KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş'ın danışmanı İngiliz siyasetçi Stephen, Kıbrıs sorununu değerlendirdi. Stephen, 'Türkiye askeri ve bölgesel güç olma pozisyonunu, Müslüman ülkelerin KKTC'yi tanıması için kullanmalı.' diye konuştu.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın danışmanlığını yapan İngiliz politikacı ve hukukçu Michael Stephen, Cenevre'de Birleşmiş Milletler (BM) öncülüğünde Kıbrıslı taraflar ve garantör ülkelerin de katılımıyla 5+1 formatında düzenlenen gayriresmi Kıbrıs konulu konferansta "KKTC ve Türkiye'nin güvenebileceği kimsenin bulunmadığını" ve Kıbrıs sorununun çözümü için en iyi yolun "iki devletli model" olduğunu belirtti.
İngiltere'de eski Muhafazakar Parti Milletvekili Stephen, Britanya Kıbrıslı Türkler Derneğinin (BTCA) düzenlediği çevrim içi toplantıda, Kıbrıs sorununa ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Stephen, milletvekili olduğu yıllarda "Kıbrıs Türk Toplumu" hakkında çalışmalar yürüttüğünü, o dönemlerde uluslararası toplumun Kıbrıslı Rumları "kurban" olarak gördüğünü, kendisinin ise Kıbrıslı Türklerin "soykırıma" maruz kaldığını keşfettiğini söyledi.
1960'lı yıllardaki Rum politikacıların "Kıbrıs'ta Rum hakimiyeti kurma" veya "Kıbrıs'ı Yunanistan'la birleştirme" politikası yürüttüğünü, bugünkü Rum siyasetçilerinin de aynı hayallere sahip olduğunu aktaran Stephen, "Onlar akıllarından bu fikri çıkarana kadar Kıbrıs'ta hem Kıbrıslı Türklerin hem Kıbrıslı Rumların kabullenebileceği bir çözüm olması mümkün değil." dedi.
Uluslararası aktörlerin Kıbrıs sorununda rolü bulunuyor
Stephen, uluslararası aktörlerin Kıbrıs sorununun bir parçası olduğunu, BM ve Avrupa Birliğinin (AB) Rumları adanın egemen hükümeti olarak tanıyıp meşrulaştırdıklarını aktardı.
AB'nin hukuka aykırı davrandığına işaret eden Stephen, Rum kesiminin garantör ülkeler İngiltere, Türkiye ve Yunanistan'ın izni olmadan AB'ye katılamayacağını savunan hukukçuların bulunduğunu, Türkiye ve Kıbrıslı Türkler izin vermediği halde Kıbrıs'ın tek bir ülke olarak birliğe kabul edildiğini anlattı.
Stephen, İngiltere'nin Kıbrıs Rum kesiminde ABD'nin de kullandığı askeri üslerini tehlikeye atmamak için KKTC'nin tanınmasına yönelik kararı alamadığını ifade etti.
İngiltere'nin mevcut durumu korumaya, Kıbrıslı Türkleri iki devletli çözümden uzaklaştırmaya ve Annan Planı'nın başka bir versiyonunu kabul etmeleri için ikna etmeye çalıştığını söyleyen Stephen, "İngiltere hükümeti ve ABD, Kıbrıslı Türkleri umursamıyor. Onlar için Kıbrıs yalnızca stratejik bir değer." ifadelerini kullandı.
Stephen, "İngiltere, adadaki üslerini korumak için insan haklarını ve yasal yükümlülüklerini gözden çıkarmaya ve onların yerine stratejik çıkarlarına odaklanmaya hazır." diye konuştu.
Türkiye askeri ve bölgesel güç alma pozisyonunu, Müslüman ülkelerin KKTC'yi tanıması için kullanmalı
"Çin gibi güçlü bir ülke KKTC'yi tanıyabilir" diyen Stephen, Bangladeş'in daha önce KKTC'yi tanıdığını ancak baskılar nedeniyle bu kararı geri çektiğini, çoğunluğu Müslüman olan birkaç ülkenin KKTC'yi tanımasıyla sorunun değişebileceğini, Türkiye'nin, askeri ve bölgesel güç olma pozisyonunu Müslüman ülkelerin KKTC'yi tanıması için kullanması gerektiğini belirtti.
Stephen, Cenevre'de Birleşmiş Milletler (BM) öncülüğünde Kıbrıslı taraflar ve garantör ülkelerin de katılımıyla 5+1 formatında düzenlenen gayriresmi Kıbrıs konulu konferansta KKTC ve Türkiye'nin güvenebileceği kimsenin olmadığını, sorunun çözümünde en iyi yolun iki devletli model olduğunu vurguladı.