Vandallık

Geçtiğimiz günlerde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu ve ekibi hakkında “yolsuzluk” ve “terör” soruşturması başlatılmıştı.
İmamoğlu'nun gözaltına alınmasının ardından İstanbul Saraçhane’de başlayan izinsiz eylemler, tutuklamanın ardından artarak devam etti.
İmamoğlu'nun gözaltına alındığı günden bu yana Saraçhane'de toplanan kalabalıklar arasında maske takıp polisimizi taşlayanlar, balta fırlatanlar, asit atanlar, havai fişekle saldıranlar oldu. Cami duvarında içki içenler, tarihi mezarlıkları parçalayanlar, kamu malına zarar verenler oldu. Hatta Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın ailesine yönelik hakaret ve küfür içerikli sloganlar atacak kadar alçaldılar.
Demokrasi, hukuk veya özgürlükle hiçbir ilgisi ve ilişkisi olmayan bu insanlık dışı “vandallık” toplumun her kesiminde büyük tepkiye neden oldu.
İçişleri Bakanımız Sayın Ali Yerlikaya yaptığı açıklamada, 19 Mart 2025 tarihinden itibaren yapılan yasa dışı gösterilerde bugüne kadar yaklaşık 2 bin şüphelinin gözaltına alındığını, bunların dörtte birinin serbest bırakıldığını, diğerleri arasında ise tutuklananlar, adli kontrol kararı verilenler ve işlemleri devam edenler olduğunu söyledi.
Peki vandallık nedir?
“Vandal” Fransızca kökenli bir kelime olup TDK Türkçe sözlükte “Savaşlarda acımasızlığı ile ün salan bir halk ya da eski kültür ve sanat anıtlarını yakıp yıkan, bunların değerini bilmeyen kimse veya topluluğa” denir. Eski kültür ve sanat anıtlarını yakıp yıkma düşünce ve davranışına” ise “vandallık” denilmektedir. Vandallık, bilerek ve isteyerek, kişiye ya da kamuya ait bir mala zarar verme eylemidir. Bu eylemi yapan kişiye de vandal denir.
Başka bir ifadeyle vandallık, haksızlığa, hukuksuzluğa, adaletsizliğe kişinin kendince tepki göstermesi, adaleti yeniden sağlama çabasıdır.
Prof. Dr. Selahattin Öğülmüş, bir saldırganlık türü olarak vandalların değişik görünümlerle ortaya çıkabileceğini ifade etmektedir. Birincisi, açgözlü vandallar: Yağmalama ve adi hırsızlık olayları yaparlar. İkincisi, ideolojik vandallar: Bir soruna dikkat çekmeye çalışırlar. Üçüncüsü, kinci vandallar: Öç almaya yönelik tutum ve davranışta bulunurlar. Dördüncüsü, oyunsu vandallar: Bir oyunun bir parçası olarak bir şeyleri bozmaya ya da zarar vermeye yönelirler. Beşincisi, kötü niyetli vandallar: Bir kişiye olan öfke ve saldırganlığı tepkisel bir eylemle dışa vururlar.
Vandalların vandallık yapmalarının kişisel ve çevresel faktörlere bağlı birçok nedeni olabilir.
Vandallığı ortaya çıkaran “kişisel faktörlere” baktığımızda, kişinin kendini algılayış biçiminin belirleyici olabilmektedir. Algılanan eşitsizlik, ortada bir haksızlık olduğuna ilişkin kişisel inançlar iken, algılanan denetim ise, kişinin çevresinde olup biten olayları ne derece denetleyebildiğine ilişkin kişisel algısıdır.
Her eşitsizlik algısı vandallıkla sonuçlanmaz. Algılanan eşitsizliğin vandallıkla sonuçlanıp sonuçlanmayacağında kişinin algılanan denetim düzeyi belirler. Kişinin algılanan denetim düzeyi düşük ise haksızlığın kaynağı olarak algıladığı sistemin sembollerini tahrip ederek öç almaya çalışır. Algılanan denetim düzeyi yüksek ise, sistem içerisinde var olan araçları kullanarak eşitsizliği gidermeye çalışır.
Vandallığı ortaya çıkaran “çevresel faktörlere” baktığımızda ise, kişinin içinde bulunduğu antisosyal davranışlara meyilli sosyal grup ya da akran grubunun belirleyici olduğu görülür.
Netice itibariyle, ortada bir “eşitsizlik” ya da “adaletsizlik" olduğunu düşünen ve sistem içindeki yasal yollarla bu durumu düzeltebileceğine ilişkin inancı, algılanan denetim düzeyi düşük olan kişiler, daha çok ergenler ve üniversite öğrencileri vandallığa başvurabiliyor.
Vandallığın gerekçesi ne olursa olsun verilmek istenen mesaj toplum tarafından kabul görmez, reddedilir. Her türlü provokasyona açıktır. Toplumsal düzeni bozmaya yönelik anarşik eylem olarak algılanır. Hele Türk toplumunda hiç karşılık bulmaz.
Adalet Bakanı Sayın Yılmaz Tunç’un ifade ettikleri gibi “Devlet, teröre, vandallığa, şiddete karşı adaletle, hukukla cevap verir.” Böylece vandallık psikolojik ve sosyolojik olarak karşılık bulamaz. Vandallığı ortaya çıkaran kişisel ve çevresel faktörler ortadan kalkar. Vandalların yetiştiği kaynak bir anlamda kurutulur.
Türkiye Yüzyılı’nda Türk milletinin huzur içerisinde geleceğe güvenle baktığı, birlik ve beraberliğimizin daim olduğu Terörsüz Türkiye dileklerimle Türk ve İslam aleminin Ramazan Bayramını kutluyorum.