Gerçekten dünkü zevkli mücadeleye gençler ve her iki takımın hocaları damga vurdu. Bir tarafta gençlere verdiği şansla ve oynattığı açık ve cesaretli futbol ile Ünal Karaman…

Diğer tarafta yaptığı hamlelerle oyunun seyrini değiştiren, Beşiktaş’ı canlandıran Şenol Güneş. Öyle bir hamle yaptı ki, ikinci yarının başında Şenol hoca, Caner-Gökhan ikilisini sahaya sürerek, kanatları güçlendirdi maça ortak oldu.

Ancak Beşiktaş’ın ikinci yarıdaki baskılı oyunu skoru ancak beraberliği getirdi. Parasal sıkıntı yaşayacaksın, yıldız futbolcularını cesaretle kadro dışı bırakacaksın, genç, pırıl pırıl çocukları sahaya süreceksin ve inatla “Şampiyonluk yarışında ben de varım” dercesine sonuçlar alacaksın.

Bu işte eski, aranan Trabzonspor ruhu. Beşiktaş’a ilk yarıda öyle akıllı baskı kurdular ki, öyle akıllı hücumlar geliştirdiler ki, öyle akıllı goller attılar ki, şapka çıkartılır. Uğurcan sanki Trabzonspor kalesini 40 yıldır koruyor gibiydi.

Kendinden emin, soğukkanlı, pozisyonları takibi ve kurtarışları inanılmazdı. Peki ya Beşiktaş’ın genç yıldızı Dorukhan’a ne demeli. Sahada basmadık alan bırakmadı, VAR’a takılan bir gol attı, pas verdi, pas aldı, pres yaptı. Bravo Uğurcan ve Dorukhan…

Genç futbolcu arayan milli takım hocasının dikkatine sunulur… Dünkü keyifli, bol pozisyonlu, gollü maç için iki takımı da tebrik etmek lazım. Daha az hata yapan, rakibinin hatalarını değerlendirmesini bilen Trabzonspor çok önemli bir puan ile sahadan ayrıldı.

Bu sezonun ilk yarısında da üç büyüklere teslim olmadı iki galibiyet bir beraberlik aldı. Benden duymuş olmayın, bu Trabzonspor bu sezon şampiyonluğun en önemli adayıdır