u003cbu003e'YAPAY ZEKA ZİHİNSEL İŞLERİMİZİ TAKLİT EDİYOR'u003c/bu003eYapay zeka teknolojisi, herhangi bir işin o işi hiçbir şekilde yapmamış, yapmayı düşünmemiş birine ayrıntılı şekilde anlatılarak, o kişinin de aynı ürünü bir usta kadar iyi ortaya çıkarması çalışmalarına dayanıyor. Bir işin ne kadar iyi tanımlanırsa, o tanımlara uyarak adım atan herkesin aynı sonuçlara ulaşabileceğini söyleyen Dr. Tolga Yıldız, “Buna büyük matematik alimi El Harezmi'nin Latin dünyasındaki ismini verdik ve algoritma dedik. Bunu birkaç yüzyıl önce makinelere de yaptık. Bir tekstil makinesi nasıl ki bir tekstil işçisinin emeğini iş akışı olarak taklit ediyorsa, bir yapay zeka da bizim zihinsel işlerimizi taklit ediyor. Tabii ki iyi tanımlayabildiğimiz zihinsel işlerimizi. Mesela dört işlemi çok kolay yaptırdık. Çünkü iyi tanımlı algoritmaları var. Yapay zeka çalışmaları, tüm pazarlama departmanı şovlarının gerisinde, böyle tarihi olan bir teorik ve uygulamalı çaba aslında” diye konuştu.
Yaptığı araştırmalarda 3 yaşındaki çocukların bile yapay zeka öğretmenlerden sanal bir ortamda, insan bir öğretmenden gerçek nesnelerle öğrendiği kadar iyi öğrenebildiklerini gördüğüne değinen Yıldız, buradaki esas hususun, yapay zeka öğretmenin sosyal etkileşimleri iyi şekilde taklit edebilmesi olduğunu dile getirdi. Didaktik bir yapay zekanın, didaktik bir öğretmenden hiçbir farkı olmadığına dikkat çeken Yıldız, İkisi de iyi öğretemiyor. İnsanlar, başka insanlarla ortaklaştıklarında kalıcı şekilde öğreniyorlar. Biz nesnelere değil, başka insanlara odaklıyız. Sosyal organizmalarız. Bu yüzden yapay zeka öğretmenlerin bu sosyalliği iyi taklit etmeleri gerekiyor. Bunun için de bizim öğrenmemizin doğasını daha iyi anlamamız lazım. Biz nasıl kafa kafaya veriyoruz ki yapay zeka ile kafa kafaya verebilelim. Yapay zeka öğretmenlerin en ciddi avantajı, usta-çırak ilişkisini tekrar canlandırabilme potansiyeli. Usta-çırak ilişkisi insanların doğal öğrenme yoludur şeklinde görüş paylaştı.
u003cbu003e'ENVAİ ÇEŞİT İMKAN VE DENEYSEL ALAN VAR'u003c/bu003eEğitimde Metaverse’ün kullanılmasıyla birlikte çocukların çok yönlü ve zengin öğrenme içerikleriyle karşı karşıya kalacaklarını söyleyen Eğitim Politikaları Araştırma Merkezi (EPAM) Direktörü Doç. Dr. İbrahim Hakan Karataş, “Nasıl ki telefonumuzdan kaç adım yürüdüğümüzü, sağlımızı ve benzeri gündelik hayattaki ihtiyaçlarımızı görüp karşılayabiliyoruz ve bazen oradan geri bildirim alabiliyoruz, işte Metaverse de yapay zeka öğretmenler de öğrencilere öyle büyük katkılar sağlayacak. Öğretmenler için büyük yük olan sınav hazırlamak, sınavları okumak, doğru ve teknik geri bildirim vermek açısından bir kolaylaştırıcı yönü olacak. Diğer taraftan öğrenme biçimine yönelik sağ ve sol beyin farklılıkları olabiliyor. Kimi öğrencinin matematik, kiminin sözel, kiminin de resim ya da müzik zekası yüksek olabiliyor. Ancak sizin bu çocukların tamamına trigonometriyi anlatmanız gerekiyor. Metaverse’te envai çeşit imkan, deneysel alan ve sanal gerçekliklerin olduğu bir yapı var. Bunlar bir ağ içerisinde oluşuyor. Bu yapıya dünyanın çok çeşitli ülkelerinden içeriklerle katkı yapılıyor, insanlar birbiriyle etkileşim kurabiliyor ve etkileşimle öğrenebiliyor. Bu durum öğrenmeyi zenginleştiriyor, kolaylaştırıyor ve öğrenilip öğrenilmediğine dair geri bildirim veriyor bilgisini verdi.
