Cumhur ittifakı, 15 Temmuz hain darbe girişimine ve o darbe girişimi üzerinden Türkiye’de hesap yapan düşmanlara karşı milli sinir uçlarından doğmuş bir ittifaktır. O güne kadar MHP ve AK Parti birbirine karşı mesafeli, kavgalı ve hatta mahkemelik partilerdi. MHP, AKP’nin; AKP, MHP’nin siyasetini, politik duruşunu benimsemiyordu. 15 Temmuz darbe girişiminin yaşandığı gün tüm bunlar geride bırakılarak “Türkiye” önceliğinde yan yana gelindi.
Bu durum, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin altına imza attığı "Cumhur İttifakı protokolünün” bir bölümünde “Cumhur İttifakı esasen, 15 Temmuz 2016'da FETÖ'nün teşebbüs ettiği hain darbe ve işgal hareketi sonrasında, Türkiye'nin maruz kaldığı saldırılara karşı yerli ve milli bir duruşun doğal bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır.” şeklinde ifade edilmiştir.
Her iki liderde, altına imza attıkları "Cumhur İttifakı protokolünün” her kelimesinin ve cümlesinin namusunu korumuşlardır. Bu yüzden de Türkiye’nin milli duruşu artarak yükselmiş, Türkiye’nin düşmanlarına yönelik eylem ve söylem birliği oluşmuştur. Türkiye içindeki aralıksız devam eden terörle mücadele, Irak ve Suriye üzerinde terör örgütlerine yönelik yapılan operasyonlar bu hale en belirgin örnektir. Karabağ’ın 30 yıllık Ermeni işgalinden kurtarılması için “Karabağ bizim de meselemiz” denilerek dağ gibi Azerbaycan’ın yanında milli duruşumuz, Türk Dünyası arasında birliğin, beraberliğin, dayanışmanın güçlendirilmesi, bir ülkenin milli güvenliğinin sağlanmasında çok büyük önemi olan milli savunma teknolojisindeki üretim atmosferi; Cumhur ittifakının ruhuna uygun ana başlıklar içinde sayılabilir.
AK Parti ve MHP arasında Cumhur ittifakı kurulduğu günden bu yana, bu ittifakı bozmak için her yolu denemediler mi? Her iftirayı atmadılar mı? Her türlü itibarsızlaşmayı yapmaya kalkmadılar mı?
Bu ittifak kurulduğu ilk günlerde, MHP tabanını “MHP saraya baston oldu” diyerek, bu tutmayınca bu sefer AK Parti içinde “MHP ne derse o oluyor” şeklinde fitne yayarak, siyasi nefisleri tahrik için çabalamadılar mı?
Cumhur ittifakının düşmanları dışarıdan bunları yaparken, Cumhur ittifakı içinde görünüp de kişisel-bağlantısal hesap yapanlar olmadı mı? AK Parti ve MHP içinde bu hesabı yapanlar; MHP’yi AK Partiye, AK Parti’yi MHP’ye karşı kışkırtmaya çalışmadı mı? “MHP’den ayrılırsak oyumuz artar”, “AK Parti’den ayrılırsak oyumuz artar” şeklinde şeytanca fısıldamaların muhakkak temelde bir hesabı vardır.
Oysa namusu bugüne kadar korunmuş "Cumhur İttifakı protokolünün” içinde altına imza atılan bir cümle de "Cumhur İttifakı" sadece bir seçim ittifakı olmayıp, Türkiye'ye yönelik iç ve dış kaynaklı hasmane girişimler karşısında, millî ve ahlâkî bir duruş ve bu çerçevede sürdürülecek tarihi bir birlikteliktir.” şeklindedir. Eğer bu ittifak seçim ittifakı olarak görülürse zaten bu basitliğin Türkiye’ye kazandıracağı bir şey olmaz.
MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin son açıklamasındaki “Cumhur İttifakı milli güvence, milletin özgüvenidir. İstiklal ve istikbal haklarımızın muhafız ve müdafaa onurunun mihver gücü cumhur ile Cumhuriyet’i kucaklaştıran akıl ve ahlak temelli ittifakımızdır.” şeklindeki cümleler bu ittifakın önemini zirveye çıkarmıştır.
Bağlantısal ve kişisel siyasi hesapların çoğaldığı günümüzde, her türlü fitneye karşı bugünlerde çok dikkatli olmak gerekiyor. Türkiye’nin hem içinde hem bölgesinde aşılması gereken çok meselesi var. Yoğunlaşılması gereken de asıl onlardır…
YILDIRAY ÇİÇEK/ TÜRKGÜN
