Yargıtay 2’nci Hukuk Dairesi, İzmir’de 14 yaşındaki çocuğun annesinin soyadını kullanmasına ilişkin verilen karara babasının yaptığı itirazı reddederek kararı onadı. İzmir’de yaşayan bir çocuk sahibi çift, 2011 yılında boşandı. Çocuğun velayeti de anneye verildi. Anne, kendi soy isminin çocuğuna verilmesi için eski eşine ve İzmir İl Nüfus Müdürlüğü’ne dava açtı. Anne, başvurusunda ‘çocuğuyla kendi soyadının farklı olması nedeniyle günlük hayatta sorun yaşadıklarını, bu durumun çocuğunu olumsuz yönde etkilediğini, Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay kararları göz önünde bulundurulduğunda çocuğun annesiyle farklı soyadı taşımadaki rahatsızlığı ve velayet hakkı bulunmayan babaya ait soyadı taşımakta hukuki yararın olmamasını’ gerekçe göstererek kendi soyadının çocuğuna verilmesini talep etti. İzmir 6’ncı Aile Mahkemesi, ‘çocuğun soyadının, evlilik birliğinin sona ermesiyle kendisine velayet hakkı tevdi edilen annenin soyadı ile değiştirilmesini engelleyen yasal bir düzenlemenin bulunmadığı ve söz konusu değişikliğin çocuğun üstün yararına aykırı olmadığı’ gerekçesiyle davanın kabulüne karar verdi.
AYM kararı hatırlatıldı
Babanın itirazı üzerine dosya istinaf mahkemesine taşındı. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2’nci Hukuk Dairesi, kararın bozulmasına hükmetti. Dosya, annenin itirazı üzerine Yargıtaya taşındı. Yargıtay 2’nci Hukuk Dairesi, istinaf mahkemesinin kararının bozulmasına hükmederek, kararında şu ifadelere yer verdi: “Anne, çocuğun soyadının kendi soyadıyla değiştirilmesinin çocuğun isteği olduğunu, okulda ve resmi kurumlarda zorluklar yaşadığını ileri sürmüştür. Çocuk, uzmana verdiği beyanında soyadının annesinin soyadıyla değiştirilmesini istemiş olup çocuğun üstün yararına aykırı olmadığı sürece çocuğun tercihine değer verilmelidir.”
İstinaf mahkemesinin yeniden değerlendirdiği kararı bu sefer hukuka uygun bulması sonrası baba tekrar itiraz etti. Dosyayı yeniden ele alan Yargıtay, babanın itirazını reddederek kararı onadı. Dosyayı takip eden avukat Sibel Bardakçı, Anayasa Mahkemesi’nin de daha önce ‘çocuğun soyadı konusunda erkeğe tanınan hakkın velayet hakkı kendisinde olan kadına tanınmamasının cinsiyete dayalı ayrımcılık teşkil etmesi’ sebebiyle hak ihlali kararı verdiğini anımsattı. Yargıtayın bu kararla ‘çocuğun üstün menfaatinin gözetilmesi gerektiğine’ vurgu yaptığına dikkati çeken Bardakçı, şunları söyledi: “Zira annesiyle birlikte yaşayan ve velayet hakkı annesinde bulunan çocuğun annesiyle farklı soyadı taşıması sosyal yaşamda çocuğu zorlayabilmektedir. Bu nedenle son derece yerinde ve emsal bir karar olmuştur.”