Göreve alınırken sözleşmeli personelin de kadrolu olanlarla aynı sınavlara (KPSS-DHBT) girdiğini hatırlatan Genel Başkan Ünal şunları söyledi; “Aynı okullardan mezunlar, aynı yazılı sınavlara tabiler, aynı mülakatlara giriyorlar, atandıkları yerlerde aynı görevlerde bulunuyorlar. Buna rağmen, 4/A ve 4/B çalışanların mevzuatları farklı olması sebebiyle iş güvenceleri, görevde yükselme, nakil, unvan ve kurum değişikliği, yurt içi ve dışı görevlendirmeler gibi özlük ve sosyal haklarında farklılıklar bulunmaktadır. Eşler ayrı illerde görev yapmaktadırlar. Eş durumu tayinleri yapılamamaktadır. Çocukları mağdur durumdadır.
Diyanet İşleri Başkanlığında çoğunluğu imam-hatip, müezzin-kayyım ve Kur’an kursu öğreticisi olmak üzere 27 bin civarında 4/B Sözleşmeli personel çalışmaktadır. Bu çalışanların bir kısmı süresiz sözleşmeli, bir kısmı 3+1 yıl süreli sözleşmeli olarak çalışmaktadır. Sözleşmeli personel arasında bile ayrı sistem bulunmaktadır. Bu, Anayasanın kanun önünde eşitlik ilkesine de aykırı bir yapı oluşturmaktadır.”
Sözleşmeli personelin kadro taleplerinin karşılanacağı yer TBMM olduğunu belirten Ünal; “2019 öncesi göreve başlayan yaklaşık 17 bin 4/B sözleşmeli çalışan, mahkemelere müracaat etmeye başlamışlardır. Davayı kazananlardan kadroya geçenler olmuştur. Bu salgın döneminde ve mahkemelerin bu kadar iş yükünün olduğu bir zamanda, çalışanları dava açmaya yönlendirmek kabul edilebilir bir durum değildir. Bu Devletimizin bütçesine de zarar demektir.
Bu itibarla; Anayasanın eşitlik ve sosyal adalet ilkelerinin hayat bulması, kamuda hizmetlerin verimli ve üretken bir şekilde olması sağlanmalıdır. Çalışanlarımızın karşılaştıkları, yaşadıkları ve yaşanacak mağduriyetlerinin önüne geçilmelidir. Geciktirilmedin, 4/B statüsünde istihdam edilen bütün sözleşmeli personelin ayrım yapılmadan, 4/A statüsünde kadroya geçirilmeleri sağlanmalıdır.
4/B Sözleşmeli çalışanlarımızın kadroya geçmelerinin yeri mahkemeler değil, Türkiye Büyük Millet Meclisi’dir” dedi.