Covid 19 salgınının, küresel ısınma ve iklim değişikliğinin sonuçları ve bunlara karşı alınan sıfır atık kampanyası gibi önlemlerle plastiğin kirletici olduğunu herkesin öğrendiğini ve bu dönemde çevre ve ekolojinin daha da önem kazandığını vurgulayan Kalyoncu, ‘’Sayın Genel Başkanımız Devlet BAHÇELİ çevre konusundaki görüşleri şöyledir; ''Her şeyden önce, herkes kendi ülkesi ve milletinin mutluluğu için çözüm bulmayı öncelikli hedef olarak benimsemelidir. Doğal, tarihi ve kültürel kaynaklarımızın kirlenmesi, tahrip edilmesi ve yok olmasını önlemek için meseleye, bilim ve aklı esas alarak, tarih, kültür, inanç ve milli menfaatlerimizle çatışmayan bir bakışla yaklaşmalıyız.’' ifadelerini kullandı.
MHP İzmir Milletvekili Kalyoncu, şunları söyledi;
‘’Bir karış toprağı, bir çakıl taşını başkasına vermemek için can veren, kan döken bir milletin o toprakların kirletilmesine müsaade etmeyeceği aşikardır.
Bu durum M. Kemal Atatürk’ün tespiti ile uyum göstermektedir; “Eğer vatan denilen şey kupkuru dağlardan, taşlardan, ekilmemiş sahalardan, çıplak ovalardan, şehirlerden ve köylerden ibaret olsaydı, onun zindandan hiçbir farkı olmazdı.”
Çevre Eğitimine Anaokulunda Başlanmalıdır!
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın geliştirmiş olduğu “Sıfır Atık” projesini destekliyoruz. Ancak sıfır atık uygulaması, poşet sorununun çok ötesine geçmektedir. Kaynakta ayrıştırma, hem çevre kirliliği hem de ekonomik kaynak kullanımı açısından kıymetlidir. Hem hanelerin hem de bu atıkları toplamakla yükümlü yerel yönetimlerin sorumlulukları belirlenmelidir. Bu amaçla yerel yönetimlerin de çöp toplama faaliyetlerini yeniden düzenlemesi gerekmektedir.
Çevre sorunları ile mücadelenin ekonomik ve teknik boyutları olduğu kadar sosyal bir boyutu da vardır. Bireylerin farkındalığı ve duyarlılığının yükseltilmesi için çevre eğitimi gerekmektedir. Bu konuda Milli Eğitim Bakanlığı ile işbirliği yapılmalı ve çevre eğitimi anaokullarından başlatılmalıdır.
Dirençli Kent Tasarımında Hava Koridorları Oluşturulmalıdır!
Mümkün olan ambalajların depozitolu hale getirilmesi önerisini önemsiyoruz. Yapılaşmaya en çok maruz kalan kentsel alanlarda bitki örtüsü ile geçirimsiz yüzeylerde meydana gelen değişimlere bağlı olarak ortaya çıkan yüzey sıcaklığı farklılıkları ve kentteki ısı adalarının değişimi oldukça önemlidir. Dirençli kent tasarımında hava koridorları, kentsel ısı alanlarının oluşumuna çözüm yönünde etkin rol oynayacaktır.
“Kentsel Termal Çevre Bilgi Sistemi” Oluşturulmalıdır!
Mevcut yapı alanlarının kent termal konforu üzerinde oluşturduğu etkilerin giderilmesine yönelik olarak, farklı bitki türlerinin farklı bölgelerde termal çevre üzerinde yarattığı etki araştırılmalı ve kentsel tasarım çalışmalarında bitkilerin farklı özelliklerinden yararlanılmalıdır. Ayrıca kent içi bitkilendirme çalışmalarında karbon emilimi yüksek ve suyu az isteyen bitkiler tercih edilmelidir. Uzaktan algılama ve coğrafi bilgi sistemleri kullanılarak bir “kentsel termal çevre bilgi sistemi” oluşturulmalıdır.
Su Kaynaklarımızda Kayıp Kaçak Oranını En Aza İndirilmelidir!
Küresel ısınma ile birlikte şehirlerde su sıkıntısı baş göstermektedir. Bu duruma çare bulmak için yeryüzüne düşen yağmurun tutulması ve buharlaşmanın engellenmesi gerekmektedir. Türkiye’deki tüm atık su arıtma tesisleri yeniden düzenlenmeli ve arıtılmış suyun tarım ve şehir içi su kaynağı olarak kullanılması sağlanmalıdır.
Aynı zamanda deşarj standartları tüm kurum ve kuruluşlar için uygulanmalı ve titiz bir şekilde denetlenmeli ve mevcut su kaynaklarımızın kalitesi artırılmalıdır. Sadece deşarj aşamasında değil alıcı ortamda da denetim yapılmalıdır.
Ayrıca ülkemizde kayıp kaçak oranları çok yüksek seviyelerdedir. Bu, kaynakta var olan suyu heba etmektir. Kaynakların tam kullanımını sağlamak belediyelerin sorumluluğundadır. Bir an önce bu kayıp-kaçak oranını en aza indirmek gerekmektedir. Hangi kanunu çıkarırsanız çıkarın, hangi önlemleri alırsanız alın etkin bir denetim sistemi oluşturmadığınız sürece sonuca ulaşılamaz.
Çevre Ajansı Aktif Çalışmalı, Su Kanunu Biran Önce Çıkartılmalıdır!
Çevre Ajansı iklim değişikliği etkileri üzerine de faaliyet göstermeli ve oluşabilecek olaylarla ilgili önlemler paketi oluşturmalıdır. Bugün hiçbir işlevi olmayan Türkiye Su Enstitüsü çevre ve su üzerinde yük olmamalıdır. Çevre Ajansı kurulduktan sonra işlevsiz hale gelen birimler tespit edilip kapatılmalı ve bir an önce vakit kaybetmeden Su Kanunu çıkartılmalıdır.
Milliyetçi Hareket Partisi, Kirliliğin Her Türüne Karşıdır!
Milliyetçi Hareket Partisi, siyasetin kirlenmesine, toplumumuzun yozlaşmasına, fikirlerdeki kan lekesi taşıyan kirliliğe, çevre kirliliğine ve doğal alanların yok edilmesine karşıdır. Bu karşı duruş sadece tepkisel bir karşı duruş olmayıp üretime ve sorunların çözümüne odaklı bir karşı duruştur. Bu karşı duruş sadece günümüzde yaşanan sorunları esas almayıp aynı zamanda gelecekte oluşabilecek sorunların tespiti ve çözümünü de kapsamaktadır.
Ülkemiz ve Milletimiz Önceliğimizdir!
Türk Milletine Faydalı Her Şeyin Yanında, Zararlı Olan Her Şeyin Karşısındayız!
Türk milliyetçilerinin çevre duyarlılığını Başbuğ Alparslan Türkeş “Türk ahlâkı hiçbir zaman tabiat kanunlarına aykırı olmayacak, tabiat kanunlarıyla da bağdaşan bir takım temellere dayanmış bir ahlâk olacaktır.” sözü ile ifade etmiştir.
Milliyetçi-Ülkücü Hareketin Lideri Sayın Dr. Devlet Bahçeli de; dünyanın, gelecek nesillere devredilecek bir emanet olduğunun unutulmaması gerektiğini belirterek, ''Daha temiz, daha yeşil bir dünyada yaşamak, gelecek nesillerin en doğal hakkıdır. Onların haklarını korumak ve gözetmek bizlere düşmektedir'' diyerek çevreye verilen önemi ifade etmiştir. ‘’