Dünyaya huzur…
ABD’de seçimler yaklaşıyor.
Seçime doğru gidilirken baş döndürücü hızda gelişmeler yaşanıyor.
Bu gelişmelerle beraber kimi belirsizlikler çözümlenirken başka bir belirsizliklere kapı aralanıyor.
***
Örneğin Cumhuriyetçi Parti’nin başkan adayı Trump’a yönelik gerçekleştirilen suikastın nasıl planlandığı, neden düzenlendiği konuları belirsizliğini koruyor.
Fakat bir başka belirsizlik, Biden’in aday olup olmadığı sorusuna cevap bulunuyor.
Biden yerini yardımcısı Kamala Harris’e bırakıyor, büyük bir sürpriz olmazsa Trump karşısında Demokratların adayının Harris olacağı söyleniyor.
***
Harris’e şans vermeyip Trump’ın seçilmesine kesin gözüyle bakılsa da Trump’ı mı, Harris mi sorusunun cevabı belirsizliğini koruyor.
ABD’de bir yandan kimin başkan olması durumunda hangi politikaların izleneceğine dair tahminler yürütülerek belirsizlikleri kaldırma çabası sürdürülürken diğer yandan partiler ve liderlere göre değişmez politikalar duyuruluyor.
Mesela İsrail’in soykırımcı başbakanı Netanyahu ABD Kongresi’nde konuşturuluyor, konuşturulması yetmezmiş gibi yalanları ayakta alkışlanıyor.
***
Böylece ABD’nin Ortadoğu politikasında bir değişikliğin olmayacağı belirginleşiyor.
ABD herkesin duyacağı şekilde emperyalist, sömürgeci, soykırımcı ve hatta Siyonist olduğunu haykırıyor.
Siyonistlerin onaylamadığı birinin başkan olamayacağının altı çiziliyor, ABD’de Siyonist İsrail’in aleyhine hiçbir karar alınamayacağı gözler önüne seriliyor.
***
İsrail’in güvenliğini sağlamanın ABD’nin değiştirilmesi teklif dahi edilemez devlet politikası olduğu anlaşıldığı günlerde başkaca belirsizlikler de ortadan kalkıyor.
Kim başkan seçilirse seçilsin ABD’nin terör örgütleriyle kurduğu temasların devam edeceği görülüyor.
Ortadoğu’yu karıştırmak için ellerinden geleni sergileyecekleri, terör örgütlerini besleyip yönlendirecekleri ve maşa olarak kullanmaya devam edecekleri anlaşılıyor.
***
Sözün kısası…
Trump mı, Harris mi seçilirse dünya açısından daha iyi olur sorusu cevabını seçimlerden aylar önce buluyor.
Hangisi seçilirse seçilsin dünyaya huzur getirmeyeceği gerçeği karşımızda duruyor.