MHP Genel Başkan Yardımcısı İstanbul Milletvekili Prof. Dr. E. Semih Yalçın, "Taha Akyol'un yazısına cevap verdi.
Tarih Profesörü olan Semih Yalçın açıklamasında şunları ifade etti:
"Taha Efendi, köşeye sıkışınca çirkin pençelerini çıkaran ciğer hırsızı kedi gibi bizi tırmalamaya çalışmışsın. Hem MHP olarak hararet dili kullandığımızdan yakınmış, hem de benim akademisyen kimliğime şeytani bir üslupla hakaret etme edepsizliğine yeltenmişsin. Buna gücün yetmez, çapın nispetinde konuş.
Peki ya sen Taha Efendi? Hiçbir akademik kariyeri, bilimsel birikimi olmadan tarihe el atan, kendini tarihçi gibi satmaya kalkan bir şaklabansın!
Tarihçiden çok tarihçi, hukukçudan çok hukukçu, inkâr etsen de siyaset erbabından çok politikacılığa soyunarak kıt aklıyla siyasete ayar vermeye çalışan bir hadsizsin!
Sende, sözlerinden misal verdiğin Namık Kemal'in fikir namusunun zerresi yok! Sen ancak kendi kifayetsizliğini ve MHP camiasına karşı içinde biriken kokuşmuş erik kurularını çıkarırsın.
Namık Kemal tavizsiz bir vatanseverdi, ya sen Taha Efendi? Kalemini Okyanus ötesinin ve Pensilvanya'nın talimatlarıyla hareket eden oluşumların emrine veren bir oportünist, sözün namusunu kemiren bir kımıl zararlısısın!
Namık Kemal'in, farklı fikirlerin çatışmasından hakikat ışığı parladığına dair sözünden bahsediyor ama sürekli sadece MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli, partimiz ve Ülkücü Hareket aleyhinde fikir üretiyorsun.
Anlaşılan senin yeni mesleğin ve meşgalen, MHP ve Ülkücü camiaya düşmanlık... Böylesine maksatlı, tek yanlı, bilinçli ve planlı muhalefetle hangi olmayan hakikati gün yüzüne çıkaracağını sanıyorsun?
Türkiye'de hukuka, ahlaka, demokrasimize ve bütünlüğümüze yönelik en alçakça saldırıların geldiği solla ve onların müttefikleriyle zerre kadar mücadele etmediğin gibi, onların memleketimize verdiği büyük zararlar hakkında fikir serdetmekten de kaçınıyorsun. Ağzında gümüş kaşıkla doğanlardan mısın?
Çünkü onlar bizim gibi mert değiller ve sen de kahrolası bir korkaksın. Onlarla uğraştığın takdirde seni sadece tahkir etmekle kalmayacaklarını; hayat hakkına, yazı hürriyetine ve sözde hakikat aşığı saçma çabalarına da Jakobence müdahalede bulunacaklarını iyi biliyorsun.
Bilesin ki dilimizdeki öfke, senin layık olduğun üsluptur; senin gibi kalemini ve aklını şer ittifakına servis eden namert ve gafillerin anladığı dildir!"