Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçe İsrail Başbakanı Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Galant'ın yakalama talebi hakkında değerlendirmelerde bulundu. “Geçen haftanın umut verici gelişmelerinden biri İsrail başbakanı caniyahu için verilen tutuklama kararıdır caniyahu köşeye sıkışmış ve sonu görülmüştür İsrail’de soykırıma karışanlar her masum kadının hesabını verecektir.” ifadelerini kullandı.
MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin açıklamaları şöyle:
Geçen haftanın umut verici, en azından yüreklerimize sur serpen gelişmelerinden birisi İsrail Başbakanı Caniyahu ve eski savunma bakanı aleyhine Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından alınan tutuklama kararıdır. İnsanlık suçu işleyen katilleri yakalamak için hukuk devrededir. Caniyahu köşeye sıkışmıştır ve sonu görünmüştür. İsrail halkı sokaklara dökülmüş, vicdan ve sağduyunun refakatinde Caniyahu protesto edilmiştir. AB Yüksek Temsilcisi’nin, birlik üyesi ülkelere Uluslararası Ceza Mahkemesi tutuklama kararını uygulanmasıyla ilgili hatırlatmada bulunması çarpıcı bir gelişmedir. İsrail yönetiminde soykırım suçuna karışmış failler dökülen her masum kanın damla damla hesabını verecektir ve bu günler uzak değildir.
erefsiz canilerin ibretlik sonlarını göreceğimiz günlere az kalDI
Roma Statüsü’nün 86 ve 87. maddeleri doğrultusunda, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin aldığı tutuklama kararının taraf ülkelerce uygulanması hukuki bir yükümlülüktür. Bu açık yükümlülükten Statü taraftarı hiçbir ülke kaçamaz, muafiyet bahşedecek herhangi bir imtiyaza da sahip olamaz. Söz konusu Statü’nün 89. maddesi gereğince, Caniyahu ile eski savunma bakanının Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne taraf olan herhangi bir ülkeye gitmesi halinde ellerine kelepçe vurulup Lahey’deki mahkemeye çıkartılması bir hukuk ve insanlık namusudur. Aralarında Fransa, İspanya, Belçika, Cezayir, Kanada, Güney Afrika, İtalya, Hollanda ve İrlanda’nın yer aldığı ülkeler Caniyahunun ülkelerine gelmesi halinde tutuklayacaklarını açıklamışlardır. Çember daralmış, vakit yaklaşmış, akıbet netleşmiştir. Soykırım suçlularından hesap sorulması artık sabır ve zaman meselesi halini almıştır. İnsanlığa karşı suç işleyen katillerin, 50 bine yakın masumun kanı alınlarına kazınan şerefsiz canilerin ibretlik sonlarını göreceğimiz günlere inşallah az kalmıştır.
Caniyahu ve eski savunma bakanı azılı suçludur, bu soykırımcıların arkasında duran ülkeler de işlenmiş suçlara taammüden ortaktır. 20’inci yüzyılda Yugoslavya, Almanya ve Ruanda’da yaşanan insanlık suçlarının belki de en ağırı bugünkü zaman diliminde Gazze’de tezahür etmiştir. Üç ülkenin hukuki hesaplaşması sonuçlanmıştır. Şimdi sırayı Gazze almıştır.
Galant'ın kaçışı kurtuluşu söz konusu değildir
Birleşmiş Milletler “Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi”nde belirtilen suçlar ile Birleşmiş Milletler “1949 Cenevre Savaş Suçları Sözleşmesi”nde savaş suçu olarak açıklanan suçlar kapsamında Caniyahunun ve eski savunma bakanının kaçışı kurtuluşu söz konusu değildir.
Sırbistan Devlet Başkanı Miloseviç’in Kosova’daki cinayetlerin bırakınız emrini vermesini, bu cinayetlerden haberdar olduğu halde engellememekten dolayı sorumlu ve suçlu bulunduğu bilinen bir gerçektir. Kaldı ki Gazze’de emzikli bebeklerden kadınlara, çocuklardan yaşlılara kadar infaz emrini doğrudan veren bizatihi Caniyahudur. uluslararası Ceza Mahkemesi’nin devletleri yargılamadığı, kişi sorumluluğunu esas aldığı ve sadece gerçek kişilere hesap sorduğu dikkate alındığında, adaletin tecellisiyle Caniyahu ve soykırımcı yandaşlarının ömür boyunca demir parmaklıklar ardında cezasını çekmesi kaçınılmaz bir hak ifası olacaktır.
Haksızlık telafi edilmeden sıkılı yumruklar açılmayacak, akan kan durmayacak, huzursuzluk tesirini kaybetmeyecektir. Filistin’in huzura kavuşması Ortadoğu’nun huzur bulması demektir. Biz huzuru bir insan hakkı olarak telakki ediyoruz. Kaldı ki insanlığın huzur bulmasını amaçlıyoruz. Daha adil, daha eşitlikçi, daha güvenli, daha yaşanabilir, daha hakkaniyetli, daha özgür, daha fazla hak ve sorumlulukla perçinlenmiş bir dünya tablosu için ortak akıl ve ortak gelecek paydasında mutabakata varmanın bir fırsat olduğu kanaatindeyiz.