İLGİNÇ BİR VAKA
Adaya gelen doktor birkaç gün boyunca kızı muayene etti ama durum karşısıda o da şaşkına döndü. Tipik bir kaza sonrası komadan farklı olarak Karolina ölü gibi görünüyor ancak hayati fonksiyonları sorunsuz çalışıyordu. Şaşırtıcı olan ise saçlarının ve tırnaklarının hiç uzamaması ve kilo vermemesiydi.
Altı yıl sonra 1882'de Karolina, elektroşok tedavisi tedavisi için Oskarshamn şehrine nakledildi ancak etkili olamadı. Doktorlar onu tekrar evine gönderdiler ve ailesine kızlarının yalnızca bir mucize ile uyanabileceğini söylediler. Uyuduğu süre boyunca katı yiyecekler yemedi, şekerli süt ile beslendi.
Hastanenin koyduğu teşhis, demansa bağlı bir tür felç hastası olduğu yönündeydi. Bu vakada ilginç olan şey, bedensel durumuna rağmen çevreye tepki verebildiğinden zihninin hâlâ aktif olmasıydı. Ailesi bunu yıllar sonra erkek kardeşlerinden biri vefat ettiğinde fark etti. Karolina hâlâ derin uykuda olmasına rağmen ağlıyordu.
32 YIL SONRA UYANDI
Sonunda 3 Nisan 1908'de bir hizmetçi Karolina'yı yerde sürünürken buldu. Zayıf ve solgundu, ışığa karşı hassasiyet gösteriyordu ve konuşmakta biraz zorlanıyordu. Uyanması büyük heyecan yarattı. Muhabirler, doktorlar ve diğer merak eden kişiler ona yaşadıklarını sormak için Oknö'ye gittiler ama uyandığında o 32 yıla dair hiçbir şey hatırlamadığını söyledi.
Ona göre o hâlâ 14 yaşında, ertesi gün uyanmış bir kızdı, aslında 46 yaşındaydı. Ancak sanki 25 ila 30 yaşları arasındaki biri gibi çok daha genç görünüyordu. Stockholm'de psikiyatrik testlere tabi tutuldu ve burada uykuya dalmadan önce sahip olduğu tüm yetileri koruduğu ortaya çıktı.
Kesin olarak doğrulanamasa da, Karolina'nın konuşabildiği ve yemek yiyebildiği uyanık anları olduğu yönünde bir teori var. Sonraki hayatına dair bilinen tek şey, uyandıktan sonra 40 yıl daha sorunsuz yaşadığı ve her zaman nazik biri olduğu.