u003cbu003e'DİJİTAL ZORBALIK İLE KARŞI KARŞIYA KALINABİLİR'u003c/bu003ePeki genel olarak Metaverse evreninde çocukları bekleyen tehlikeler neler? Aileler bu noktada nasıl bir yaklaşım benimsemeli? Tehlikelerin çevrimiçi ortamda bulunan tehlikelerle paralellik gösterdiğine, bunlardan birinin de dijital zorbalık olduğuna değinen İstanbul Ticaret Üniversitesi İletişim Fakültesi Medya ve İletişim Bölümü'nden Doç. Dr. Nihal Kocabay Şener de, “Farklı sosyal medya platformlarında da karşılaşılan dijital zorbalık Metaverse’de de karşılaşılabilecek olan konulardan birisi. Bir diğer konu dijital ortamda yaşanabilecek olan çocuk istismarı ve çocukların güvenliği. Geçtiğimiz günlerde BBC muhabiri çocuk olarak oluşturduğu bir profil ile striptiz kulübüne girdiğini ve bazı kullanıcıların kendisini taciz ettiğini yazdı. Bu oldukça tehlikeli bir durum. Son olarak dezenformasyon ve manipülasyon konusuna da değinmek isterim. Günümüzün büyük sorunlarından birisi bu. Metaverse’te de karşımıza çıkacak sorunların arasında yer aldığını ve çocukların buna karşı daha savunmasız olabileceğini göz önünde bulundurmak gerekiyor açıklamalarında bulundu.u003cbu003e'ÇOCUKLAR SANAL İLE GERÇEKLİĞİ AYIRT EDEMEYEBİLİYOR'u003c/bu003eSanal ve gerçeği ayırma konusunun çocuklar için üzerinde düşünülmesi gereken konulardan biri olduğunu söyleyen Doç. Dr. Nihal Kocabay Şener, “Daha önce yapılan bir araştırma çocuklar ve yetişkinlerin VR deneyimlerinin farklı olduğunu gösteriyor. Araştırmaya göre, yetişkinler VR deneyiminin sanal olduğunu farkındayken, çocuklar her zaman bunu fark etmeyebiliyor. Bu durum sanalı ve gerçeği birbirine karıştırma ihtimalleri olabileceğini gösteriyor. Zaman içinde etkileri daha net olarak görebileceğiz” dedi.
Ailelerin çocuklarının nasıl bir ortamda oyun oynadığını gözlemlemeleri gerektiğinin altını çizen Doç. Dr. Nihal Kocabay Şener, Ebeveynlik tanımı değişiyor, artık dijital ebeveynlikten söz ediliyor. Dijitalde tehlikeler olabilir ama çocuğumuz bunu kullanmasın demek asla bir çözüm değil, hatta çocuğa yapılabilecek bir kötülük. Dijitalde riskler olabilir ama fırsatlar da var. Çözüm, ebeveynlerin çocukları ile birlikte öğrenme sürecinde olması. Çocuklarıyla Metaverse deneyimleriyle ilgili konuşmak, zaman zaman birlikte çocuğun içinde bulunduğu platformu deneyimlemek önemli. Bu öneriler sadece Metaverse için değil, tüm dijital platformlar için geçerli” açıklamalarında bulundu.Kaynak: Milliyet