YILDIRAY ÇİÇEK / TÜRKGÜN
Dünya üzerinde Türkiye’den başka başında böyle mülteci gibi büyük bir meselesi olan ülke yoktur. Milyonlarca insanın bir ülkeden başka bir ülkeye girmiş olması ve girdiği günden bu yana doğum oranlarındaki artışlar, yaşanan sosyal olayların yanında bu meselenin yıllara yayıldığı düşünülürse çözüm konusunda sağlıklı kararlar almak artık elzem haline gelmiştir.
Türkiye’nin mülteci meselesi çok boyutlu bir şekilde masaya yatırıldığında, yarınlarda bu yükün ülke içinde birçok yeni meseleyi de doğuracağını görmemek için duyu organlarından mahrum olmak gerekir. Türkiye’de aklı başında kime sorarsanız sorun, bu konunun büyük bir mesele olduğunu size makul cümlelerle özetleyecektir.
Türkiye’de bu konunun nasıl bir mesele haline geldiğini medyada çıkan haberlerden rahatlıkla anlayabilirsiniz. Bu mesele, toplumda en güçlü fitne aracı haline de gelmiştir. Türkiye’nin mülteci yükü yanında, bu mültecilere karşı oluşturulan atmosferde tehlike sinyalleri vermektedir.
Mahallelerde gettolaşan Suriyelilerin, sık sık kendi aralarında toplu kavgalar çıkarmalarının rutin hale gelmesi, kafelerde, sahillerde, mahallelerde, parklarda, bahçelerde toplu hareket eden Suriyelilerin davranışları, toplumda bir tepki ve tedirginlik dalgası oluşturmaktadır. Bunun farkında olan kaos odakları da bu tepki dalgasını yönetmek, tedirginlik halini körüklemek istemektedir. “Fitne aracı” dediğimiz hareketlilikte en çok bu atmosferde görülmektedir.
Geçtiğimiz gün Iraklı bir Türkmen’in, “Suriyeli tacizci” diye darp edilmesi buna bir örnek olmuştur. Mustafa Türkmen isimli kişinin “Beni Suriyeli zannettiler. Darp edilince kimseye derdimi söyleyemedim. Ben savcılık kararıyla hemen serbest bırakıldım. Darp raporu alıp, şikâyette bulundum. Haftaya inşallah oraya gidip savunacağım. 5 metrelik bir yerden atlamak zorunda kaldım. Sopayla gelenler vardı. Benim için Suriyeli dendikçe, beni daha çok darp ettiler. Hepsi için dava açacağız." şeklindeki ifadesi vahim gidişatın bir örneği olmuştur.
Türk devletinin bu mülteci yükünü çözüme kavuşturması gerçekleşene kadar, toplumsal olayların çıkmaması konusunda herkesin sağduyulu olması gerekiyor. En ufak huzursuzluk çıkaran Suriyeliler sınırdışı edilmesi gerektiği gibi, Suriyeliler meselesini kaos yaratmak için fitne aracı görenlere de hukuksal yaptırımlar uygulanmalıdır.
Son 1 haftada Suriyeliler konusunda çıkan haber başlıkları şunlar:
✔️ Konya'da Suriyeliler birbirine girdi! 8 yaralı.
✔️ Kilis'te Suriyeliler arasında bıçaklı kavga.
✔️ Bursa'da, Suriyeli 2 kişi arasında bıçaklı kavga.
✔️ Aksaray'da Suriyeli iki grubun kavgasında 2 kişi yaralandı.
✔️ Gaziantep'te Suriyeli 2 grup arasındaki satır ve sopalı kavga.
✔️ Diyarbakır'da silahlı kavga: Suriyeli bir kişi yaşamını yitirdi.
Milyonlarca Suriyelilerin topluma verdiği psikolojik rahatsızlığın yanında, birbirleriyle kavgaları bile tehlikenin farkında olmamıza sebeptir. Ülke içinde kaos peşinde koşanlar, bu atmosferden elbette güçlenecektir.
Hükümet mülteciler konusunu suçluluk, muhalefet saldırı duygusuyla görmeden konunun çözümünde birleşmelidir. Çünkü Türkiye’nin yarınları hepimizi ilgilendirmektedir.
Hükümetin bu konunun çözümü konusunda son zamanlarda attığı somut adımlarını desteklemek gerekmektedir. Mülteciler konusunda çözüm önerisi, makul düşünceleri olanlar konuşsun, diğerleri de bir zahmet sussun.