Yıldıray Çiçek / TÜRKGÜN
Türkiye’deki sığınmacıların oluşturulacak güvenli bölgelere gitmesi için Türk Ordusu’nun Suriye’de yapacağı terör operasyonları hayati önem taşıyor. Türkiye’nin sınırımızdaki ABD beslemeli terör koridorunu tamamen kaldırması ve Türkiye’deki sığınmacıların vatanına kavuşturulması hassasiyetle üzerinde durulması ve uygulanması gereken mesele olarak önümüzde durmaktadır.
Türk Ordusu, 15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra tabiri caizse içindeki hainler ayıklandıktan sonra sırasıyla Suriye’de terör temizleme operasyonlarına başlamıştı.
24 Ağustos 2016 tarihinde önce Fırat Kalkanı Harekâtını; sonrasında ise 20 Ocak 2018 tarihinde Zeytin Dalı Harekâtını ve son olarak 9 Ekim 2019 tarihinde Barış Pınarı Harekâtını gerçekleştirmiştir. Bu operasyonlar neticesinde Afrin, İdlib, Cerablus, El-Bab, Azez, Rasulayn, Tel Abyad gibi şehirler Türk Ordusu tarafından kontrol edilmektedir. Türk Ordusu ve Suriye Millî Ordusu’nun kontrolünde olan bu bölgelerde güvenli ve huzurlu yaşam hâkim olmuştur. Ülkesine dönen Suriyeli sayısının 502 bin olması da bu oluşturulan güvenli ve huzurlu alandan kaynaklanmaktadır. Bu alanın genişlemesi demek, bölgeye gidecek Suriyeli sayısının artması demektir. İşte bu yüzden Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Güney sınırlarımız boyunca 30 kilometre derinliğinde güvenli bölgeler oluşturmak için başlattığımız çalışmaların eksik kalan kısımlarıyla ilgili yeni adımları da yakında atmaya başlıyoruz. Ülkemize ve güvenli bölgelerimize sık sık yapılan saldırıların, tacizlerin, tuzakların merkezi konumundaki alanlar harekât önceliğimizin başında yer almaktadır. Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, istihbaratımız, emniyet güçlerimiz hazırlıklarını tamamlar tamamlamaz bu operasyonlar başlayacaktır” açıklaması çok önemlidir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu duruşunu Türkiye’deki herkesin desteklemesi gerekirken, Suriyeli sığınmacılar konusunu en çok istismar eden CHP ve kuyrukları niçin Suriyeli sığınmacıları vatanlarına göndermek için en akıllı, mantıklı ve stratejik yöntem olan bölgeyi YPG’den temizleme operasyonuna karşı çıkmaktadır?
Türkiye-Suriye sınırındaki büyük şehirlerin birçoğu YPG’nin elindeyken ve CHP’nin başını çektiği muhalefet terör örgütü YPG’nin safında iken Suriyeli sığınmacıların gönderilmesi nasıl gerçekleşecektir?
Türkiye’deki Suriyeli sığınmacılar konusunun bir mesele haline geldiği, bu meselenin her türlü provakasyon zemini oluşturduğu çok net ortadadır. Geçtiğimiz günlerde 70 yaşındaki engelli Suriyeli kadının yüzüne vicdansızca, merhametsizce atılan tekme, Suriyeli birinin İstanbul /Esenyurt’ta 10 ve 11 yaşlarındaki iki erkek çocuğunu taciz etmesi sonucu başlayan büyük tepkisel hadiseler son günlerde yaşanan provokasyon örnekleridir. Sığınmacılara karşı başlatılan kışkırtıcılık ve sığınmacılar içinde misafir olma adabına uymayanların davranışları birçok provokasyon unsurunu da harekete geçirmektedir. Bir atmosfer sıkışması vardır. Türkiye’nin bu atmosferini rahatlatması için Suriye’de yapacağı alan açma operasyonları gelecek günler açısından çok önemlidir ve sağduyu sahibi herkes tarafından desteklenmelidir. Bu operasyonlara karşı çıkan kim varsa Türkiye’deki atmosferin provokasyona dönüşmesini isteyenlerdir.
Türk milletinin huzuru her şeyin başıdır. Türk milleti elbette vicdanlıdır, merhametlidir. Ama Türk milletinin bu karakterini istismar eden, huzurunu bozanların gözyaşına da bakılmamalıdır. Psikolojik eşik zorlanırsa inanın bunun her türlü külfeti oluşabilir. Hükümet bu konudaki hassasiyetini her zaman canlı tutmalıdır.
Güvenli ve huzurlu bölgeler oluşturmak için Suriye’de alan genişletme operasyonları hükümetin çok doğru adımıdır. Ama Türkiye’de sığınmacılar üzerinden provokasyonu genişletmek isteyenler de büyük bir hareketlilik içindedir. Bu durum görülmeli ve asla savsaklanmamalıdır. Türkiye’nin güvenli, huzurlu bölgeleri yara alırsa, Türkiye’nin bölgedeki vizyonuna dair ayak bağı unsuru çoğalır. Aman dikkat.