KADİR YILDIZ/TÜRKGÜN
CHP’nin Atatürk’ün partisi olmaktan çıkıp gayrimilli hedeflere yönelmesi parti içinde tepkilere neden olmuş ve bu durum istifaları da beraberinde getirmişti. Seçmen nezdinde karşılık bulan bu istifalar birçok şehirde toplu istifaların yaşanmasına neden oldu. Partisinden 3 milletvekili arkadaşıyla beraber CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na bir mektup yazarak istifa eden İzmir Milletvekili Mehmet Ali Çelebi, geçtiğimiz günlerde eski partisi CHP’yi hedef alarak, "PKK-Öcalan severlerin hoş görüldüğü denklemlerle işim olmaz net!” ifadelerini kullanmıştı. Bu ifadeler üzerine Halk TV’ye bağlanan Çelebi, CHP’nin içine düştüğü zilleti ısrarla anlatmaya çalışırken sesi kesildi. İzmir Milletvekili Mehmet Ali Çelebi, Twitter hesabından "Asker kökenli bir vekilim. Silahlı Kuvvetlerimizin namuslu ellerinde yetiştim. Birçok devre arkadaşım şehit oldu.40 bin vatan evladımız boşuna toprağa düşmedi. PKK-Öcalan severlerin hoş görüldüğü denklemlerle işim olmaz net! Siyaseti bıraksam da 6+1 değil Cumhur İttifakı derim!" ifadelerini kullanmıştı. Çelebi, bu sözlerin ardından, "Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan 15 Temmuz'da direnmese Türkiye'nin binlerce önemli ismi bugün hayatta olmayacaktı. Hepimiz katledilmiştik" dedi.
İstifa ettiği eski partisi CHP’ye sert eleştirilerde bulunan ve 6+1’li masaya 20 soru yönelten Çelebi, Cumhur İttifak’ının Millet İttifakı’ndan daha güvenilir olduğunu söyledi. Çelebi, ittifaka “PKK/ PYD-FETÖ terör örgütleriyle kararlı mücadele neden mutabakat metninde yer almamıştır?” diye sordu. Ayrıca; yerel yönetimlere özerklik verecek misiniz? Sınır ötesi operasyonları durduracak mısınız? ‘Mavi Vatan yayılmacılık' diyen vekile neden sustunuz? Ortak cumhurbaşkanı adayı denkleminde HDP olacak mıdır? HDP yönetimine bakanlık verecek misiniz? Altılı yapının istikrarsızlığa yol açacağını düşünmüyor musunuz?” sorularını sormuş, muhatapları ise suskun kalmayı tercih etmişti. CHP’ye partinin ilkelerinden uzaklaştığı eleştirilerini yönelttikten sonra istifa ve ihraç yoluyla uzaklaşanların arasında kamuoyunun yakından tanıdığı Mehmet Sevigen, Birgül Ayman Güler, Süheyl Batum, Yılmaz Ateş, Muharrem İnce, Mustafa Sarıgül ve Ümit Kocasakal gibi isimler yer alıyor.
'Şu anki CHP gerçek CHP değil'
CHP eski Genel Sekreteri Mehmet Sevigen, CHP’yi tarif ederken, “CHP'yi bu yönetimle özdeşleştirmeyiniz. Bunlar çekip gidecekler. Atatürk'ün koyduğu çizgiler bizde sürüyor. CHP'de bu yönetim gidecek, bunlar partide misafirdir ve gidecekler. Şu anki CHP gerçek CHP değildir.
Yeter artık! CHP'liler bu yönetime (CHP'ye) ne zaman başkaldıracaklar? CHP yönetimi Atatürk'ün ismini silmeye çalışıyor” ifadelerini kullanmıştı. Partisinden istifa etmeden günler önce CHP ile ilgili görüşlerini kamuoyu ile paylaşan Muharrem İnce de CHP’nin yoldan çıktığını ve Atatürk diyemeyen il başkanlarının partide yer aldığını söylemişti.
CHP'nin HDP sayesinde büyükşehirleri kazandığını belirten İnce, "Kahroluyorum. Son seçimlerde büyükşehirlerde HDP’nin desteği olmadı mı? Oldu. İttifakı gizli saklı değil mertçe milletin önünde yapacaksınız. CHP yönetimi çıksın teşekkür etsin" dedi. CHP'nin Atatürkçü bir parti olmaktan uzaklaştığını dile getiren Muharrem İnce, "İlkelerinden uzaklaştı parti.
Derdim bu. Derdim Atatürkçü yapıdan uzaklaşması. Her yerde, Türkiye'nin her vilayetinde yol- dan çıkan bir parti var" demişti.
