Dijital bağımlılığın yeni bir nesil ortaya koyma aşamasında olduğunu belirten Doç. Dr. Dilci, Yeni çağa adını vereceğimiz dijitalizm diye tanımladığımız ve yine sanalizm olarak da ifade edeceğimiz insan davranışları ve onların karakteristikleri üzerine etki edecek yeni bir akımla karşı karşıyayız. Bugün bu içinde bulunduğumuz dijitalizm döneminin yeni bir nesil ortaya koyma aşamasında olduğunu biliyoruz.
Çeşitli sosyal medya programlarına yönelik sorulan sorulara cevap verenler, dijital bağımlı olup olmadığını öğrenebiliyor. Program ayrıca çeşitli önerilerde de bulunuyor.
Yani dijilist diyeceğimiz sadece ve sadece dijital nesneler üzerinden hayatı yorumlayan, hayatı yaşayan ve bunlar üzerinden zevk ve algı biçimlerini şekillendiren bir nesille karşı karşıyayız. Bu neslin sağlıklı bir sonuca ve yine gerçek bir temelli yaşam biçimine geçebilmesi için birtakım önlemleri almak durumundayız.
Bizim şu an içerisinde bulunduğumuz sıkıntı, çağımızın getirdiği bu dijitalizm akımının sonuçları olarak her şeyden önce kişisel yaşamımızda olumsuzluk oluşturan, hayatımızın karpal sendromu dediğimiz her anında dijital nesneler olmazsa olmazmış gibi hareket ediyor olmamız, gözlerimizdeki yaşlar bile kurudu. Yüzümüzdeki renk değişti. Artık algı biçimimiz farklılaştı. Kısacası her şeyimiz sanallaştı dedi.
u003cbu003e'PATENT BAŞVURUSU YAPILDI'u003c/bu003eDijital bağımlılığın önüne set çekebilme adına üç yıldır bir proje üzerinde çalıştıklarını ifade eden Dilci, Bu çalışma Türkiye’de ve dünyada bir ilk olarak gerçekleşiyor. Bu tekniğin adı dijitanalist tekniğidir. Dijitanalist tekniğinde bireyin bilinçaltının dijital bağımlılık eğilimlerini analiz etme tekniğidir.
Dijitanalist tekniğinin en önemli özelliği sadece dijital bağımlılıkla ilgili yönlerini değil aynı zamanda normal hayata karşı bakış açılarını da yapay zeka temelli ilişkilendirmeden hareketle algoritmik sistem üzerine inşa ediyor olmamızdır. Online sistem üzerinden 10 dakika gibi kısa bir sürede bireyin kendisiyle ilgili dijital yaşam analizi raporunu alması mümkündür.
Bizim çalışmamızın dünyadaki diğer çalışmalardan farkı ki bu şekilde neden sonuç ilişkisi içerisinde algoritmik bir sistemi sunan herhangi bir buluş söz konusu değildir. Cumhuriyet Üniversitesi ve ekibim olarak bu konuda yaptığımız üç yıllık çalışma da dijital kavramını her şeyden önce bir çatı olarak gördük.
Birçok dijital kavramı etrafında toplayarak her şeyden önce ilişkisini, yaşam temelini ele aldık. Zira cep telefonunu bırakan bir kişi televizyonla devam ediyor, televizyonu bırakan bir kişi internetle devam ediyor. Bu şekilde dijitalleşmenin ortaya koymuş olduğu bilinçaltındaki kişinin dijital nesnelere karşı tutumunu bir algı ölçeği şekilde geliştirdik.
Bilimsel çalışmamız ile ilgili patent başvurusunu yaptık. 45 sorudan oluşan soruyla başlamaktadır. 10 dakika sonunda çıkan sonuçlarla bireye özgü bir rapor sunuyoruz diye konuştu.