Büyükekşi hayal kırıklığı yaşattı
Biz millet olarak, kendi içimizde mücadele ederken, son derece acımasız, saldırgan ve saygısız olabiliyoruz. Ama milli duygular ortaya çıktığında da, bir anda her şeyi unutup kenetleniyoruz. Bugün hepimiz Galatasaraylı, yarın da Fenerbahçeli ve Beşiktaşlı olacağız. Galatasaray için ilk ikiye girmenin en kritik maçı bu akşam. Allianz Arena’daki gurbetçilerimiz kontrollü davranarak temsilcimizin en büyük desteği olsun. Bugün ve yarın Türk futbolu için güzel akşamlar olsun. HAYAL KIRIKLIĞI Herkes merakla acaba TFF başkanı ne diyecek, sorunlara nasıl bir çözüm getirecek diye beklerken, hayal kırıklığı yaşadı. Sayın Büyükekşi sanki bu ülkede yaşamıyormuş havasında, önündeki tabletten yazılı bir metin okudu. Üstelik soru da kabul etmedi. Kısacası basın toplantısı tam bir hayal kırıklığı oldu. Keşke o kadar insanı oraya çağırmayıp, direkt tff.org’dan bu açıklamayı yapsaydı. İstanbul’da Riva’ya gidip gelmek insanların bir gününe mal oluyor.
NİYE BIRAKTI?
Uzun yıllar Süper Lig’de yardımcı hakemlik yapan Kemal Yılmaz bir anda hakemliği bırakıverdi. Son müsabakasında yaşadığı pozisyon ve sonrasında maç alamamasını sebep gösterdi, yaptığı açıklamada. Oysa, aynı hafta maça çıkıp da, hata yapmamasına rağmen, sonrasında maç verilmeyen diğer yardımcı hakemler de var. Kemal Yılmaz, şu karışık ortamda üstü kapalı cümlelerle suyu bulandırmaktan vazgeçmeli. Eğer gerçekten bir baskı, ya da uygunsuz bir durum yaşadıysa, açıkça net bir şekilde hakemliği neden bıraktığını basın toplantısı yaparak açıklamalı. Aksi takdirde hakemlik hayatının bitimi yaklaşırken, sansasyon yaratıp, kahramanlık peşinde koşan birisi olarak zihinlerde yer alacak. Ayrıca net bir şekilde anlaşılıyor ki, basın açıklaması Kemal Yılmaz tarafından yazılmamış, bir başkası yazmış. Uzun yıllar hakemlik yapmış birisinin yapmayacağı bir takım hatalar var. Peki o zaman bu yazıyı kim kaleme almış? Esas cevabı bulunması gereken soru budur, bence...
ORTAMI GERİYORLAR
Kulüp başkanları hakem hataları karşısında haklarını korumak için demeç veriyorlar. Ancak, sayın başkanlar üsluplarında son derece dikkatli olmaları gerektiğini unutuyorlar. İnsanları isim verip, hedef gösterip, bunlara nefes aldırmayın tarzındaki demeçler yarın üzücü sonuçlar doğurabilir. Bu hedef gösterilen insanlar, başkanlar gibi korumalarla gezmiyorlar. AVM’lerde, eşleriyle, çocuklarıyla geziyorlar. Bu çocuklara bir yerde bir saldırı olursa, bunun müsebbibi bu demeçleri verenler olacaktır. Örnek olması gereken insanlar, maalesef ortam geriyor toplumu tahrik ediyor.
OLMADI SAYIN KOÇ
Sayın Ali Koç, maalesef yanlış bilgilerle donatılıyor. Divan kurulunda bahsettiği konuların bazılarında sayın Başkan yanıltılmış, yanlış yönlendirilmiş. Detaylara girersek sütunlar yetmez. Danışmanları ve bilgi kaynaklarından gelenleri, dillendirmeden önce bir süzgeçten geçirmeli, başkan. Bir de MHK başkanı için kullandığı kelimeler var ki, sokakta kavgaya sebep olur. Kulüpler Birliği Başkanı’na, bir MHK başkanı için “Omurgasızmış, karakteri zayıfmış” sözleri asla ve asla yakışmamıştır. Bunları İbanoğlu’nu korumak için yazmıyorum. İbanoğlu ile 5 aydan beri merhabam yok. Bundan sonra da olacağını zannetmiyorum. Ama kurumsal saygınlık açısından, bir MHK başkanı için kullanılan bu cümleler hiç olmadı. Asla kabul edilemez. İbanoğlu da tüm bunlar karşısında sessiz kalırsa, 1 dakika dahi o koltukta oturmamalıdır. Aksi takdirde Ali Koç’un “mevki sever, makam sever” yakıştırması doğruluk kazanacaktır.
