Yazdığı kitaplar geniş kitleler tarafından takip edilen Hakan Günday ile ilgili araştırmalar hız kazandı. Ünlü yazarın yaşımına dair ayrıntıları merak eden birçok vatandaş, Hakan Günday kimdir, kaç yaşında, aslen nereli? gibi sorulara yanıt arıyor. İşte Hakan Günday'ın eserleri...
HAKAN GÜNDAY KİMDİR, KAÇ YAŞINDA, ASLEN NERELİ?
Hakan Günday 29 Mayıs 1976 yılında Rodos’ta doğmuştur. İlkokulu Brüksel’de okuyan Hakan Günday lise öğrenimini Ankara’da tamamlamıştır.
Hacettepe Üniversitesi’nde Fransızca Mütercim ve Tercümanlık Bölümü’ne başladı fakat bir yıl sonra Üniversite Libre d Bruxelles Siyasal Bilgiler Fakültesine devam etti. Daha sonra Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde eğitimine devam etti. Henüz 24 yaşında kaleme aldığı Kinyas ve Kayra isimli romanı ile büyük bir popülerlik yakaladı.
Dünyanın en prestijli edebiyat ödülllerinden biri olan Mecidis En İyi Yabancı Roman ödülüne layık görüldü. Ödülü aldığı kitabı Daha çok satanlar listesinde uzun süre kaldı.
Daha sonra Ziyan adlı eseri ile Türk- Fransız Edebiyat ödülüne sahip oldu. Yazarlık kariyerinin yanı sıra sinemaya da ilgi duymaktadır. Daha isimli eseri Berlin Film Festivali’nde Books at Berlinale bölümüne seçilen ilk Türkçe kitap olmuştur.
Hakan Günday’ı diğer yazarlardan ayıran en büyük özelliği tiyatrocu olmasıdır. Bu özelliğini kitaplarına da işleyişi okurlarda gerçeklik hissini pekiştirir. Kitaplarındaki kurgu, yarattığı karakterlerin davranışları ve hayalleri basit ve samimi bir şekilde aktarılır. Siyasal Bilgiler okumasının etkisi olarak eserlerinde eserlerinde siyasi, sosyolojik çıkarımlara çokça yer verir.
Kitaplarında argoya ve küfre yer vererek sokak kültürüyle birlikte günlük konuşma dilini kullanır. Eserlerinde anti kahramanlar yaratan ve cümleleri kusan adam olarak bilinen Hakan Günday yeraltı edebiyatının en önemli isimlerinden biridir.
HAKAN GÜNDAY'IN ESERLERİ
Kinyas ve Kayra (2000)
Zargana (2002)
Piç (2003)
Malafa (2005)
Azil (2007)
Ziyan (2009)
Az (2011)
Daha (2013)
Kana Diz Kana (2020)
Zamir (2021)
ZAMİR KİTABININ KONUSU NE?
Yeni bir binyılın arifesinde, Birinci Dünya Barışı Vakfı’nda çalışan Zamir’in görevi ne pahasına olursa olsun savaşları durdurmaktır. Baş döndüren barış senaryoları, komplolar ve mücadeleler içinde Zamir şu soruya yanıt arar: İnsan nasıl barışır?
“Demek ki bu evrende her şey bir şarapnel. Ve genişlemekte olan, aslında bir şarapnel bulutu. Demek ki Samanyolu ve içindeki güneş ve etrafındaki dünya ve üzerindeki insan ve aklındaki her şey bir şarapnel. Düşüncesi, inancı, duygusu, icadı, hepsi. Demek ki insan insana saplanmak için var… Zaten öyle olmasaydı bu kitap olmazdı.”