Takımlarımız istenilen düzeyde değil
Ligimizde ikinci haftayı tamamladık. Tribünlerdeki seyirci sayısı gerçekten dikkat çekici. Sıcak hava ve geç saat olmasına rağmen futbol seyircisi hiçbir fedakarlıktan kaçınmıyor, maçlara geliyor, bilet ya da kombine alıyor, yayıncı kuruluşa abone oluyor, takımını koşulsuz destekliyor. Peki seyirci bu fedakarlığının karşılığını alabiliyor mu? Maalesef Hayır. Takımlarımız futbol olarak henüz istenen düzeye gelemediler. Çuvalla para verdiğimiz anlı şanlı yabancı teknik adamların, takımlarına somut bir dokunuşlarını göremedik. Sadece beyanat ve davranışlarında kibir var, küçümseyici tavırlar var. Umarım takımlarımız istenilen düzeye gelirler. Gelmezlerse de bu iştahlı seyirci futbola küser. İşte o zamanda dükkan kapatırız.
VAR KONUŞMALARI
Şeffaflık bir camiada işlerin adaletli yapıldığının işaretidir. Salı günleri açıklanan VAR kayıtları kamuoyunu tatmin etmemektedir. Sayın Hacıosmanoğlu dobra bir Başkan profili sergiliyor. O zaman VAR kayıtlarını saklamak da onun tarzına yakışmaz. VAR protokolüne göre kayıtların tamamının açıklanması uygun değil. Ama dinletmenin yasak olduğu da hiçbir yerde yazmıyor. O halde dileyen kulüp yöneticileri hafta içi Riva’ya gidip kendi maçlarının VAR kayıtlarını (kayda almadan) dinleyebilmeliler. Böylelikle var konuşmaları ile ilgili yazılan senaryoların da önüne geçilmez mi?
PANİK ODASI TFF
Başkanı’nın, VAR’daki hataların kabul edilemeyeceği anlamındaki sözleri, VAR odasına giren hakemler üzerinde büyük baskı yarattı. VAR çıtası yerlerde sürünüyor. Bir çok hakem VAR görevi almaya çekiniyor. “O odaya girdiğimizde bildiğimizi unutuyoruz” diyorlar. VAR odasından gelen, ya da gelmeyen hatalı müdahaleler de, maçların sonucuna tesir ediyor. Korku ve tedirginlik öylesine had safhada ki, VAR merkezinde, “Hacıosmanoğlu bizi buraya kilitler mi” diye espriler bile yapılıyormuş.
ADALETSİZ ATAMALAR
MHK’nın atama trafiğine baktığımızda adalet, liyakat ve eşitlik kavramlarının dikkate alınmadığını görüyoruz. Performansa, geçmiş maçlara, maçlarda yaşanan olaylara bakmadan yapılan atamalar, hakemleri sıkıntıya sokuyor ve hataların yolunu açıyor. Sezon başında herkese bir maç verilmeden birilerini 2. maça göndermek adaletsizliğin en büyük kanıtı. Maç verilmeyen, adı listeden silinen hakem ve gözlemcilerin suçlarının ne olduğunu herkes bilmeli. Kamuoyuna da açıklanmalı. Buicraatlar, 8 Mart MHK’sının intikam faaliyetleri mi?
İÇİME SİNDİREMEDİM
İbrahim Hacıosmanoğlu seçildiği gün “Diyarbakır’ın ilk maçına gideceğim” demişti. Nitekim hafta sonu da Diyarbakır’daydı ve maça da gitti. Sporun birleştirici ve bütünleştirici özelliğini düşünürsek, bunu olumlu bir adım olarak değerlendirebiliriz. Ama seçildikleri gün, Atatürk fotoğraflarını ve Türk Bayraklarını kaldırmaya kalkışan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi eş başkanlarına yaptığı ziyareti ve Milli Takım forması hediye edilmesini içime sindiremedim.