BOYUNDAN BÜYÜK LAF ETMİŞ
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun "Bizdeki seçmen verileri YSK'da yok" sözleriyle ilgili Twitter hesabından açıklama yaptı. Soylu, yaptığı açıklamada Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünün veri aktarımını basın açıklaması ile anlatacağını belirterek, "CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 'Bizim elimizdeki seçmen bilgileri, Yüksek Seçim Kurulunun elinde yok' ifadeleri, bugün genel başkan yardımcıları tarafından yalanlanamadığı için düzeltilmeye çalışıldı. Bu, CHP açısından sevindirici bir gelişme olabilir, hepimiz insanız ve hata yapabiliriz! Bazen siyasette, konuşma şehveti ve güç zehirlenmesi ile bu tür durumlar yaşanabilir. Bundan vazgeçmek de bir erdemdir" ifadelerini kaydetti. Bakan Soylu, partilerin seçmen kütükleri üzerinden analiz yapabileceklerini belirterek açıklamasına şöyle devam etti: "Anlaşılıyor ki CHP, böyle bir çalışmayı ilk kez yapıyor. Elbette ki partiler seçmen kütükleri üzerinden analiz, günümüzün deyimiyle veri madenciliği yapabilirler. Belki Genel Başkan Yardımcısı kardeşimiz eski uygulamayı bilmiyor olabilir; bugün siyasi partilerin genel merkezlerine verilen listeler biz gençlik kollarındayken, ilçe seçim kurulu tarafından seçime girmeye hak kazanan siyasi partilerin ilçe teşkilatlarına gönderilirdi. Yine her ilçe teşkilatı, aynı usulle bu çalışmaları yapardı. Bunun yanı sıra bütün seçimlerde seçmen listeleri askıya çıkar; muhtarlar, seçmenler ve siyasi partiler tarafından bu listeler kontrol edilir, adres yanlışlıkları vb. maddi hatalar varsa, düzeltilir. Anlıyoruz ki Kemal Kılıçdaroğlu, boyundan büyük laf etmiş, partisi de bugün yaptığı açıklamayla usul bilmeyen Kılıçdaroğlu'nu kurtarmak için uğraşmıştır. Sayın Kılıçdaroğlu; Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğümüz MERNİS üzerinden YSK'ya veri aktarımının teknik detaylarını bir basın açıklamasıyla anlatacak. Belki bu açıklamayı okursanız seçmen kütüklerinde nasıl bir uygulama yapıldığını öğrenir ve bu hataya tekrar düşmemiş olursunuz. Hatırlayabildiğim kadarıyla bir zamanlar İBB adayı olan Kemal Kılıçdaroğlu, bu bilgiçliklerinden dolayı Kağıttepe'de (!) kendine oy dahi kullanamamıştı."
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, seçmen kütüklerinin seçime girmeye hak kazanan siyasi partilerle iki kez paylaşıldığını aktardı. Bakan Soylu, "CHP Genel Başkan Yardımcıları, bugün yaptığı açıklama ile CHP Genel Başkanı'nın ifade ettiği sözlerin doğru olmadığını, yani kendilerinde YSK'dan daha fazla bilgi olmadığını net bir şekilde ortaya koymuş, ellerinde bulunan bilgilerin YSK'nın siyasi partiler ile paylaştığı seçmen kütüğü bilgisi analizi olduğunu ifade etmeye çalışmışlardır. Aslında bu; 'Bizim Genel Başkanımız yanlış bir cümle söyledi ve biz bunu tevil ediyoruz, düzeltiyoruz' demektir. Keşke bunu, kamuoyunda seçmen listeleri konusunda büyük bir iddia ile şaibe oluşturmaya çalışan Kemal Kılıçdaroğlu yapmış olsaydı ve çağrımıza cevap verip, 'özür' dileseydi. Halkımız bilgedir, inanıyoruz ki bu yanlışı mazur görür, özrünü kabul ederdi. Bu vesileyle Genel Başkanlarını düzeltme açıklaması yapan, CHP Genel Başkan Yardımcısı kardeşimize iki çift sözüm var: Elbette Türkiye ilk kez seçime gitmiyor. YSK tarafından ilgili mevzuat çerçevesinde seçmen kütükleri bir seçim döneminde seçime girmeye hak kazanan siyasi partiler ile 2 kez paylaşılır" ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu bu ülkenin 'DERİN DEVLETİ' Mİ
MHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. E. Se- mih Yalçın, YSK ile ilgili akla sığmayan, saçma iddialarda bulunan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na sert yanıt verdi. Semih Yalçın şunları söyledi: "CHP'nin başındakinin başını, Cumhur İttifakı'na ettiği haset ve çekememezlik yiyecek. "Sözde" sıfatını kullanıp millî iradeyi küçümsemeye kalkmak, çılgınlık ve meczupluk alametidir. Sandığa yansıyan millet iradesine rağmen sergilenen bu hırçın tavır, kifayetsiz ve tahammülsüz ihtiras, yalan ve iftira fırtınası, asi Düzmece Mustafalar üreten bir muhalefet anlayışını yansıtıyor. YSK’da olmayan bilgi- ler bizde var diyen Kılıçdaroğlu bu ülkenin “derin devleti” mi? Milis kuvveti mi kurdu? Seçmeni mi fişliyor? Ya da vatandaşlarımızı mı tehdit ediyor. Tapusu sandıkta duran ve demokrasimizin biricik güvencesi olan millet iradesini tahfif, aslında kendini aşağılamaktır. Bizden söylemesi: Kasetle gelen, hasetle gider.’’
