Korku dağları sardı
Genel Başkan seçildikten sonra parti içindeki dağınıklığın önünü alamayan Özgür Özel bu süreçte parti içi kliklerin dayatmalarına da boyun eğerek Cumhurbaşkanı adaylığından çekildi. Böylelikle CHP’nin bir Genel Başkanı daha Cumhur ittifakının adayı Recep Tayyip Erdoğan karşısında “kazanamayacak aday” olduğunu ilan etti.
7-8 Eylül tarihlerinde yapılacak olan tüzük kurultayı öncesi CHP Genel Başkanın adaylık konusunda havlu atması ve Kemal Kılıçdaroğlu ile Ekrem İmamoğlu’nun bir araya gelmesi parti içi dengelerin de değiştiğini gösterdi. Özgür Özel’i sindiren ekip, Kılıçdaroğlu ile İmamoğlu’nu yeniden ortak yaptı. Parti içinde yaşananlar Brezilya dizilerine taş çıkardı. Dört kişi etrafında dönen ayak oyunları çeşitli kombinasyonlarla tekrar tekrar gösterime girdi.
CHP’nin yaşadığı kronik obsesif kompulsif bozukluğun tetiklediği korku, diline ve davranışlarına da yansıdı. Bu ruh hali Cumhur İttifakına yönelik iftiralardan sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan‘a yapılan hakaretlerle devam etti. Kemal Kılıçdaroğlu’nun ekibinde yer alan CHP İzmir Milletvekili Tuncay Özkan sosyal paylaşım platformu X’den yaptığı hakaretlerle davranış bozukluğunun zirveye çıktığını ispatladı. Tuncay Özkan’ın kullandığı üslup, bugüne kadar Cumhurbaşkanı Erdoğan’a türlü hakaretlerde bulunan ve tazminat ödemeye mahkûm edilen Kılıçdaroğlu’nun dilinin de kimler tarafından idare edildiğini gösterdi. Her fırsatta toplumun kutuplaştırıldığından dem vuran ve gerginliğin arttığından şikâyet eden CHP yönetimi Tuncay Özkan’ın hakaretlerine yönelik bir tepki gösteremedi. Özgür Özel’in suskunluğu bu dilin ileride de kullanılmasının hem önünü açtı hem de siyasette normalleşme arayışlarının sahte bir girişimden ibaret olduğunu doğruladı.
Özel’in, Kılıçdaroğlu-İmamoğlu buluşmasından sonra yaptığı, “Aday değilim, çok net. Ben teknik direktörüm. 90'ıncı dakikada penaltı atılacak. Penaltıyı tüm taraftara belki sorarak, en doğru kararı vererek, en doğrusu kimse ona attıracağım” sözleri sinmiş bir Genel Başkanın sözleriydi. Kendisini Erdoğan’ın karşısında yeterli görmediğini, Erdoğan’ın şutlarına engel olamayacağını, Kılıçdaroğlun’dan sonra gol yağmuruna tutulan ikinci Genel Başkan olmak istemediğini söylemiş oldu.
Özel adaylıktan çekildiğine göre geriye üç kişinin ismi kaldı. Bu isimler arasından birisinin seçilmesi için de dün İstanbul’da CHP’nin eski genel başkanları Altan Öymen, Hikmet Çetin ve Murat Karayalçın’ın bulunduğu bir toplantı yapıldı. Bu toplantıda iki şey dikkat çekti. Birincisi, Ekrem İmamoğlu’nun sağ kolu olan İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik’in de toplantıda yer alması. İkincisi ise CHP’nin eski Genel Başkanı olmasına rağmen Kemal Kılıçdaroğlu’nun toplantıda yer almaması. CHP İstanbul İl başkanının toplantıda yer alması bu ekibin İmamoğlu’nu aday göstermek istediğini gösterdi. Kılıçdaroğlu’nun bulunmaması ise; Kılıçdaroğlu’nun kendisi veya desteklediği isimler dışında hiçbir isme rıza göstermediğini… Kılıçdaroğlu’nun sahadan çekilmemesi, siyasetin tam göbeğinde olduğunu söylemesi, yakında yurt içi gezilerine hız verip eski il, ilçe ve belediye başkanlarıyla bir araya gelmeyi planlaması da son kozunu oynamadığına işaret etti.
Kılıçdaroğlu, Özel ve İmamoğlu ihanetinin intikamını almak için harekete geçti. Üstelik bu intikam öyle yenilir yutulur cinsten olmayacak. Yavaş yavaş parti içindeki huzursuzluğu kendi lehine çektikten sonra son ana kadar bekleyecek. İşte o anda tek bir kılıç hamlesiyle parti içindeki rakiplerini alt edip Özel ve İmamoğlu’nu pişman edecek. Tıpkı eski günlerdeki gibi…
