21 Kasım 2024
weather
13°
Twitter
Facebook
Instagram
Türkgün İslam Ve Ahlak Zuhr-i âhir namazı nedir, kılmak gerekir mi? Zuhri ahir namazı nasıl kılınır?

Zuhr-i âhir namazı nedir, kılmak gerekir mi? Zuhri ahir namazı nasıl kılınır?

İslam coğrafyasında haftanın bayramı olarak kabul edilen Cuma bugün idrak ediliyor. Bu özel günde camiye gidip Cuma namazından sonra kılınan Zuhr-i âhir namazını da eda etmek isteyen Müslümanlar, Zuhr-i âhir namazının ne olduğunu ve Zuhr-i âhir namazının nasıl kılındığını merak ediyor.

3 Dakika
OKUNMA SÜRESİ
Zuhr-i âhir namazı nedir, kılmak gerekir mi? Zuhri ahir namazı nasıl kılınır?

Müslüman alemi Cuma günlerinde camilere ve mescitlere koşarak Allah'a karşı kulluk vazifesini yerine getirmeye çalışıyor. Normalde 10 rekat olarak bilinen cuma namazından sonra kılınan 4 rekatlik Zuhri ahir namazı nasıl kılındığı merak ediliyor. İşte ilgili Diyanet İşleri Başkanlığı'nın konuyla ilgili yaptığı açıkama.

ZUHR-İ AHİR NEDİR, NASIL KILINIR?

Zuhr-i âhir, son öğle namazı demektir. Bazı İslam bilginleri, bir yerleşim biriminde birden fazla yerde cuma namazı kılınmasının sahih olmayacağı ihtimaline binaen, o günkü öğle namazının ihtiyaten kılınmasını önermişlerdir. Zuhr-i âhir adıyla dört rekât olarak kılınan bu namaz, cuma namazına dâhil değildir. Hz. Peygamberden (s.a.s.) ve ilk dönemlerden gelen rivayetler arasında bu isimle kılınmış bir namaz yoktur.

Zuhr-i âhir, İslam coğrafyasının genişlemesi ve şehirlerde nüfusun kalabalıklaşması sonucu, cuma namazının, Hz. Peygamber (s.a.s.) döneminde olduğu gibi, bir şehirde bir tek camide kılınmasının mümkün olmaması, birden fazla camide cuma namazının kılınması zorunluluğunun ortaya çıkması ile gündeme gelmiş bir namazdır. Gerekçesi de, birden fazla camide kılınan cuma namazlarından ilk önce kılınanın geçerli olacağı, diğer camilerde kılınan namazın ise geçersiz olabileceği varsayımıdır. İşte bu şüpheli durumdan kurtulmak için, içinde bulunulan cuma vakti kastedilerek ihtiyaten, zuhr-i âhir yani “vaktine ulaşılıp da eda edilemeyen son öğle namazı” niyeti ile dört rekâtlık bir namaz kılınması bazı âlimlerce uygun görülmüştür (İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, III, 16-18; Karâfî, ez-Zehîra, II, 354-355; İbn Kudâme, el-Muğnî, III, 212; Şirbînî, Muğnî’l-muhtâc, I, 420-422).

Fakat böyle bir varsayıma mahal yoktur. Çünkü cuma namazının tek camide kılınması, cumanın anlamına uygun olmakla birlikte, nüfusu milyonlara ulaşan büyük şehirlerin ortaya çıktığı günümüzde bunun yerine getirilmesi mümkün değildir. Zaten Hanefî mezhebinde fetvaya asıl olan görüşe göre, herhangi bir kayıt olmaksızın bir şehirde birden çok camide cuma namazı kılınabilir (İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, III, 15-16). İmam Şâfiî de Bağdat’a gittiğinde cuma namazının birden fazla yerde kılındığını görmüş ve buna karşı çıkmamıştır (Nevevî, el-Mecmû’, IV, 585; Şirbînî, Muğnî’l-muhtâc, I, 420-422). Böyle olunca, her bir camide kılınan cuma namazının ayrı ayrı geçerli olması, bu yönden aralarında bir fark gözetilmemesi esas olup cuma namazı kılanların ayrıca zuhr-i âhir (son öğle namazı) kılmaları gerekmez.
Ancak cuma namazına dâhil olmadığını bilerek, bu namazı kılmak isteyenler için de bir sakınca söz konusu değildir.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Barış Pınarı bölgesine sızma girişiminde bulunan 7 terörist etkisiz hale getirildi

Barış Pınarı bölgesine sızma girişiminde bulunan 7 terörist etkisiz hale getirildi