İAR Yönetim Kurulu Başkanı Ayşen Esen, Türkiye'nin altın konusunda dünyada ilk 5'te, kuyum sektöründe ise ilk 3'te yer aldığını belirterek, Türkiye'de madenlerden 40-50 ton civarında altın çıkıyor. Geçmişte 20-30 tondu. Sadece İAR olarak yıllık üretim kapasitem 1.000 tonun üzerinde. Dolayısıyla 40 ton hiç kimseye yetmez. Bu anlamda bizim muhakkak altın ham maddesine ihtiyacımız var. Bu da ne demektir, ithalat yapılıyor. Dolayısıyla Türkiye'nin cari açığındaki önemli unsurlardan biri de altın ithalatı. Yastık altından ne kadar çok altın çıkarsa, o kadar az ithalat, çok ihracat, ekonominin canlanması demek. Bu yüzden biz bu konuyu çok önemsiyoruz. Bu anlamda yapılacak şeyler sonsuz devam edecek. diye konuştu. Yastık altı altınların sisteme kazandırılması kapsamında vatandaşa sunulacak önemli şeylerden birinin de yan faydalar olduğunu vurgulayan Esen, konuşmasını şöyle tamamladı:
Her zaman şunu söylüyorum, Anadolu'da altın, kadının hayat güvencesidir. O yüzden o altını alıp bankaya götürdüğünde, altın boşta duruyor. Halbuki o kadını ekonominin içine katmak için daha işlevsel hale getirebilir ve bunu teminat olarak kullanarak mikro kredilere dönüştürebiliriz. Bunun karşılığında aldığı krediyle bir tekstil ürünü veya sabun üretebilir, tarımla uğraşıyorsa bunu geliştirebilir. Bunun gibi birçok şey sunulabilir. Bunları da bankalarla görüşüyoruz. Gerek bankacılık sisteminin gerek kamunun gerekse bizlerin yapabileceği her ne varsa önümüzdeki günlerde adım adım sistemin üzerine ekleyeceğiz.
Bizler hepimiz bir şekilde finans dünyasının içindeyiz. Ekonomide eski basit korelasyonların hiçbiri kalmadı. Dünya başka bir denge içinde yaşıyor. Buna ek olarak yakın çevremizde ve tüm dünyada birçok jeopolitik gelişmeler var. Uzun yıllardır yaşamadığımız kadar büyük bir enflasyon sorunuyla sadece Türkiye değil tüm dünya karşı karşıya. ABD bile hiç alışık olmadığı şekilde çift haneye doğru gidiyor.Dolayısıyla bütün bunları üst üste koyduğumuzda altının güvenli liman olma özelliği devam edecek ve bence gelecek dönemde daha da önem kazanacaktır. Yatırımcılara konjonktürü izleyerek yatırım sepetlerinin içinde her daim altını ve değerli metali bulundurmalarını öneriyorum ama bunu yastık altında değil ekonomik sistemin içinde güvenli şekilde tutmalarını istiyoruz.