Son yıllarda, yabancı şirketler ve araştırmacıların Çin ile iş birliği yaparak Uygur Türkleri ve diğer yerel etnik gruplar üzerinde gerçekleştirdiği klinik deneyler, doku örneği ve DNA araştırmaları, bilimsel etik standartlar konusunda endişeleri artırdı. Özellikle, Amerikalı bazı kongre üyeleri, Çin’in Doğu Türkistan'da yürüttüğü klinik deneylerin detaylarının incelenmesini talep ederken, Avustralyalı araştırmacıların da bu tür iş birliklerine dahil olduğu ortaya çıktı. Bu tür araştırmaların, Çin hükûmetinin Uygur Türklerine yönelik soykırım suçlamalarıyla bağlantılı olarak devam ettiği biliniyor.
AVUSTRALYALI ARAŞTIRMACILAR VE ÇİN’İN DNA ARAŞTIRMALARI
"Sidney Morning Herald" gazetesinin 2 Eylül tarihli haberine göre, Avustralyalı araştırmacıların, Çin tarafından sağlanan DNA ve kan örneklerinin bireylerin rızasıyla toplanıp toplanmadığını bilmedikleri veya bunu araştırmadan Çin ile iş bilriği yapmalarının etik olmadığı belirtildi.
Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT) Kök Hücre Laboratuvarı Direktörü Dr. Masiyem Mutellipova, Doğu Türkistan'da hiç bir Uygur Türkünün DNA örneği ya da kan örneği verme özgürlüğünün bulunmadığını belirtti. Mutellipova, Doğu Türkistan'da rızanın zorunlu olduğunu ve "izin formu" gibi belgelerin hiçbir anlam ifade etmediğini vurguladı.
ULUSLARARASI BİLİMSEL ETİK SORUNLARI
Öte yandan, uluslararası ünlü bilimsel dergi "Scientific Reports", Avustralyalı araştırmacıların 2018 yılında Doğu Türkistan'da Türklerin DNA adli veri tabanını kurma üzerine yaptıkları çalışmanın, bu yılın temmuz ayında polis müdahalesi nedeniyle askıya alındığını bildirdi. Bu araştırmanın Uygur Türklerini içermediği belirtilmişse de, araştırmacıların Doğu Türkistan'da bin 842 yerel kişiden kan örneği topladığı belirtiliyor.
UYGUR TÜRKLERİNİN RIZASI VE İNSAN HAKLARI İHLALLERİ
Amerika’daki Uygur İnsan Hakları Derneğinin Araştırma Direktörü Dr. Henrik Szadziewski, Uygur Türklerinin rızasının doğruluğunu kanıtlama imkanının bulunmadığını belirtti. Szadziewski, araştırmacıların, Doğu Türkistan'daki mevcut durumu değerlendirirken, bu bölgedeki DNA örneklerinin zorla mı yoksa gönüllü mü toplandığını sorgulamaktan ziyade, bu bölgedeki insan hakları ihlallerini sorgulamanın daha önemli olduğunu ifade etti.
Dr. Masiyem Mutellipova, uluslararası ünlü dergilerde yayımlanan Uygur Türklerinin DNA araştırmalarına ilişkin 90 bilimsel makalenin etik standartlara uyup uymadığının araştırılması gerektiğini belirtti.