Türk Dil Kurumu sözlüğünde başarı; “Kişinin yetenek ve yetişmeye bağlı olarak gösterdiği ansal ya da eylemsel etkinliklerinin olumlu ürünü, bir işi istenilen biçimde bitirmek, elde etmek, istediğini bulmak.” olarak açıklansa da başarının anlamı kişiden kişiye bireyin yaşına, bulunduğu çevreye, kişilik özelliklerine ve daha birçok nedene bağlı olarak farklılaşmaktadır. Örneğin bana göre başarı bir lokomotife benzetilebilir. Onun peşinden gelen birçok kelime, onu anlamlı kılan birçok malzeme vardır. Peki bu başarı lokomotifinin vagonlarını oluşturan unsurlar nelerdir ?

Azim, alın teri, özveri, emek, bedel, inanç, hayal, ilham ve özgüven.

Başarılı olabilmek ve hedeflerimize ulaşabilmek için gerekli motivasyonumuz olmalı, o işi yapmak istemeliyiz ve yapabilecek gerekli donanıma, bilgiye sahip olmalıyız. Hedeflediğimiz noktaya ulaşana kadar gereken gücü, performansı gösterebilmeliyiz. Zaman zaman kendimizi değerlendirmeli, test etmeli hedefimize ulaşabilmek için yaptığımız yanlışları düzeltebilmeli ve tekrar çalışmaya devam etmeliyiz.

Başarının tanımı, başarılı olma arzusuyla hayatımızdaki güzellikleri bir yana bırakmak, sevdiklerimizi ihmal etmek olmamalıdır. Hedefimizi oluşturup, zamanımızı iyi yönetebilirsek ve işimizi sabır ile idame ettirirsek başarıyı elde etmemiz de kaçınılmaz olacaktır. Hayır hayır, amacım sizlere kişisel gelişim tadında bir yazı sunmak değil, demem o ki ülkülerinizin nihayete ulaşması için azimli ve kararlı olun ve asla pes etmeyin işte o zaman başarı er ya da geç kapınızı çalacaktır.

Bu konu ile ilgili ders verici nitelikte çok güzel bir kıssa vardır ki lise yıllarımdan beri ne zaman pes etmeyi düşünsem aklıma bu kıssa düşer. Belki bir yüreğe dokunabilirim düşüncesi ile şimdi bunu sizinle paylaşmak istiyorum.

Büyük Şafiî fakihi İbn Hacer el-Askalanî’nin asıl adı Ahmed b. Muhammed’dir. Onun “taşın oğlu” anlamına gelen “İbn Hacer” lakabıyla anılması bazı kaynaklarda şöyle bir olaya dayandırılır:

Rivayete göre çok küçük yaşlarda iken ilim tahsiline başlayan İbn Hacer, dersleri anlamakta güçlük çekmekte, arkadaşlarından geri kalmaktadır. Bu durum onun öğrenme arzusunu giderek köreltir, kafasının kalın olduğuna hükmederek tarla işleriyle uğraşmak üzere köyüne dönmeye karar verir.

Sıcak bir yaz günü yola koyulmuştur. İyice yorulduğu bir demde karşısına çıkan bir mağaranın serinliğinde dinlenmek ister. Sığındığı mağaranın tavanında belli belirsiz bir su sızmakta, bu sızıntı çıktığı noktada birikip dakikalar sonra artık tutunamayacak kadar büyüdüğünde küçük bir damla olarak yerdeki taşın üzerine düşmektedir.

İbn Hacer’in gözü damlanın düştüğü taşa takılır. Taş oyulmuştur. Oysa taş sert, su damlası ipek kadar yumuşaktır. Buna rağmen bu zayıf gibi görünen damla kim bilir kaç senedir sürdürdüğü ısrarla, sebatla bu kadar sert bir taşı delmiştir. İbn Hacer kendi kendine “Benim kafam şu taştan daha sert değil ya! Üstelik ben şu bir damla sudan daha güçlüyüm”. der ve döner ilim tahsiline sabırla devam edip yılmadan çalışarak büyük bir alim olur. Ve o gün bugün, onu ilme yönlendirenin bir taş olması sebebiyle İbn Hacer diye anılır…

Bu İbni Hacer, zamanında çok büyük bir şafii fakihi olur ve ardından da Diyarbakır’a şafii mezhebi kadısı olarak tayin edilir ve kendisi çok büyük bir İslam ve hadis âlimi ve hafızı olmuştur. Halen ilim adamlarının faydalandığı cilt cilt eserlere imza atmıştır.

Ve şimdi yazıyı nihayete erdirme zamanı. Özet olarak diyebiliriz ki elde edilen her başarı bir altın bileziktir. Başarı kapısının anahtarı, ”yapabilirim” demektir. Başarıya ulaşmak ise her insanın nihai isteğidir.

Başarılı olmak istiyorsak, inanacağız, çalışacağız, yorulacağız, belki birkaç kez başarısız olacağız; ama vazgeçmeyeceğiz.

Göğsümüz kabararak okuduğumuz yeminimiz der ki ”Yıkılmayacağız! Başaracağız! Başaracağız! Başaracağız!” Dillere pelesenk olan bu cümleleri şiar edinmeliyiz. Hayatımızın her noktasında büyük düşünmeli, büyük adım atmalı ve başarılı olmak için çaba sarf etmeliyiz.

Başarının lokomotif ; azim, alın teri, özveri, emek, bedel ve özgüvenin vagon olduğu bu treni kaçırmadan yerlerimizi alalım ve dünün hülyalarını ve kederlerini bir tarafa bırakıp, geleceğe yürüyelim!

Başarıya ulaşmak için şimdi gözümüzü yeni ufuklara dikme ve insanlık anıtına bir taş koyma vakti.

Başarı ve mutluluk dolu bir hayat sizlerin olsun.