İP’İN ÇİZGİSİ CHP’YE PARALEL
HDP ile yakınlaşma, gizli saklı ittifak, terörist Selahattin Demirtaş ile kahvaltı masalarında buluşma hayali kurma, Atatürksüz, Türksüz, Türkiyesiz bir gizli anayasa taslağı hazırlama, partiye FETÖ’cüleri doldurma gibi birçok nedenlerden ötürü İP içinde de birçok isim istifa etmiş, milletvekilleriyle sınırlı kalmayan bu süreç seçmenlere de sirayet etmişti. Gittiği her yerde tepki gören İP Başkanı Meral Akşener kimi zaman sinirlerine hâkim olamamış kimi zaman da en yakınındaki milletvekilleri şehit yakınlarına küfürler etmişti. Bu görüntüyü perdelemek isteyen İP ise aynı CHP gibi masa başında hazırlanan anketler üzerinden oy oranlarını şişirterek umut tacirliği yapmaya başladı. En son seçimlerde %7,3 oy alan Meral Akşener, 2023 seçimleri için aday dahi olmaya cesaret edemedi. İP’ten son dönemde Manisa Milletvekili Tamer Akkal, Balıkesir Milletvekili İsmail Ok ile Antalya Milletvekili Tuba Vural Çokal, FETÖ mağdurları Ali Türkşen, Ali Aydın, Fatih Eryılmaz ve parti kurucularından Vedat Yenerer istifa etti. İstanbul Milletvekili Ümit Özdağ ile birlikte istifa eden Adana Milletvekili İsmail Koncuk da HDP ile ittifak eleştirisi yaparak istifa etmiş ancak sonradan partiye tekrar dönmüştü.
Bay Kemal fişleme uzmanı çıktı
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıç- daroğlu'nun bir gazeteye verdiği röportajda, "Bizim elimizdeki seçmen bilgileri Yüksek Seçim Kurulunun elinde de yok, her bir seçmeni, ilk kez sandığa gidip oy kullanacak seçmenleri de biliyoruz, evlerini, adreslerini de biliyoruz, doğum yerlerine de bakıyoruz. Suriye doğumlu, Afganistan doğumlu, hepsine bakıyoruz, dolayısıyla kimlere vatandaşlık verildiğini de oradan çıka- rabiliyoruz" açıklamasında bulunması akıllara “hangi bilgiler ve hangi yolla erişildi?” sorularını getirdi.
Ayrıca YSK’nın dahi elinde olmayan bilgilerin CHP’ye ulaşması ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun bunu ifade etmesi “seçmenleri fişlemek” olarak yorumlandı. Kılıçdaroğlu'nun, YSK'da olma- yan ancak kendilerinde bulunduğunu iddia ettiği bilgileri nasıl temin ettiğini açıklaması gerektiği, aksi takdirde kişisel verilerin mevzuata aykırı temin edilmesinden ötürü İçişleri Bakanlığı suç duyurusunda bulunulacağını açıkladı. Açıklamada şunlar kaydedildi:
"Sayın Kılıçdaroğlu'na buradan çağrıda bulunuyoruz, YSK'nın elinde olmayan ancak sizin elinizde bulunduğunu söylediğiniz bilgiler hangileri ise kurumları hedef göstermek, şaibe oluşturmak ve zan altında bırakmak yerine bu bilgilerin kaynağının neresi olduğunu kamuoyuna açıklayınız.
Eğer bahsettiğiniz konu, YSK'nın her yıl siyasi partilere verdiği bilgilerin partilerce tasnifi ise kamuoyunu yanılttığınız ve kurumları töhmet altında bıraktığınız için hemen özür dileyiniz. Yukarıda belirtilen hususların açıklanmaması hâlinde, kişisel verilerin mevzuata aykırı temin edilmesinin adli bir vaka olmasının yanı sıra vatandaşlarımızın açıkça 'fişlenmesi' anlamına da geldiğinden Bakanlığımızca suç duyurusunda bulunulacaktır."