konuşurken bunların tek kelime ettiğini duyan olmuş mu?
İzmir'deki 9 Eylül Yürüyüşü, 1978 Büyük Tandoğan Mitinginin bir devamıdır. Ülkücü Hareket aynı ruh ve heyecanla dimdik ayaktadır ve mazisinden aldığı güçle dün olduğu gibi bugün de Liderimiz Sn. Devlet Bahçeli’nin emrinde, Başbuğumuzun izinde Kızıl Elma için çalışmaktadır.
Uyardık anlamadınız, söyledik duymadınız! Sizin yaptıklarınız bozgunculuk değil açıkça HAİNLİKTİR! Geçmişte görev yapmalarına rağmen Ülkü Ocakları başkanlığı sıfatını kullanarak hareketimize ahlaksızca saldıran kişilere ülküdaşlarımız her ortamda gereken tavrı gösterecektir!” ifadelerini kullandı.