16 Eylül 2024
weather
23°
Twitter
Facebook
Instagram
Türkçe Düşün
İstanbul
AÇIK
23°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Bu ordu kimin?

Bu ordu kimin?

YAYINLAMA:

Türk Silahlı Kuvvetleri disiplini sayesinde NATO’nun en güçlü ikinci, dünyanın ise ilk 10 ordusu arasına girmeyi başarmıştır.

Üretemediğimiz ancak kullanmakta mahir olduğumuz savaş uçaklarıyla icra ettiğimiz operasyonlar harp tarihine geçmiş, üreticilerinin bile ağzını açık bırakmıştır. Bu açıdan ele alındığında dayanıklılık, kabiliyet ve harekât noktasında en tecrübeli ordu, Türk ordusudur. 

Şüphesiz Türk ordusunun bu gücü ve başarısının arkasında 2233 yıllık birikimi vardır. Mete Han’dan Mustafa Kemal Atatürk’e kadar tüm devlet kurucularımız bu ordunun askeridir. Ordu millettir, millet ise büyük Türk milletidir. “Her Türk asker doğar” vecizesi gelişi güzel ya da laf olsun diye söylenmiş bir söz değildir.

Ordumuz geçilmeden Türkiye ve Türk milletinin geçilmesi söz konusu değildir. Ülkemizi ele geçirmek isteyenlerin tahrip etmek istedikleri ilk hedef de her zaman ordumuz olmuştur. Darbeler silsilesi bunun en bariz örneğidir. Askeri siyasete dahil ederek ordu-millet kamplaşması oluşturmak bu hedefler arsındadır. Bunun yanında ordumuz içinde gruplaşmalar meydana getirmek, alt üst ilişkini bozacak yapılanmalar kurmak bu hedefe dahil olan girişimlerdir. Amaç, dünyanın en disiplinli ordusunu “başıbozuk” hale getirmektir!

Ergenekon ve balyoz davalarıyla sahte delil ve dokümanlar üzerinden ordumuzun komuta kademesinin hapislerde çürütülmesi yakın dönemin en bariz tahrip girişimidir. Hatta Genel Kurmay başkanının terör örgütü elebaşı olarak yargılanması bu girişimin zirvesidir.

15 Temmuz darbe girişimi ordu içindeki hastalıklı bünyenin ulaştığı son noktadır. Bu hastalığın hangi dış odaklar tarafından bünyeye zerk edildiği ise herkes tarafından malumdur. 15 Temmuz’a giden sürecin maşası FETÖ onu tutan el ise ABD’dir. 

30 Ağustos’ta Kara Harp Okulu Mezuniyet töreninde mezun olan 989 teğmenden yaklaşık 300’ünün kanuni yeminden sonra ikinci bir yemin etmeleri ve “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz” şeklindeki sloganları yeni bir tartışmaya yol açtı. Tartışma iki eksende ilerledi. Birincisi mezun teğmenlerin attıkları slogan, ikincisi ise neden farklı bir yemine ihtiyaç duydukları…

“Mustafa Kemal’in Askerleriyiz” sloganı üzerinden kendine pay çıkaran ve istismar alanı bulan DEM’lenmiş CHP’liler ile sırf Mustafa Kemal Atatürk ismine alerjisi olanlar bu konudaki kutuplaşmayı tırmandırdı.

Tek tip elbise giyip, tek tip selam veren, disipliniyle dünya ordularına örnek olan teğmenlerimiz neden alternatif bir yeminle kafalarda soru işareti bırakacak bir teşebbüs içine girdi? Mezun teğmenlerin bir kısmının ikinci bir yemin edip bir kısmının buna katılmaması bariz bir ayrışma görüntüsü verdi.

Diğer bir tartışma konusu da atılan slogan üzerinden yürüdü. Alternatif yemin sonunda “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz” sloganı yerine, eski genel Kurmay Başkanı İlker Başbuğ’un “Biz askere Allah Allah diye taarruz ettiriyoruz” tarifindeki gibi yemin sonunda “Allah Allah” ya da “La İlahe İllallah” nidalarıyla teğmenler kılıçlarını birbirine vursaydı biz yine aynı şeyleri tartışmaya devam edecektik.

Bir kısım yorumcular ordu içinde tarikatların güçlendiği bu yüzden teğmenlerin buna yönelik bir mesaj verdiği yorumunu yaptılar. Bundan daha saçma ve zorlama bir yorum olabilir mi? Böyle bir durumun varlığını kim neye göre ortaya atıyor? Milli Savunma Bakanlığı bu tip yapılanmalara göz yumuyor da son çare olarak yeni mezun teğmenlerin ikinci bir yemin etmesi mi görülüyor?

2022 yılı mezuniyet töreninde de aynı şekilde sergilenen ikinci yemin vakıasının yasaklanmasına rağmen 2024 yılı mezuniyet töreninde aynı görüntü neden tekrarlanıyor? 

Türk ordusu, disiplin yapısını bozacak, ordu içinde siyasi veya ideolojik kamplaşmalara yol açacak her türlü istikametten soyutlanmalıdır. “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz” sözü Türk milletinin hiçbir ferdini rahatsız etmez. Ancak disiplinsizliğin ve oluşturulan ikiliğin üzerinin Mustafa Kemal Atatürk’le kapatılmaya çalışılması da kimseyi memnun etmemelidir. Tıpkı darbelerin Atatürk’ün ismi kullanılarak meşrulaştırılmaya çalışıldığı gibi... Ne denildiğinden öte ne yapıldığına ve ne amaçlandığına odaklanılmalıdır.

Bu bakımdan MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin ikinci yemine kim ya da kimlerin karar verdiği ve neden ikinci bir yemine ihtiyaç duyulduğu soruları önemlidir ve mutlaka cevabını bulmalıdır.

Ordumuz, sadece Türk milletinindir.

Askerlerimiz, sadece Türkiye Cumhuriyeti devletinin askerleridir.

Peygamber ocağında elinde mumla gezen ve Türk ordusunu içeriden tahrip etmeye yeltenen iç ve dış odaklara dikkat edilmelidir. Sosyal medya trollerinin ordumuzun genç subaylarını hedef göstererek asıl amaç sahiplerini memnun ettiği de hatırdan çıkarılmamalıdır.

Ordu bizim, devlet bizim, millet biziz.

 

 

Yorumlar
A
Alanya 1 hafta önce
Bunlar aydinlik cida olabilirler onlarında ordu için hesapları her zaman oldu
begenme BEĞENME
0
cevapla CEVAPLA