‘RUNİK ALFABESİYLE YAZILMIŞ DUA VE ŞİFA METNİ BULDUK’Yazıtın bulunduğu bölgede araştırmalarını yoğunlaştırdıklarını ve 2 farklı yazıtla daha karşılaştıklarını anlatan Doç. Dr. İlker Işık, “Türkopol yazısını bulduktan sonra tabii ki bizim için çalışmalar derinleştirildi. Bölgede Türklere ait başka bir bulguyla karşılaşabilir miyiz, diye çalışmalarımızı bu alanda yoğunlaştırdık ve 2 adet runik alfabesiyle yazılmış yazıtla karşılaştık. Bu yazıların dua metni şeklinde olduğunu düşünüyoruz.
Bu konuda Cengiz Saltaoğlu’ndan destek aldık. Onun yapmış olduğu transkripsiyona göre hastalığın iyileştirilmesi konusunda bir şifa metni olduğunu düşünmekteyiz. Bu çalışmaların ilerletilebilmesi için öncelikle epigrafik anlamda çalışmaların geliştirilmesi lazım. Türkoloji anlamında, bu alanda gelişmiş olan bilim insanlarının yer alması bizim için çok önemli. Akademik zemin altında bunların çevirisinin, epigrafik çalışmalarının yapılmış olması, bunların dönemsel anlamda niteliklerinin ve dönemlerinin tespit edilmiş olması açısından Türkoloji uzmanlarının arttırılması bizim açımızdan çok iyi olur” dedi.
‘TARİHSEL ANLAMDA BİRÇOK BULGU İÇERİYOR’
Doç. Dr. Işık sözlerini şöyle tamamladı:“Bölgenin ne kadar kıymetli olduğunu biz tespit ettikten sonra Konya Büyükşehir Belediyesi ve Karatay Belediyesi’nin destekleriyle burada bir çalışma yürütmeye başladık. Sayın Hasan Kılca’nın destekleriyle de 2021 yılından itibaren müze başkanlığında çalışmalarımıza başladık. Bu yıl da Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle Savatra Antik Kenti’nde ilk kazı çalışmalarımızı yürütüyoruz.
Bölgenin stratejik anlamda önemli bir saha olması, tarihsel anlamda birçok bulguyu içermesi, farklı kronolojilere hizmet edecek emareler içermesi açısından Savatra Antik Kenti’nde kazı çalışmalarını biz de temenni ettik ve bakanlığımızın müsaadesiyle başladık.” (DHA)