Selim Dallı, araca kendisinden sonra çocuklarının bakacağını kaydetti.Festivalde kırmızı ve mavi renkli iki klasik otomobilini sergileyen Umran Odabaşı ise bir aracının 1957, diğer aracının 1960 model olduğunu aktardı. Odabaşı, araçları kapalı bir garajda muhafaza ettiklerini, yaz günlerinde Ankara turu yaptıklarını söyledi. Zaman zaman festivallere katıldıklarını da not düşen Odabaşı, parça ve usta sıkıntısı yaşadıklarını dile getirdi.
“Türkiye Klasik Otomobil Festivali”ni gezen Elmas Kozan, klasik otomobilleri görmenin çok güzel olduğunu, çocuklarının ayrıca sevindiğini anlattı.Kendisi de bir klasik otomobil tutkunu olan Arda Kayra Kolak, klasik otomobillerin yakıt ve bakım masrafından yakındı. 1957 model Amerikan bir aracı olduğunu, bu aracın dedesinden ve babasından kaldığını anlatan Kolak, “Bu festivalde olduğum için kendimi çok mutlu ve şanslı hissediyorum. Bu kadar büyük bir festival olacağını hiç tahmin etmiyordum. Klasik otomobil kültürünün yerleşmesi, çocukların klasik otomobili görmesinin çok önemli bir organizasyon olduğunu düşünüyorum. Benim 1957 model bir Amerikan V-8 motorlu bir aracım mevcut. Bu araba 1966 yılından beri ailemizde. Dedemin, babamın ve benim ilk otomobilim. O yüzden manevi duygusu çok yüksek. Bu bir tutku. Restorasyon çok meşakkatli bir iş ama şu an içim gıdıklanıyor, şöyle bir araba olsa da yeniden toplasak. ‘Ya sev ya nefret et’ gibi bir olayı var” diye konuştu.
Festivale kız arkadaşıyla gelen Eren Dönmez, araba merakı olduğunu, daha önce görmediği arabaları bu festivalde gördüğünü söyledi. Spor arabaları daha çok sevdiğini kaydeden Dönmez, festival için Eskişehir’den geldiğini bildirdi. Kız arkadaşı Ceren Şahin ise “Biz daha çok yeni model spor arabalar seviyoruz da bunlar da iyi. Kesinlikle alırım” dedi.