Elinizde Çakır varsa rahatsınız
Pazar günü oynanan büyük final sonunda şampiyonun adı Galatasaray oldu. 22. şampiyonluğuna ulaşan Cimbom, sevenleri için pazar akşamını bayrama çevirdi. Galatasaraylılara ve Galatasaray camiasına hayırlı olsun diyor, tebrik ediyoruz. Ligin alt tarafında ise Göztepe, Bursa ve Erzurum üçlüsünden biri kurtaracak, bir başka deyişle 3 değerli vazodan ikisi kırılacak. TFF 1.lig Play Off maçları ile de Süper Lig’e çıkan 3 takım belli olacak. Futbolumuzun son haftasında MHK açısından zor maçların sayısı tek hanelere düştü.
Hep söylüyoruz, defalarca yazdık, atamalar isabetli, dengeli ve adaletli olunca, hakemlerin başarı grafiği de yükseliyor 33. haftaya baktığımızda hakemler açısından ferahlık görüyoruz. Bunun lokomotif sebebi de, tabii ki Cüneyt Çakır ve ekibinin Galatasaray- Başakşehir maçındaki olağanüstü yönetimi... Eğer maçı Çakır yönetmeseydi, belki de biz şu anda (Allah korusun) TT Arena’dan sokaklara taşan çok ciddi ve sıkıntılı olayları yaşıyor olabilirdik. Dünya hakemimiz Cüneyt Çakır adını, kariyerini, tecrübesini, yöneticiliğini ortaya koydu. Teknik kararlarında ve disiplin uygulamalarında gerekenleri doğru olarak yaptı. Tereyağından kıl çeker gibi maçı tamamladı. Maç sonunda konuşulmayan, ya da konuşulduğunda takdir edilen kişi hakemdi.
Merkez Hakem Kurulu bu maçı seyrettikten sonra Fenerbahçe- Galatasaray maçına niye Cüneyt Çakır’ı atamadıklarının muhasebesini tekrar yapmıştır herhalde. Elinizde Cüneyt Çakır gibi bir isim varken ligin, TFF’nin, MHK’nın kaderini etkileyecek bir maça, başka bir isim atarsanız, bunun adı macera aramak olur. Çakır’ı atarsanız da maç bitince rahatlıkla, keyifle kahvenizi yudumlarsınız. MHK’nnın görev yaptığı 12 haftalık süreç içerisinde neler doğru idi, neler yanlıştı. Önümüzdeki hafta yazımızda bu konuyu detaylı olarak, objektif verilerle kaleme alacağım. Gelelim haftanın maçlarından akılda kalanlara:
Galatasaray’ın Belhanda ile attığı gol öncesinde Mbaye Diagne’nin, pozisyon başlangıcında topu kontrol ederken, elle oynadığının yakalanması bence maçı kurtaran pozisyondu. Eğer o gol verilmiş olsaydı, acaba şimdi neler neler konuşuyor olurduk?
MHK tarafından PFDK’ya sevk edilip 30 gün hak mahrumiyeti alan Fırat Aydınus, Türk hakemliğinde marka olduğunu, düdük çaldığı sürece en kötü haliyle bile, derbilerin aranan adamı olduğunu bir kez daha gösterdi. Yer alma hataları nedeniyle zaman zaman oyun içinde kalan Aydınus, herkese kendini kabul ettirip, verdiği kararların doğruluğu ile Trabzon -Beşiktaş maçını başarıyla yönetti. 16.dakikada Güven’in eline gelen topta Trabzonsporlular penaltı bekledi. Top Güven’in ayağından sekerek eline gelmişti. Elinin hareketi de doğaldı. Devam kararı doğruydu.
Haftanın en önemli maçlarından biri olan Bursa- Göztepe maçında Mete Kalkavan, soğukkanlı yapısı ile maçı temiz bitirdi. Neticeye tesir etmeyen bazı hatalı faul değerlendirmeleri vardı, ancak kritik kararlarının hepsi doğruydu. Kariyerinde Kupa finali yönetme onurunu 5 gün önce yaşayan Suat Arslanboğa Erzurum’da VAR’ın da olumlu katkısıyla penaltıyı yakaladı. Kalecinin top için mücadele ediyor olmasından dolayı sarı kart göstermesi de doğruydu. Akhisar- Kayseri ile 33 haftada Süper Lig şansı bulabilen Tugay Kaan Numanoğlu’nun doğal olarak heyecanlı ve tedirgin hali gözden kaçmadı. Maçta kendini zora sokacak pozisyon yaşanmaması şansıydı. Sınıfı geçti diyebiliriz. Koray Gencerler, Arda Kardeşler,Zorbay Küçük ve Hüseyin Göçek haftanın diğer başarılı isimleriydi.